GODOT’YU BEKLERKEN
Herkesin beklediği bir Godot’yu vardır yaşlılar için hava hastalar için şifa köylüler için toprağı sulayan yağmur savaşlarda arabulucu kurtarıcı doğumlarda doktor hemşire ölümlerde de selavattır o iyilikte kötülükte hepimizin beklediği kurtarıcımızdır zindanlarda yatanlara dayanma gücü yolunu yitirmişlere pusula dostlara vefa kardeşliğe de sefadır görme engellilerinin bastonlarıyla yokladıkları kaldırım taşları yokuş yukarı çıkmada nefes nefese kalmışların dizlerine tâkattır sevgili okurlar senin bir Godotun var mı diye soruyorsunuz ben hissediyorum var elbette benim Godotum çoğunuzun bildiği gibi Dostoyevskidir ben Godotumla kırk yıl önce karşılaştım çok şey öğretti bana önce kendimi sonra başkalarını tanımamı o öğretti yazdığım her yazımı onun tanıklılığıyla yazdım zora düştüğüm durumlarda eşin kaynağım oldu hiç beklemediğimiz daraldığımız bunaldığımız dara düştüğümüz zamanlarda karşımıza çıkarlar birkaç gün önce bir markette hiç beklemediğim bir anda çıktı karşıma aldığım gıdaların bir kısmını ödemeye param yetmeyince onları geri bırakmak istediğimi kasadaki hanıma söylüyordum ki arkamda sırada bekleyen biri lütfen bırakmayın ben ödemek istiyorum böyle kabul etmiyorsanız lütfen borç olarak kabul edin dedi işte böyle yeryüzünde yaşayan farklı farklı olsa da herkesin mutlaka beklediği bir Godotu vardır en çok da hastanelerde zindanlarda bekleyenlerin imdadına koşarlar dün bir hastanenin bekleme salonunda tahlillerinin sonucunu bekleyen bir komşumla karşılaştım çok sıkıntılıydı inşallah iyi gelir sonuçların dedim o da ağlamaklı bir sesle bekliyorum işte dedi hastane tıklım tıklım dolu insanlar ah of çekerek doktorların kapılarında bekliyorlar sevgili okurlar bir de tedavisi imkansız hastalıklar da ölümü bekleyenler var ya bir gün daha fazla yaşamak isteyenler bence yaşamımızdaki en önemli gün öldüğümüz o son gündür zorluğu da ölümü beklemektir ölüm karşısında şahlık krallık paşalık kibir gibi hiçbir şey kalmıyor dağarcığımızda ne var ne yok iyi kötü her şeyimizi hatta hiç sözünü etmeyeceklerimizi bile döküyoruz ortaya yalanlar dolanlar kötülükler kıskançlıklar bitiyor ve maskeler düşüyor o gün işte o son gün gerçek yüzümüzü ortaya çıkartıyor bana göre o gün yaşadığımız bütün dünlerin şahitidir hayat çok ilginç bir tarafta ölümü bekleyenler diğer tarafta davul zurna eşliğinde düğün yapanlar başta bir tarafta şef olmayı genel müdür millet vekili belediye başkanı olmayı bekleyenler var şimdi geldik konunun özüne yani bu kadar şeyi neden yazdığıma son okuduğum kitap Godotyu beklerken isimli bir kitaptı yazarı Samuel Beckett yazar bu eseri 1948 yılında ikinci dünya savaşından hemen sonra yazmış yeryüzünde açlığın sefaletin yoksulluğun iyilikler beklemenin yaşandığı bir zamanda yazmış kitabın kahramanları Gog ve Didi isimli iki garibandır kendilerini açlıktan yoksulluktan ve tüm kötülerden kurtararak birini beklemektedirler gelecek olanın adı Godottur gelir veya gelmez ama onlar gelecek diye ömürlerinin sonuna kadar bekleyeceklerdir Godotun kim olduğunu ve nereden ve nasıl geleceğinin hiçbir önemi yoktur bir zamanın Hindistanlıları Godot diye bekledikleri adam Gandiydi dünyanın en önemli şahsiyetlerinden biridir kübalıların Godotu Ernesto Cheugevara’idi Türklerin de bilindiği gibi Mustafa Kemal Atatürk’tü
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.