Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

TÖVBE ETMEK

TÖVBE ETMEK

Papazların günah çıkarmasıyla psikiyatrların hasta tedavi etmesi öyle çok benzerki bir Rus eserini okuyorum 1600 yıllarında büyük bir kilisenin papazı anlatıyor bir gün kilisiye genç kız geldi çok büyük günahları olduğunu tövbe etmek istediğini söyledi pek çok günah işlemişti tamamen raydan çıkmıştı lanete batmıştı onu dinlemek beni çok kötü etmiş günlerce kendime gelemedim on altı on yedi yaşında bir kızın bu kadar büyük günahlar işlemesi başına gelenlerin normal insanı canından edeceğini düşünmüştüm günlerce tanrıya onu affetmesi için yalvardım yalvarırken yer yer kendimden geçtim günümüzde de kiliseye gidip papaz eşliğinde günahlarını itiraf edenler vardır elbette aynı konuşma tavrı ve aynı dili psikiyatrlarla konuşurken birbirlerine çok benzediğini anlamıştım psikiyatr da sık sık hastasını uyararak gerçeği söylemezsen tedavine gerekli dayanışmayı yapamam kilisede ya da herhangi bir psikiyatrda sorunlarımız neyse onları gerçekten büyük yüreklilikle söylemeliyiz sevgili okurlar doktora ya da bir kiliseye gitmeden de hemen hemen hepimiz günah çıkarırız tanrıdan bizi affetmesini dileriz anlatamadığımız kimi sorunları dostlarımıza aileden kimselere anlatırız yoksa sıkıntıdan patlarız işte dostlarla konuşmak sorunları paylaşmak bizi rahatlatıyor elbette ki sözü sohbeti dinlenen insanların sözleri ilaç gibi gelir toplumsal dayanışmanın sorunları paylaşmamızın amacı da budur sevgili okurlar en başta bilenler bilirler psikoloji bilimi felsefe fizik kimya gibi bilimlerin ortaya çıkışının nedenlerinden biri de yaşanılan kötülüklerdir kötülüklerin altını araştırdığımız zaman psikoloji bilimine rastlarız mesela ahlak dediğimiz şey insanın kendini beğenmesinden ortaya çıkmıştır ve bütün bilimlerin anasıdır bilim dediğimiz şey insanın ortaya çıkarılan anlaşılmayan aşırı istekleri ve arzularındandır mesela hırsızlık olmasaydı hukuk bilimi olmayacaktı suç olmasaydı insanlar birbirini öldürmeyecek cezaevleri de olmayacaktı başta bilim en önemlisi de psikoloji bilimi insanın kötü tarafıdır aşırı istekleri aşırı arzuları kendini beğenmesi başkalarını beğenmemesinin ortaya çıkmasıdır mesela Ali’nin öğretmeni annesine oğlunuz entrikacı yalancı biri olduğunu söyler annesi oğlunun tam aksine uysal sakin ve uyumlu bir çocuk olduğunu söyler defalarca yapılan bu şikayetle başa çıkamayan anne oğlunu bir doktora götürmek zorunda kalır psikiyatr anneye çocuğunuzdan çok şey bekliyorsunuz aynı şeyi öğretmeni de beklemiş birinin ne zaman kötü ne zaman iyi olduğunu anlamak kolay bir şey değildir insan bundan dolayı canlıların en gizemlisi en zekisidir futbolcu gol atarsa iyidir överiz alkışlarız gönlümüze koyarız gol atmazsa kötüdür küfür eder nefret eder ve onu gönlümüzden çıkarırız böyle nice anlaşmazlıklar vardır toplumda uyumsuz olarak nitelendirilen insanlar başkalarına göre uyumlu hatta çok rahat konuşulanlardır gittiğiniz bir lokantada çocuğunuz sizin yediğiniz yemeği seçmez sizin giydiğiniz giysiden giymez beğendiğiniz tiyatroyu beğenmez hatta dinlediğiniz türküden nefret eder bütün bunları anlayışla karşılamanız gerekir bunun için de yüksek derecede kültürlü engin biri olmanız gerekir hiçbir şeye iyi tarafından bakarak rahat edemeyiz zamanla iyi taraflarınız gider yerlerine çok daha anlaşılmaz hastalıklı karakterler gelebilir olaylara bu boyutta bakmak lazım bir örnek vereyim her sabah gidip ekmek aldığım fırına benden önce giden biri kasiyere izlediği tv kanalına hakaretler ederek neden böyle rezil kanalları izlediğini sorgular adam da haklı olarak elindeki ekmek küreğiyle bizimkini bir güzel pataklar bana çok pişman olduğunu keşke ona vurmasaydım bundan sonra böyle şeyler yapanlara daha anlayışlı davranırım diye söz vermişti yani adam resmen tövbe etti ibnu Haldun islam bilgini alışkanlıklarımızın çoğu yüzümüz beynimiz ve ruhumuzdur sevmesek de o alışkanlıklarımız bir süre sonra bizi yönetmeye başlar der sevgili okurlar bence bir iki gün kendinizi takip edin arzularınızın tercihlerinizin ve taleplerinizin çoğunun kötülük içerdiğini göreceksiniz işte bütün bunlar bizim alışkanlıklarımızdır bunlardan vazgeçmek hiç kolay değildir Almanya’ya giden üç milyon Türk bu tür alışkanlıklarını tercihlerini de götürmüştürler ben o zamanı hatırlıyorum Almanya’da Türklerin yaptığı kimi işler hiç normal karşılanmamıştı lüks bir tuvaletin klozetinin sifonunu görmüyorsa klozetin kenarına köşesine çişini yapıyorsa adam sokaklara attığı balgamın farkında olmuyorsa yüksek sesle ve küfürle konuşuyorsa pantolonunun düğmelerini iliklemeden sokağa çıkıyorsa demek ki toplumun genelinde olmasa bile toplumun içindeki bir kısım insanların eğitime ihtiyaçları var orta çağdan bugünlere işte böyle kötülükleri yenerek yıkarak geldik elbette ki bazı ülkeler bu değişime yenileşmeye bilime eğitime önem verdikleri için sözünü ettiğim kötülüklerin çok daha azını yapıyorlar

Bu yazı toplam 3731 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi