Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

ADEM İLE HAVVA

ADEM İLE HAVVA

Hiç beklemediğimiz bir geceydi. Gecenin ikisiydi sanırım köydeki kapımız çalındı babam açtı kapıyı komşumuzun eşi doğum yapıyormuş ve annemi istiyordular. Köyde bir kadın doğum yapıyorsa o gün o köyün insanları o doğumu konuşur, tartışırlar o günün gündemi o doğumdur. Doğum da ölüm de bayram da insanlar birbirlerine yardımcı olurlar köydeki işler böyle yürür bu çok iyi bir gelenektir köylü dayanışması dediğimiz şey budur. Ardahanlı yazar Dursun Akçamın anlattığı ölü ekmeği isimli çok güzel bir öykü kitabı vardır. Bu öyküyü okuyanlar ülkede sosyalizm uygulanıyormuş hissine kapılırlar köylülerin birbirlerine gösterdikleri dayanışma sevgi ve saygı anlatılır şimdi değil ama eskiden köylerde eski dediğim de 40 yıl öncesi hastahane yok, doktor yok, hemşire yok köylerden hastahaneye gidebilmek 4,5 saati bulurdu. Doğuda ve güneydoğuda doğum başlı başına azraille karşı karşıya gelmektir özellikle de azrail yoksulların hemen başındadır erkekler doğurmadıkları için kadınların bu trajedilerini pek anlamazlar ben erkeklerin çoğunun eşinin kız kardeşinin ya da kızının doğum yapma dönemlerinde yanlarında olup onların o büyük sıkıntılarını ve yaratımlarını görmelerini isterim belki bundan sonra kadınlara olan düşünceleri ve duyguları değişebilir ya da evlenmek isteyen delikanlıları evlendiklerinde bir sınava tabii tutup bebeklerin altlarının nasıl temizleneceğini kadınlarını nasıl doyuracaklarını ve bebeklerin nasıl uyutulacaklarını öğrenmeleri lazım yani biz büyükler doğup ertesi günü kocaman adamlar olmuyoruz bizi annelerimiz sevgiyle, zahmetle ve sabırla büyütüyorlar.

Bir evde anne hasta olursa ya da öldü mü o evde herkes perişan oluyor. Annem öldüğünde biz aile olarak bu trajediyi yaşamıştık o günlerde annemin cenazesine gelen yaşlı bir kadının söylediklerini hiç unutmadım gelini ve oğlu zavallı kadına yapmadıklarını bırakmamışlardı üstü başı kir içindeydi ve o gün devamlı ağladı ve sorunlarını yüksek sesle herkese anlatmıştı sanki annemin cenazesine gelmemiş sorunlarını insanlara anlatmak için gelmişti. Eşiyle olamayan bir adam bu derdini gider montesqui ya açar montesqui adama annenle ve babanla bir sorun mu yaşıyorsun der adam önce sesini çıkarmaz sonra evet anlamında başını sallar montesqui senin sorunun bu işte git annenden babandan özür dile ve adam bir hafta sonra montesqui ya teşekkür etmek için gelir cahil insanların yönlendirilmeleri bu kadar basittir her konuda olduğu gibi bu tür ince hadiselerde de eğitim çok önemlidir. Restoranta giden bir bey yediği yemeklerden aldığı tadı restoranın sahibine söyler ve teşekkür eder ertesi gün yine aynı yere gider bir gün önce yediği yemeklerden ister ama tam tersi olur yemeklerde tat bulamaz patrona durumu açar patron adama bunun sebebi yemeklerin tadı tuzu değil bir gün önce ki yanında getirdiğin olağanüstü kadın bugün yoktu bunun sebebi yanında getirdiğin o güzel kadındı işte kadınların erkeklere kattığı lezzet ve tat böyle bir şeydir.

Kadınlar kadınlar kadınlar havva anamızı herkes bilir ve tanırız da ademe kök söktürdüğü delirttiği söylediği sözleri pek azımız biliriz ademe bir günde bir kaç kez söylettirirmiş bu sözü adem baba bazen bunalır kavga çıkarırmış ilk kavgaları da bu sözlerin söylenmesinden dolayıymış merak ediyor musunuz? Havva anamızın adem babamızdan neymiş o istediği ben söyleyeyim sık sık ademe beni seviyor musun bununla da yetinmez ne kadar sevdiğini de söylemesini istermiş demek ki kadınları mutlu etmenin yolu para, pul, şöhret, mevki ve makam değil sadece sevgi ve saygıymış .

Sevgili erkekler korkularınızdan vehimlerinizden kurduğunuz ön yargılarınızdan kurtulun bakın kadınlarla eşit olduğunuzu hatta onlardan zeka bakımından epey gerilerde olduğunuzu göreceksiniz hani bazen İstanbul’a dolaşmaya gidiyorsunuz ya kimin nereye gittiği ne yaptığı beni ilgilendirmez ama gittiğinizde Bakırköy’e uğrayın bir de hayat okulu dediğim o tımarhaneyi ziyaret edin bu da herkese iyi gelecektir.

Bir kaç gün önceydi bir tatil yerinde sahil boyu yürürken bir baktım insanlar bir kaç metre önümde yürüyen kadına aval aval bakıyorlar ve şimdi söyleyemeyeceğim sözler söylüyorlar bende baktım tabi boylu boslu endamlı bir kadın dolgun göğüslerini öne çıkarmış dimdik yürüyordu yanımdaki bazıları tövbe tövbe diyip yere tükürüyor ama onlarda bakıyordular en çok bakanlar da hakkında en çok hakaret edenlerdi güzel şeylere bu kadar kızmamızın altında yatan çok hastalıklı ve çirkin paranoyak düşüncelerimiz var ünlü fransız yazarı Balzac aşk reçele benzer tadı çok güzeldir ama yapışkandır elinizle değil dilinizle seveceksiniz der.

 

Bu yazı toplam 3181 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi

PALTO

11 Ocak 2024 Perşembe 07:00