DON KİŞOTTAN ERASMUSA
İnsanlar akla ne kadar bağlanırsalar mutluluktan o kadar çok uzaklaşırlar demiş Erasmus o da kim mi diyorsunuz Erasmus Deliliğe övgü isimli o meşhur kitabın yazarıdır söylediği söz aklı önemsemez gibi anlaşılsa da asla öyle değil akıl çıkarcıdır bir de ona kültürsüzlük eklenirse çok daha ahmakça işler yapar hep bana hep bana aklın işidir her şeyi kendi önüne çeker paylaşmayı da sevmez her şeyin çoğuna sahip olmak ister yazar bütün bunlardan dolayı söylemiştir bence bu eserinde aklı değil ama kendini akıllı sananları eleştirmiş hatta yerden yere vurmuştur çıkarcılığın karşısında olan deliliği de övmüştür sevgili okurlar bu kitap boşuna yazılmış bir kitap değildir öyle ki dönemin en zalim mahkemeleri olan engizizasyon mahkemelerinde yargılanmış bütün bu olup bitenleri izleyen Cervantes ki o da Don Kişotun yazarıdır Erasmusun da tilmisidir bu kitabını biraz da Erasmusun fikirlerini desteklemek için yazmıştır Erasmusun söyleyemediklerini Cervantes don kişotta söylemiş aslında bu iki eser de dönemin kilise babalarını ve devlet yöneticilerini eleştirmişlerdir doğal sade olan hayatı savunmuşlardır Don kişotu anlamayan kilise babaları zaten zekaları da yetmemiş gülmüş geçmişlerdir anladıkları zaman kitap dünya insanlığı tarafından okunmuştur sevgili okurlar delilikle ilgili öyle çok kitap yazılmıştır ki çoğu da akademik dille yazılmıştır bu anlamda yazanlar sanki halk anlamasın diye yazmışlardır toplumu cahil görmüşler ne yazarsak yazalım okurlar diye düşünmüşlerdir ama kazın ayağı öyle değil okurlar da içeriyi teması sağlıklı olmayan kitapları okumamışlardır halk ilgisini çekmeyen hiçbir şeyi okumaz ve ilgilenmez sevgili dostlar okuduğumuz eserlerden zevk almıyorsak bizden söz etmiyorsalar neden okuyalım ki haa şimdi geldik deliliğe beyinlerinde gereğinden fazla enerjisi ve duygu olan her soruna ilgi gösteren her konu hakkında herkesten önce konuşan kendi sorunlarından daha çok başkalarının sorunlarıyla ilgilenen paylaşan bölüşen çıkarcı olmayan insanlara diyoruz deli don kişotta böyle bir adamdır deliler olmasaydı dünya çok daha kötü renksiz keyifsiz olurdu bir kere aşk ve tutku olmazdı hayal kurma olmazdı bu yüzden yaratıcı insanlara akıldan çok daha fazla tutku ve heyecan vermiştir yaradan deliler arkadan konuşmazlar iki yüzlülük yapmazlar döneklik asla yapmazlar ırkçılık kötülük yapmazlar insanlara tepeden bakmazlar haa parayı da hiç sevmezler işte Erasmus deliliğe övgü isimli bu kitabında sözünü ettiğim bu insanların hayat öykülerini anlatır Don kişot bir insanın kafasını ele geçirenler kesesini de ele geçirirler sevgili dostlar hem Erasmusu hemde Cervantesin bu muhteşem eserlerini okumayanlar bence zevksiz tatsız neşesiz yaşarlar don kişot 1600 yılında yazılmış ve çağdaş romanın da öncüsü sayılmıştır edebiyat dünyasında bir devri kapatmış yeni bir devir açmıştır Don kişot çok nazik ve zarif biridir eşitlikten barıştan ve kardeşlikten yanadır Halkımız Don kişotu okumasa da bu kitap hakkında sesli bilgiye sahiptir insanlar kendilerine benzemeyen kendisi gibi düşünmeyen insanlara don kişot derler Don kişotluk yapma gibi bir sözümüz var bunu her yerde kullanırız Bu sözü genelde sevecenlik güzellik anlamında kullanırız Cervantesin bu eseri bütün kütüphanelerde bulunur kimi yayıncılar çocuklar okusun diye yüz ve iki yüz sayfa halinde çevirilerini yaptırmışlar sevgili dostlar bildiğiniz gibi hayat zor ve bu zorluklar karşısında biraz maceracı biraz hayalci eğlendirici biraz da delilik yapmak gerekiyor birilerinin bize deli demesinin hiçbir önemi yok önemli olan yaşamı daha rahat yaşamaktır yaşamımızı biraz olsun farklı heyecanlı hale getirmek istiyorsak Don kişotluk yapmak gerek daha da önemlisi gidip bir kütüphaneden alıp okumak gerekir Erasmusun deliliğe övgü isimli eseri de gerçekten okunması gereken en önemli eserlerden biridir yetmişin üzerine çıkmış hayattan yaşamdan umutlarını kesmiş olanların daha çok okumaları gerekiyor don kişot yalnız yel Değirmenler’iyle değil düşman diye koyun sürülerine de saldırıyor ölümün kötülüğün yıkımın ve kanın olmadığı tatlı bir savaştır kitabın içinde sadece savaş değil eğitim psikoloji tarih ve daha birçok konuda bilgi sahibi olabilirsiniz yani şiirden öyküye hikayeden mitolojiye kadar her konu hakkında iki yazar da eserlerinde söz etmişlerdir ikisi de idealist ve vatansever insanlardır Dostoyevski’nin Budala isimli eserini okumuş insanlar Don kişotun bu eserdeki eserin başkahramanı prens Muşkine benzediğini göreceklerdir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.