Güven Çağlayan

Güven Çağlayan

Spor Kulüpleri ve Spor Basını ilişkisi

Spor Kulüpleri ve Spor Basını ilişkisi

 


* Spor kulüpleriyle, spor basını bir bütündür. Bütün olmalıdır. 

Bu noktada aynı camialara hizmet eden bizler ve kulüp yöneticileri arasındaki iletişimsizlik ve değersizliğin tavan yaptığı son dönemlerde özellikle çıkar ilişkisi tahammül edilmeyecek noktalara geldiğinden genç yaşta jübile yapmayı ciddi bir şekilde düşünmeye başladım. 

*Bu bölgede 8 yıldır gazetecilik yapıyorum. Futbola kimin gönülden hizmet ettiğini, kimin kulüpleri ve basını aracı olarak kullanıp mevki makam sahibi olup, çıkar elde etmek, şov yapmak isteğini tahmin edebiliyorum.

Kulüplerimizin tüm faaliyetlerini gazetelerimiz, dergilerimiz ve internet sitelerimizde binlerce kişilerin önüne sunarken, kaymağını başkası yerken, havasını başkası atarken, bunun karşılığında gördüğümüz değer, mesleğe olan saygımı ve heyecanımı giderek bitiriyor. 30 yaşına gelmiş paragöz futbolculara sonsuz değer verilirken spor muhabirinin ayda yılda bir kez yaptığı basit bir projeye destek vermek neden zor gelir?  Futbolcuya, hocaya sınırsız tolerans gösteren yöneticim, Gebze ve bölgesinde 1 elin parmakları kadar olmayan spor muhabirlerine neden çakal muamelesi yapma cahilliğine düştüğünü algılayamadığımdan bazı şeylere nokta koyma vaktinin geldiğini düşünüyorum.

Gebze’de nesli giderek tükenen spor muhabirliği mecrasının, geldiği noktayı ve özellikle Spor Kulüpleri tarafından nasıl değersizleştirildiği ortadadır. 

 

HİZMET Mİ? REKLAM MI?
*Amatör futbolda dahi emeklilik yaşına gelip, cukkaları cepleyenleri biliyorum. Üstelik futbol adına kulübüne hiçbir kazanım sağlamayan bu isimlere verilen değerin “yüzde biriyle” karşılaşmadığımız gibi eleştirilerden en çok nasibini alanda bizleriz.  En acısı da bu. Transfer olduğu kulübün formasını giymeden banknotları alıp kayıplara karışanlara şahidim. Bizim futbol yöneticilerimiz böyle kişilikteki isimlerden her defasında çalım yemesine rağmen, sırf şov uğruna hala aynı yanlışları yapıyor.  Yanındaki pof pofçularının gazıyla kesenin ağzını ardına kadar açan yöneticiler, spor muhabirinin küçük ve basit bir projesinde sırt dönüp, yok sayması bu işin değersizleştiğinin kanıtıdır. Spor muhabiri ve Kulüp idarecileri arasındaki ilişkiyi alerjik duruma getirenler utansız!

YALAKALIK DEVRİ

*Hani, yüz yüze bakmasak ben seni tanımıyorum diyecek dereceye gelenler var Abartısız! Reklamı gazeteci yapsın. Her faaliyetlerde bulunsun. Manşetleri atsın. Emekliliği gelmiş, ayağına top vurmayanlar, pof pofçular, yalakalar, mıngırları ceplesin gitsin. Gazeteciye çakal muamalesi yapan yöneticim, kurtlar, sırtlanlar emin ol en yakınındalar.  Bu yüzden spor camiasında erken emeklilik benim için kaçınılmaz noktaya geldi.  Bu işlerden kazanç sağlamanın en önemli koşulu” üst düzey yalakalık, yada karalama kampanyasıdır. Bu işleri hakkıyla yapanlar var. Benim kişiliğim ve vicdanım bu iki ana faktörü içinde barındırmıyor.  İnsanların bundan anladığını inandığımdan bunu yapan meslektaşlarımı doğru bulmamama rağmen, hak vermeye başladım.

ALTYAPI AÇILIMI HİKAYESİ!
*Yıllardır altyapı açılımı söylemleriyle, bünyesinde profesyonel takımların bulundurmadığı hoca sayısına sahip olup, bunlara ayda 6 bin, yılda 72 bin lira ödeyen ve arpa boyu kadar büyümeyen, laf dışında üretemeyen amatör kulüplerimiz var. Mevcut zihniyetle ve isimlerle büyüme şansı bulunmayan bu kulüplerimiz ne zaman çevresine, basına ve mevcut potansiyeline gerektiği kadar değer verirse o zaman başarılı olabilirler. Kulüplerde  zaman ve nakdini harcayan yeni isimlerin, yeni heyecanları bitene kadar yiyicilerine keyifler dileyelim.  İşlerini yürüten, becerebilenlere helal olsun.

 

 

Bu yazı toplam 927 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Güven Çağlayan Arşivi