Güven Çağlayan

Güven Çağlayan

Kentin Yetim Çocuğu

Kentin Yetim Çocuğu

Gebzespor - Bağcılar maçı 1-1 devam ederken yan hakemin kaldırmadığı ofsayt bayrağı golle sonuçlanmış Gebzespor peş peşe goller yiyerek çok iyi mücadele ettiği, net fırsatlardan yararlanamadığı maçtan 3-1’lik yenilgiyle ayrılmıştı.
Bu maçın ardından protokol tribününde bir çok kişi hakemin kararına tepki göstermişti. Tepkinin haklı olduğunu boyutunun fazla olduğunu ifade etmek gerek. 
Yöneticiler nezdinde tepkilerin boyutu biraz fazla olmuştu...
Nedeni; Toplum olarak bir haksızlık gördüğümüzde tepkiyi o an hemen veriyoruz olmamız. Duygularımız mantığımızın önüne geçiyor. 
Orta da ciddi bir emek varsa işin boyutu bir hayli farklılaşabiliyor. 
Yöneticiler ceplerindeki parayı ve ailesine ayırmadığı vaktini bu takıma harcarken haksızlık karşısında isyan etmeleri gayet normaldi bizde olsak aynı tepkileri verirdik ve vermişizdir. Tepkinin  şekli ve boyutu Gebzespor’da birlik beraberlik çemberini daha yükseklere çıkarmak için özellikle yöneticilerin biraz daha sakin olmalarını öneririm.  Çünkü her Gebzespor yöneticisi bir örnektir. Gebzespor’un aynasıdır. 
Takımın arkasından itmek varken, en zor zamanlarda bir tuğla koymaya çalışanlar varken o öyle dedi, bu böyle dedi yüzde 99’u asparagas olan bilgilerle dedikodularla, çekememezliklerle iç kavgalarla neden bir adım ileriye gidemiyoruz. Biz her hattımızla güçlerimizi neden birleştirmeyi denemiyoruz. 
Gebze Belediyesi’yle, sanayi kuruşlarına köprü olacak olan Ticaret odasını bu işin bir tarafından tutturacak çalışmalara neden mesai harcamıyoruz. Gebze Ak Parti İlçe Başkanı İrfan Ayar 2013-2017  yılları arasında Sultanorhanspor’a bulduğu kaynakların yüzde kaçını Gebzespor İçin sağladı. Yüzde 0.1 bile var mı? Bizim buraları konuşmamız gerek. Yukarıdan birleri Gebzespor’u haritan silin talimatı mı verdi de bu sahipsizlik var? 
Bir tarafa milyonlar aktarılırken Gebzespor’a gelince ‘ öyle bir yetkimiz’ yok diyen, suskunları oynayanlar bu kentin yetim çocuğuna  resmî kurumlar gözlerini kapatıyor. Kulaklarını  tıkıyor, haksızlık ederken bunlara karşı ortak tepki göstermemiz gerekirken biz iç çatışmalarla neden eriyip gidiyoruz.
Recep Avcı ve yönetimi darmaduman olmuş bir süreci devralırken bir çok zorluklarla da karşılaşıyor. 
Özellikle ekonominin iyi gitmediği bir süreçte ayakta kalma mücadelesi verenlerin çabasına hak hukuk ve vicdan muhasebesi yaparak destek vermek herkesin boynunun borcu olmalı.
Gelin kent büyüklerinin sahipsizliğine, haksızlığına rağmen bu kentin yetim çocuğuna koşulsuzca sahip çıkalım.
Bağcılar maçında takım genel olarak iyi mücadele etti. 
Teknik Direktör Orhan Ken’e şans verilmesi ‘ Öz kaynaklara ‘ değer verme noktasında önemli olsa da kısmen riskleri de yok değildi. 
Takımın kondisyon ve mücadele etme sorunu yaşamadığını gördük ancak Bağcılar maçının son bölümlerinde takım ve izleyenler arasında bu maçı alırız hissi yaşanırken Orhan Ken’in orta sahanın en çalışkan ismi Oluş’u çıkarıp fiziksel olarak hazır görüntü vermeyen Yunus Akman’ı alması, takımı öne taşıyan tek isim olan Oğuz’u çıkarıp genç Yasin’i alması onun ve Gebzespor adına şansızlık olduğunu ifade etmeliyiz. 
Şahsen sahada yürüse de Oğuz Bağcılar maçında oyundan çıkacak en son oyuncu olmalıydı. Gebzespor oyunu rakip sahaya yıkmış galibiyet golü ararken Oğuz’un çıkması yorgun olsa da doğru değildi. 
Maç 1-1 devam ederken hiçbir değişiklik yapılmasaydı ve takım yine 3-1 kaybetseydi. Teknik kadroyla ilgili olumsuz bir yorum yapılmazdı. Mağlubiyet oldukça isteksiz, tutuk olan Kaan ve altı pasın içinden ilginç bir şekilde topu dışarılara atan Berkay’a yazardı. 
Bu seviye de böyle goller kaçmamalı. Sonuç olarak yönetimde, takımda çok zorlu koşullarda Gebzespor armasını temsil etmek için mücadele ediyor. 
Burada, an itibariyle takım, yönetim ve taraftarlarca birlik olma zamanıdır. Kendimizle edeceğimiz her tartışma bu kritik süreçte  koşarken kendimize atacağımız çelme anlamına gelir. 
Gebzespor’un küme düşme ihtimalini düşünmek bile istemeyiz.  Her puan her galibiyet artık altın değerinde.
Teknik kadronun taktik ve hamleler konusunda bir kaç planı olmalı. Takım içi iletişim sağlıklı diyaloglarla kurgulanırken kadro tercihlerini kişilerin yorumuna göre değil, kendi futbol bilgilerine göre yapmalılar. Her kafadan gelen sese kulak vermemeliler. Maç yorumlarını herkesle değil akli selim oturaklı, laf taşımayan isimlerle yapmalılar. Bu yorumları iyi değerlendirip en doğru kararları vermeliler.
Birde kendi oyun formatlarını oluşturup oyunlarını rakiplerine kabul ettirmeliler. Stoper transferleri  acil olarak takıma dahil edilmeli. 
Saygılarımla 

Bu yazı toplam 7409 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Güven Çağlayan Arşivi