Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

BEN DELİ MİYİM 5

BEN DELİ MİYİM 5

Victor Hugo’nun sefiller isimli romanının başkahramanı hayatına mal olan o bir ekmeği düşünüyor hayranlıkla kokusunu içime çekiyorum. Dünyanın en güzel kokularındandır. Ekmek kokusu, ana kukusu ve toprak kokusu o ekmeği çalarken yakalanıyor ve tam yirmi yıla mahkum oluyor. Şimdi sokaklara atılan ekmekleri düşünüyorum da yoksulların en temel gıdası ekmektir. İlk defa ortaokul sırasın da ekmeğin kutsallığını anlamıştım. Bu yüzden iyi bir insan olmaya o günlerde karar vermiştim. Bunun ayrı bir öyküsü var. İyi insan olmak için kurduğum hayallerimi, düşlerimi zalimler ateşe verdiler. Dikenler batırdılar ısırgan otlarıyla okşadılar ve yüreğimi dağladılar. Delirttiler beni. Benim edebiyatım tımarhane edebiyatıdır. Benim ustalarım hamlet ve Don Kişot’tur. Bu iki eseri farklı aralıklarla bir kaç kez okudum. Hamlet’i delirten iktidar hırsıdır. Amcası ile Kayın annesi bir olup Hamlet’in babasının kulağına zehir akıtarak öldürürler. Hamlet bu trajediyi öğrenir ve delirir iktidar arzusu böyle bir şey tarihin en önemli delilerinden biride don Kişot’tur. Onu da okuduğu macera romanları ve aşık olduğu bir kız delirtir. Bu iki delinin adlarına binlerce roman, öykü ve hikaye yazılmıştır. Hayatları boyunca adaletten barıştan, insanlık yolundan ayrılmamışlar. Yoksullar ve kimsesizler için savaşmışlar. Herkesin bir miktar derde, sıkıntıya, acıya, hüzne ihtiyacı var. Hiçbir şey sebepsiz değildir. Delilikte öyle ortaokul sıralarındaydı. Neden yapmışsam bir gün tavukların barınağına girmişim. İki gün kalmışım orada beni orada bulunca büyük babam, babama senin bu oğlun delirmiş, bunu bir hocaya götür okut. O zamanlar psikoloğu kim bilecek. Hem de köylerde. Babam tek ineğini satmış. Köyler arasında ünlenmiş olan bir bakıcıya götürmüş. Güya bir yılan bir dağda uyurken zehrini içime akıtmış ve ben delirmişim. Ünlü filozof Heraklitos herkes akıllıdır ama kimileri çok daha akıllıdır. Bu sözüyle delileri demek istemiş sanırım. Bazı dostlar neden politik yazılar yazmıyorum diye eleştiriyorlar. Söyleyeyim benim amacım halkıma hizmet etmektir. Ben bir kültür hizmeti yapıyorum. İçi boş şeylerle uğraşmıyorum. Edebiyatın ve sanatın içinde siyaset vardır. Zaten halkımın en çok edebiyata ve sanata ihtiyacı vardır. Gazeteler ve televizyonlar zaten yirmi dört saat politika yazıyorlar. Yapıyorlar da halka ne faydaları oluyor. İnsanlarımızın bir kısmı birbirlerine selam vermiyorlar. Bir selamın sözümü olur. Selam bir başkasına nefes katmaktır, takat olmaktır. Eleştiren dostlarım içinizde tımar hanede yatan var mı? Yatan birini tanıyor musunuz? Delilik durup dururken ortaya çıkmıyor, sebepleri var. Hayat bir yol yürümektir. Yokuşu olduğu gibi inişi de var. Bazen gül tarlalarından geçeriz bazen de dikenli yerlerden. Ben dikenli bir coğrafyada doğdum. Farklı kimseler gülerken ben hep ağladım. Onlar sıcak evlerinde keyif yaparken, ben toprak bir evde üşüdüm. Onlar yiyip içerken ben aç yattım. Onlar lüks mağazalardan giyinirken ben bitpazarlarından giyindim. Benim delirmemem için bunlar yetmez mi? Bu ülkede benden çok daha kötü yaşayanlar var. Düşünmek okumak olmasaydı tımarhaneler olmazdı. Ceza evleri hiç olmazdı. İlk tımarhaneyi Avrupalılar yapıyorlar.     

Bu yazı toplam 6315 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi