Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

HAYAT FELSEFESİ

HAYAT FELSEFESİ

Öldüğünde yüz altmış yaşındaymış Türkiye yüzyılının en uzun yaşayan ikinci yüzyılından da gün almış insanı cenazesinde doksan yaşındaki kızı zılgıtlar atarak vah benim gün görmemiş babacım hayata doymadan gülmeden öldü gitti diyerek ağlıyormuş bu bir hayat felsefesi elden ayaktan düşmeden ölmek isteyen insanların hayat felsefeleri de var çok yaşamak değil az yaşayan çok büyük işler yapan insanların da hayat felsefeleri var bence güzel olan az yaşamında güzel işler çıkarıp insanlığa mal olan buluşlar yapmaktır bana sorarsanız bugünkü yüzyılımızın dünyanın en zengin insanı olan Elon Musk ne büyük İskender ne de Ali Koç gibi yaşamak istemem benim gönlümde ve ruhumda Hindistan halkının bağımsızlığı için kendini adamış halkı için umut olmuş dünyanın en büyük insanı Gandi gibi yaşmak isterim Tolstoy gibi düşünmek Dostoyevski gibi delirmek Nietche gibi bir tımarhanede ölmek benim için en güzel yaşam biçimidir Cahit sıtkı Tarancı yaş otuz beş yolun yarısı demiş gerçi bugün ömrün yarısı ellinin de üstünde şair sonra ölüm uyudun uyanamadın olacak kimbilir nerde nasıl kaç yaşında bir namazlık saltanatın olacak musalla taşında sevgili okurlar hayat böyle bir şey başkalarına acı çektirmek üzmek haklarına ekmeklerine göz dikmek büyük toprakların sahibi olmak gökdelenler dikmek boşuna işler bence Tolstoyun en güzel kitaplarından biri de bir insana ne kadar toprak lazım isimli eseridir bu kitabı en çok okuması gereken bence cimrilerdir günümüzde başta eğitimciler sonra da şu işe yaramaz liberaller felsefeyi önemsiz hale getirdiler çoğu cahil ve buna uyup okumadılar güzel konuşanlara gerçeği anlatanlara da felsefe yapma dediler Gandiyi öldürenlerden biri de hiç eğitimi olmayan cahil boş kafalı yoksul adamın biriymiş işte bizim trajedi dediğimiz de budur Leninin ölümüne neden olan da Gandinin katili gibi hem cahil hem de yoksul biriymiş Gandi mücadelesinde zenginleri az çok ikna etmişti ama yoksulları ikna edememişti sanırım en çok da buna üzülmüştür çünkü İngiliz emperyalizmi Hint halkını önce cahilleştirmiş sonra da yönetmiş ve sönürmüştü günümüz yüzyılında da ne yazık ki emperyalistler bu haydutça taktikleri uygulamaktadırlar emperyalistler yoksulların işçilerin köylülerin felsefe fizik kimya sosyoloji ve matematik gibi insanları bilinçlendiren kitapların okunmasını istemediler ve istemezler sevgili okurlar felsefe soru sormaktır Sokrat gençlere soru sormayı tartışmayı öğütlediği için dönemin sömürücüleri tarafından ölüme mahkum edilmiştir sokratın savunması isimli muhteşem bir eser var gerçekten herkesin okuması gerekir bu işin en acımasız tarafı da felsefecileri felsefe yapanları boş kafalı insanlar diye nitelendirilmesidir günümüzde özellikle de ülkemizde felsefe ve edebiyatla uğraşanlara gülüyorlar onu da en çok ihtiyacı olan yoksullar yapıyor asıl trajik olan da budur felsefenin yüzüne bu utanç maskesini geçirenler başta geçmişte felsefe okumuş sonra dönek olmuşlar ve sömürüyü eşitlikmiş gibi anlatan liberaller takmıştır sevgili okurlar şimdi sizlere bırakın felsefeyi ilkokul bile okumamış cahilliğin en yüksek boyutunu yaşamış bir insanın trajedisini anlatmak istiyorum bu bir evlilik hikayesidir bu arkadaş evlendiğinin haberini aldığında askerdeymiş babası yazdığı mektupta oğlum falan köyden filan adamın kızıyla seni nişanladık diye yazmış askerlik bitmiş adam köyüne dönmüş düğün dernek sonra bilinen o gerdek gecesi yüzünü görmediği ismini bilmediği aşık olmadığı sevgilim bile demediği kızla bir ortamda yüz yüze geliyor şaşırıp kalıyor bu hikaye uzun bir hikayedir bu adam bugün yetmiş yaşında ve yaşıyor evliliğinin daha birinci yılı geçmeden de boşanıyorlar bunun adına da kimileri hayat felsefesi diyorlar sevgili okurlar hiç okumuş biri böyle bir evliliğe yanaşır mı hiç okumuş biri oğluna böyle bir mektup yazma cesareti gösterir mi adına hayat felsefesi denilen bu tür şeyler felsefe olamaz elbette felsefenin temel amacı soru sormak insanlara sağlıklı mantıklı düşünmeyi öğretmek mutlu olmalarını sağlamak ve güzel şeyler yapmalarına yardımcı olmaktır mutsuz olmanın yolu eğitimsizlikten ve bilgisizlikten geçmektedir herkes demiyorum ama keşke bütün annelerimiz felsefe okuyabilseler çünkü biz yürümeyi konuşmayı ayakta durmayı analarımızdan öğreniyoruz bunun örneği psikiyatrlara gidenler bilirler doktorlar bizleri anlamaya çocukluk çağımızdan başlarlar çünkü iyiyi kötüyü güzeli çirkini ve doğruyu yanlışı bebekken öğreniriz çocukken duyduklarımızı gördüklerimizi ve yaşadıklarımızı asla unutmayız

Bu yazı toplam 1451 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi