Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

SAPLANTILI KİŞİLİKLER

SAPLANTILI KİŞİLİKLER

İnsanı anlama konusu içinden çıkılamayacak kadar dallı budaklı bir konudur buna rağmen yine de benim gibi saplantısı olan insanlar bunu devamlı bir merak konusu haline getirirler binbir çeşit çiçek gibi insanlar da doğada çiçekler gibidirler nasıl ki hiçbir çiçek böcek herhangi bir canlı diğerine benzemiyorsa insanlar da öyle birbirinden farklı farklı özellikler ve davranışlar taşıyorlardır bırakın insanın kendisini anlaması bile imkansızken başka birilerini anlaması hayli hayli imkansızdır insanı anlama konusunda benim bildiğim en önemli insan ünlü psikianalist Freud ve Dostoyevskidir elbette ki bu konuda mücadeleler vermiş yüzlerce binlerce bilim insanı filozof ve din adamları vardır insanın bilinçaltı konusunda gerçekten ilk aydınlatıcı bilgiyi Freud vermiştir dünyanın en zor ve en çılgınca meraklarından biri de bu konudur düşünüyorum da en yakınımdan olan annemi ve babamı anlamış değilken kalkıp bir toplumu ya da yüzlerce binlerce insanı anlamaya çalışmak kaçıklıktır ne olursa olsun bu konuda meraklı birisiyim bu konuya özgü epey de kitap okudum yüzlerce binlerce insanla tanıştım onları tanımaya uğraştım bir sabitleri bile birbirine uymayan insanlar çıktı karşıma devamlı hüzünlü dertli kötümser insanlar var ne yazık ki bu insanların hiç iyi zamanları yoktur gülmezler gülenleri de sevmezler onlar için her şey kötüdür bir de devamlı konuşanlar vardır saatlerce usanmadan yorulmadan konuşurlar asla sözleri bitmez benim bu konu üzerinde asıl durmak istediğim sanat ve edebiyat konusunda yazmış çizmiş yaşamları bilinen üne kavuşmuş Dostoyevski Kafka Van Gogh şimdi sözünü edeceğim Hemingway gibi saplantılı insanlardır mesela Hemingway dünyaca ünlü Çanlar kimin için Çalıyor eserinin de yazarıdır ön yargı ve saplantıları yüzünden intihar etmiştir sebebi bir ceviz kabuğunu doldurmayacak kadar basit ve akılsızcadır oturduğu bir deniz sahilinde aklına birden artık bundan sonra yazamayacağı takıntısı düşer silahını çeker ve kafasına sıkar saplantı böyle akılsızca bir şeydir sanırım artık yazamayacaksam ne önemim var halkın karşısına nasıl çıkarım tanıdığım dostlarım beni nasıl karşılarlar diye bir kurgu kurmuştur yazamayacağı bir hayat ona çok anlamsız ve lüzumsuz gelmiştir sevgili okurlar edebiyatçıların ve sanatçıların çoğunda bu tür saplantılar vardır bu insanların önemli bir kısmı sorunlarını akıllarıyla değil duygularıyla çözmeye çalışırlar sanatçılar hayata insanlığa yaşanan olaylara hemen hemen her şeye sıradan insanlardan farklı bakarlar farklı görürler bu yüzden ölümleri de farklı olur içinizde izleyenler vardır mutlaka Mandıra Filozofu isimli bir filmden söz ediyorum insanların beyinlerini ve ruhlarını rahatlatan düşündüren aynı anda da güldüren bir film film kendince modern çağın eleştirisini yapıyor modern çağ elbette ki üretimiyle insanlığa büyük yararlar sağladı yaşama kalite getirdi insanı rahatlattı ve insanlığa konforlu bir yaşam sundu ama getirdiği bu önemli değerlerden kimileri zaman aşımına uğradı günümüzde karşılıkları hemen hemen yok gibidir yaşadığımız bu son yüzyılda bu kazanımların bir kısmı yıkıma dönüştü insan kendine ve ürettiği her şeye yabancılaştı güven veren bağlar gevşedi paylaşımlar yok oldu gibi can sıkıntısı tahammül edilemeyecek hale geldi bütün bunlar yaşanırken yazının başında da sözünü ettiğim gibi hayatım boyunca insanı anlamaya çalışacağım sanırım benim en önemli takıntım da bu şunu da söyleyeyim beraber olduğumuz insanları sevebilseydik onları anlayabilseydik ya da onlar bizi sevebilse ve anlayabilseydiler gerçekten bu sözünü ettiğim kötülükler olmayacak hayat bayram olacaktı yaşamak çok daha kolay çok daha hoş olacaktı işte bütün sorun insanların birbirini anlamasında saklı anlamak zor olsa da mükemmel bir hayat yaşamak istiyorsak birbirimizi anlamak zorundayız kim söylemiş bilmiyorum ama birisi insanı anlamak cehenneme girmek gibidir demiş insanlık veya toplumlar birbirlerini anlamaya çalıştıkları zaman hayatımızı cehenneme çeviren depresyon paranoya gibi psikolojik rahatsızlıklarımızda ortadan kalkacaktır yine bir bilim adamı söylemiş depresyon hayatımızı değiştirir demiş ünlü Fransız yazar Albert Camus çok yakışıklı bir adam olduğu gibi çok önemli ve ünlü de bir yazardır yüzlerce kadın onunla olmak evlenmek için can atarlarmış birkaçıyla da evlenir evliliği hiç uzun sürmez evlendiği kadınlara neden çok sevdiği bu adamla evliliği sürdüremediği sorulunca kadınların çoğu onu sıkıcı bulduklarını söyler işte insanı tanımak anlamak bu kadar önemlidir siz kimilerinin abartılmış düşüncelerine bakmayın ben adamın gözüne bakar bakmaz kim olduğunu hemen anlarım diyor inanın bu tür insanlar kendilerini bile tanımazlar bir atasözü gibi kullandığımız bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim diyenler var ya koca Freud yüz yılını vermiş anlayamamış adam yüzüne gözüne bakıp anladığını söylüyor

Bu yazı toplam 6216 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi