Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

J.J Rousseau

J.J Rousseau

On sekizinci yüzyıl öncesi bu döneme orta Çağ deniyor ilk Çağla on sekizinci yüzyıl arasındaki bu çağlar barbarlık çağı olarak tarihe geçmiştir birkaç cümleyle bu çağı anlatmak mümkün değil en önemlisi ve en kötüsü de engizizasyon mahkemeleri bu çağın icatlarından biridir milyonlarca insanın boynu kesilmiş dünya kan çanağına dönmüştür bilim insanlarının yakılıp derilerinin soyulduğu çağın en önemli insanlıkdışılıklarındandır kralların Çarların şahların hüküm sürdüğü bu çağdır bu çağın ileri gelenleri sözde bilginleri yani halka yol gösterenleri toprak beyleri rahipler ve papazlardır Avrupa’da böyleyken Asya’da da tarikat şeyhleridir on sekizinci yüzyıldan sonra halka yol gösteren halkla beraber olan insanlara entelektüel deniyor yazarçizer takımı psikiyatrlar bilim insanları öğretmen ve mühendis gibi kimselerdir bunlar gelmiş geçmiş dünyaya yön vermiş halkları aydınlatmış halk devrimlerine büyük katkılar sunmuş entelektüellerden biri ve de en önemlisi Fransız yazar ve filozof Rousseau’dur ölümünden bu yana iki yüzyıldan fazla zaman geçmesine rağmen hâlâ günümüzde fikirlerinden yararlanılan insandır entelektüel denildiği zaman akla gelen ilk insanlardan da biridir elbette ki çok önemli entelektüellerden biri de Montesquieudur onun kanunların ruhu üzerine yazdığı kanunlar ve yasalar hakkındaki en kapsamlı eserdir ben yazımda daha çok Rousseau’dan söz edeceğim ben onu bu Prometheus’a benzetirim çünkü Prometheus ‘un bütün özelliklerini üzerinde taşır Rousseau ‘nun yazdığı bütün eserleri okuduğum gibi hakkında yazılan bütün eserlerin de çoğunu okumuş ve incelemiş biri olarak onu anlatma hakkına sahip olduğumu düşünüyorum mesela o dönemin entelektüellerinden biri de Volteir’dir Volteir’in Rousseau hakkında yazdıklarını okursanız ikisinden de nefret edebilirsiniz çünkü Rousseau’yu çekemeyenlerin en başında volteir gelir onun yaratacılığına asla erişememiştir Volteir var olan düzeni savunur savunduğu düzen tarafından beslenir Rousseau devrimcidir devrimci olduğu için yönetenler tarafından sevilmez aksine de devamlı izlenir ve rahatsız edilir Rousseau dünyayı değiştirecek tek güç devrimci fikirlerdir der ve bu fikirleri anlatır en önemli savunucusu da kendisi olur onun devrimciliğini ortaya koyan en önemli eseri toplum sözleşmesi’dir bu eser eşitliğin ve özgürlüğün manifestosudur keşke Türk halkı ve aydınları bu eseri okuyup analiz edebilseler kısa yaşamında enerjisini halkların kardeşliği ve eşitliği için kullanmıştır Rousseau kimdir derseniz böyle bu kadar büyük eserler yazmasına fikirler ileri sürmesine rağmen o yersiz yurtsuz gariban bir insandır isteseydi kesinlikle dünyanın en zenginlerinden biri olabilirdir onun kitaplarını okurken bazen kızıp bazen sevip çok zamanlarda acırız Rousseau tek bir Rousseau değil birden çok Rousseaudur yazar Rousseau filozof Rousseau psikolog Rousseau saplantılı Rousseau onun da Dostoyevski gibi hiçbir ânı hiçbir ânını tutmaz dostlarının anlattıklarından Hergün her hafta bir Rousseau ile karşılaştıklarını söylerler Napolyon Rousseau olmasaydı Fransa’da devrin olmazdı demiş çünkü 1789 Fransız devriminin en önemli teorisyeni Rousseau’dur iddia ediyorum son üç yüz yılda dünyaya gelmiş geçmiş hiçbir aydın filozof şair onun düzeyine çıkamamıştır abarttığımı düşünenler eserlerini okursalar beni haklı bulacaklardır haklılığıma itiraflarım isimli eseri yeter de artar bile kötü alışkanlıklarından kurtulmak isteyenlere eğitim üzerine yazdığı Emile isimli eserini okumalarını tavsiye ederim Rousseau’yu eleştirenlerden çoğu onun uygarlık hakkındaki söylediği kimi sözlerini eleştirirler Rousseau uygarlığın kötü taraflarını eleştirmiş doğal yaşama alanlarını kabul etmiştir tarihte ilk defa büyük şehirlerdeki karmaşayı ortaya koyan odur önemli yenilerinden biri de spordur bütün insanların spor yapmasını tavsiye eder mesela soğuk su banyosunun insanın sıkıntılı psikolojisine iyi geldiğini söyleyen de odur orta çağda böyle şeyleri düşünmek savunmak ve halkla paylaşmak her babayiğidin işi değildir o materyalist kültürden yanadır Fransız halkının büyük bir bölümünüde bu kültüre ikna etmiştir Rousseau’nun kafasına taktığı en önemli sorunlardan biri de mülkiyet sorunudur dünyadaki bütün sorunların anasını mülkiyet sorunu olduğunu kabul eder mülkiyet sorunu ortadan kalktığı zaman bütün dünyada önemli sorunlar haline gelmiş sorunların ortadan kalkacağını iddia eder

Bu yazı toplam 3289 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi