Cengiz Akgün

Cengiz Akgün

İYİ BİR İNSAN OLMAK

İYİ BİR İNSAN OLMAK

Yaşamda hepimiz iyi olmak, kendimizi geliştirmek ve nihayetinde içinde yaşadığımız topluma faydalı bireyler haline gelmek isteriz. Ancak bu arzu, çoğu zaman nasıl bir yol izlememiz gerektiği sorusuyla iç içe geçer. Peki, bu karmaşık süreçte bize gerçekten rehberlik edebilecek sağlam bir zemin var mıdır? Cevabım kesinlikle evet: Bilim ve gerçekçiliğin izinde ilerlemek.

Kendini geliştirmek, sürekli bir öğrenme ve dönüşüm sürecidir. Bu süreçte bilimsel düşünce, bize sağlam bir pusula sunar. Bilim, kanıta dayalıdır, sorgular, eleştirel bakar ve sürekli olarak kendini düzeltme potansiyeli taşır. İyi bir insan olmak da tam olarak bu dinamizmi gerektirir. Duygusal zekamızı geliştirmekten, karar verme süreçlerimizi optimize etmeye, sağlıklı alışkanlıklar edinmekten, önyargılarımızla yüzleşmeye kadar her alanda bilimsel verilerden yararlanabiliriz. Örneğin, psikolojinin bize sunduğu bilgilerle empati yeteneğimizi artırabilir, bilişsel çarpıtmalarımızı fark ederek daha rasyonel düşünebiliriz.

Gerçekçilik ise, bu bilimsel yaklaşımın doğal bir tamamlayıcısıdır. Hayatı olduğu gibi kabul etmek, kendi sınırlarımızı bilmek ve pembe tablolar çizmekten kaçınmak, bizi daha sağlam adımlarla ilerlemeye iter. Ütopik hayaller peşinde koşmak yerine, mevcut durumumuzu dürüstçe değerlendirip, ulaşılabilir hedefler belirlemek, hem kişisel motivasyonumuzu artırır hem de hayal kırıklıklarını minimize eder. Gerçekçi bir bakış açısı, sorunları görmezden gelmek yerine, onları tanımlamamızı ve çözüm odaklı yaklaşımlar geliştirmemizi sağlar. Unutmayalım ki, dünyanın ve insanlığın sorunları karmaşıktır; bu sorunlara ancak gerçekçi bir yaklaşımla, veriye dayalı çözümler üreterek katkıda bulunabiliriz.

Topluma faydalı olabilmek de bu iki temel prensipten beslenir. Çevremize, ülkemize ve nihayetinde tüm insanlığa katkıda bulunmak istiyorsak, attığımız adımların somut bir karşılığı olmasına dikkat etmeliyiz. İyi niyet tek başına yeterli değildir; iyi niyetin bilimsel bilgi ve gerçekçi bir eylem planıyla desteklenmesi gerekir. Bir sosyal sorumluluk projesi geliştirirken, hedef kitlenin gerçek ihtiyaçlarını bilimsel metotlarla analiz etmek, projenin sürdürülebilirliğini ve etkinliğini artıracaktır. Eğitimden sağlığa, çevreden teknolojiye kadar her alanda, ezbere bilgilerle değil, kanıtlanmış yöntemlerle hareket etmek, çabalarımızın boşa gitmesini engeller.

Sonuç olarak, iyi bir insan olma yolculuğu, kendini sürekli sorgulayan, öğrenen ve dönüştüren bir birey olmayı gerektirir. Bu yolculukta pusulamız bilim, ayak bastığımız zemin ise gerçekçilik olmalıdır. Unutmayalım ki, aydınlık yarınlar, bilimden ve gerçeklikten kopmadan atılan kararlı adımlarla inşa edilir.

Ben böyle düşünüyorum!

Bu yazı toplam 2920 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Akgün Arşivi