Cengiz Akgün

Cengiz Akgün

HAYVANIN CANI, TOPLUMUN VİCDANIDIR!

HAYVANIN CANI, TOPLUMUN VİCDANIDIR!

Bu dünya, sadece insanlara ait bir sahne değil; tüm canlıların ortak yaşam alanıdır. Dört ayaklı, kanatlı ya da yüzgeçli olsun, her hayvan en az biz insanlar kadar var olma ve onurlu yaşama hakkına sahiptir. Bu, tartışmaya kapalı, evrensel bir etik ilkedir.

Ancak acı gerçek şudur ki, geri kalmışlık döngüsüne sıkışmış, eğitim ve empati yoksunluğu çeken toplumlarda, hayvanların haklarından söz etmek bir yana, canları dahi sürekli bir tehdit altındadır. Bu durum, basit bir "kötülük" meselesi değil, derin bir toplumsal çürümenin belirtisidir.

Hayvanlara yöneltilen sistematik eziyet ve katliamların kökeninde, çoğunlukla bilimsel gerçeklikten uzak, hurafeleşmiş birtakım dogmalar, gerçek olmayan çarpık hikayeler ve en önemlisi koşulsuz sevgiden mahrum büyümüş bireylerin yarattığı bir zihniyet yatar. Bu zihniyet, yaşamı bir bütün olarak değil, yalnızca kendi çıkarları için var olan bir araç olarak görür.

Sevgisizlik içinde büyüyen, şiddeti normalleştiren bu "geri kafalı" yapı, merhamet duygusunu yitirdiği için sadece hayvanlara değil, kendi türüne yani insana da düşman kesilir. Hayvanlara dönük yapılan kıyım ve acımasızlıklar, bu yaşama kast eden karanlık ve ilkel zihniyetin somut bir yansımasıdır. Onlar sayesinde masum canlılar akıl almaz acılara maruz kalmakta, büyük kıyımlar yaşamaktadır.

Ülkemiz özelinde baktığımızda, hayvanlara dönük kimi olumsuzluklar ve münferit şiddet olayları, maalesef sosyal medyada kontrolsüzce yayılarak bambaşka bir boyuta taşınmaktadır. Bu platformlar, kimi zaman bir farkındalık aracı olmak yerine, nefreti ve hayvan düşmanlığını körükleyen bir araç haline gelebilmektedir. Olayların bağlamından koparılması, linç kültürü ve manipülasyon, zaten hassas olan bu konuyu daha da zehirlemektedir.

Diğer bir çarpık bakış açısı ise, hayvanları bir statü göstergesi, bir süs eşyası veya kişisel tatmin aracı olarak görmektir. Bir canlının alınıp satılan, modaya uygun olarak evde tutulan, keyifli bir oyuncağa indirgendiği bu anlayış; insan-hayvan ilişkisinin temelindeki saygı bağını tamamen yok etmektedir. Hayvan, birilerinin geçici hevesi ya da keyif verici objesi kesinlikle değildir.

İnsan ve hayvan arasındaki bağ, hakkaniyet, sorumluluk ve yaşama olan derin bir saygı çerçevesinde değerlendirilmelidir. Bu, medeni olmanın, gelişmiş bir vicdana sahip olmanın kaçınılmaz koşuludur.

Çözüm, eğitimle başlar. Okullarda, aile içinde ve medyada; merhameti, empatinin değerini ve hayvanların ekosistemdeki vazgeçilmez yerini anlatan bir bilinçlendirme seferberliği başlatılmalıdır. Yasal düzenlemelerin caydırıcılığı artırılmalı, hayvanlara eziyet edenlerin hak ettikleri cezaları alması sağlanarak topluma net bir mesaj verilmelidir.

Bu yazı toplam 1472 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Akgün Arşivi