Cengiz Akgün

Cengiz Akgün

BİLİM VE HURAFE!

BİLİM VE HURAFE!

 

Deprem veya benzeri afetler üzerine çokbilmişlik taslamak gibi bir amacım asla olmadı, olmazda.

Nedeni şu ki, bilim insanları, yer bilimi uzmanları zaten söyleyeceğini açıklayıp duruyor.

Bize ancak okumak, anlamak ve tatbik etmek kalıyor.

Deprem gibi doğal afetlere ilişkin olarak bilimin önerileri ve görüşleri çok nettir.

Bilimin bir konuya ilişkin vardığı sonuç ve tespit büyük bir çabanın, deneme-yanılma çalışmalarının sonucudur.

Gerisi fasofiso.

Kulaktan dolma şeylerle, şehir efsaneleriyle ve hurafelerle asla işim olmaz.

Ne demiş Gazi Mustafa Kemal Atatürk:

Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir, ilim ve fenden başka yol gösterici aramak gaflettir, dalalettir, cehalettir...”

Nokta.

6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizi etkileyen ve büyük yıkımlara, can kayıplarına neden olan deprem felaketinin etkilerini hiç birimiz üzerimizden atmış değiliz.

Yitip giden on binlerce insanımızın acısı tarif edilemez.

Tabi ki ateş düştüğü yeri yakıyor.

O felakete maruz kalanlar acıların çok daha fazlasını yaşadılar ve hissettiler.

Düşünün bir gece yatağınıza uzanıyor ve yarına, öteki güne veya çok daha ilerisine dönük bir takım hayaller kuruyorsunuz.

Ödenecek taksitleri, yapılacak alışverişleri, çocuklarınızla tatili veya sevdiğinizle geleceğe dönük planları, yediğiniz en güzel yemeği, tutuğunuz takımın maçı, hayat pahalılığı gibi şeyleri düşlüyorsunuz.

Sonra derin bir uykuya dalıyorsunuz.

Birkaç sonra şiddetli ve ölümcül yer sarsıntısı olacağını ve enkaz altında kalıp ezilerek öleceğinizi aklınıza dahi getiremiyorsunuz.

Mahallede, sokakta yaşayan akrabanız, tanıdığınız herkes enkaz altında kalmış, binalar yerle bir olmuş.

Yaşadığınız o sokak ve şehirde gürül, gürül akıp giden hayatın yerini karanlık ve kasvetli ölüm sessizliği almış.

Yitip gidenlerimizi ağıtlar yakmak, derin acılar içinde olmakla ne yazık ki doğanın milyonlarca yıldır sürüp giden davranış şeklini değiştirmiyor.

Deprem 6 Şubat’ta, öncesinde, binlerce, on binlerce, milyonlarca yıldır yaşanıyor Anadolu topraklarında.

Durdurulamaz ve önlenemez.

Yalnızca bilimin ve aklın rehberliğinde önlemler alınarak insan kayıpları, binaların yıkımları büyük ölçüde önlenebilir.

Böylesine devasa afetleri ciddiye almamak, hazırlık yapmamanın, insan yaşamını hiçe saymamanın sonucudur.

Doğal afetlerin öncesine dönük tedbirler alınmadığı sürece insan kayıpları, büyük maddi zararlar yaşanmaya devam edecek.

Bilimin söylediğine kulak asmayıp hurafelere, akıldışı işlere inanıp böylece sorumluluktan bir şekilde sıyrılmak isteyenler ise yıkımların bir şekilde ortağı olmuştur ve olacaktır.

Bunları da kimse unutmasın

Bu yazı toplam 2625 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Akgün Arşivi