Fatoş Özut Kırtay

Fatoş Özut Kırtay

SAĞLICAKLA OKUYUN

SAĞLICAKLA OKUYUN

 

 

Temel tıp fakültesini bitirmiş, doktor olmuş.

Köyüne döndüğünün gecesi,komşusu Dursun amcanın eşi, Temel'in yanına gelerek, Dursun amcanın  çok hasta olduğunu söylemiş.

Temel almış alet-edevatı Dursun amcanın yanına varmış, bakmış ki durum kötü.

-Ne oldu sana böyle Dursun amca?

-Uy! sorma uşağum, çok kötü ishal olmuşum, yerimden kalkamıyorum.

Temel, ilk hastasının böyle kolay bir hastalığı olmasına sevinmiş.

-Merak etme,sana bir ilaç yazayım, içince hemen iyileşirsin.

Almış kalemi eline ama bir türlü ishal ilacının adını hatırlayamamış.

Serde rezil olmak var, nasıl hatırlamaz!

Zanax adlı bir antidepresan gelmiş aklına.

'idareten onu yazayım,araştırır ishal ilacını da yarın yazarım, bu da sakinleştirir,zararı olmaz.' Diye düşünmüş.

Araştırmış,ishal ilacını da kendi almış, mahcubıyetini gidermek için.

Gitmiş ki Dursun amca evde yok.

Şaşkınlıkla nerede olduğunu sormuş.

Kahveye gittiğini söylemiş karısı.

Kahveye gitmiş, bakmış ki Dursun amca keyifli keyifli okey oynuyor.

Şaşkınlık ve merakla Dursun amcanın yanına gidip, kulağına eğilmiş.

-Dursun amca kalkmışsın yataktan, iyileşmişsin maşallah!

-Amaannnn oğul boşver , boka battım ama umurumda değil !

 

Ele alınacak o kadar çok konu var, sağlıktan yazalım dedim.

Nedir bu sağlık kurumlarından  vatandaşların çektiği?

Gün geçmiyor ki bir şikayet olmasın!

Özel, tüzel, devlet kurumlarının her birinden , hemen hemen

aynı konularda eleştiriler geliyor.

Hasta olup, hastaneye giden hasta bin pişman.

En büyük hastalık kaynağı stres ile yüklenip, daha çok hasta olup

geliniyor.

Sağlık ocaklarından başlayalım.

Mutlukent sakinleri, hiçbir şeyden çekmemiştir, sağlık ocaklarından çektikleri kadar...

Geçenlerde bir arkadaşım, mental engelli oğlunu mutlukent sağlık ocağına götürdü.

Nasıl oldu diye bir sorayım dedim.

Bir dokundum, bin ah işittim.

Önce öğle yemeği tatilinin 11.30 ile 13.30 arasında olup olmadığını sordu.

Bildiğim kadarıyla ya 12.00- 13.00 arasındadır, ya da 12.30-13.30 arasındadır.

Saat 11.30'da gittiklerini, ancak yetkili doktor öğle yemeğine çıktığı  için, yerinde

bulamadıklarını belirtti.

Kaçta geleceklerini sorduklarında ise, 13.30'da geleceğini söylemişler.

Sağlık ocağı doktorlarının çalışma saatleri mi değişti acaba?

Sabah saat 9.30'da teşrif ediyorlar.

11.30'da öğle yemeği molası veriyorlar.

13.30'da görevlerinin başına gelip, 16.00'da paydos ediyorlar.

Bir hayli yorucu bir tempoda çalışıyorlar anlayacağınız...

Ali Baba çiftliği mi? Sağlık kurumu mu?

Ayrıca vatandaş, kendilerine yapılan muameleden de yaka silkiyor.

Asık yüzlerinden, ilgisiz davranışlarından ve lütfen muayene etmelerinden

bıktıkları için, gitmek istemediklerini, altını çizerek belirttiler.

Üstüne üstlük, var olan nöbetçi doktor, engelli olan çocuğu dokunmamaya imtina ederek,

neredeyse uzaktan, üstün körü muayene etmiş.

Bu duruma bir yorum yapamıyorum.

Zira tanımlar yetersiz kalır...

Varın siz değerlendirin...

Keza özel hastanelerden de benzer şikayetler alıyorum.

Hastane değil de, işletme sahibi tüccar yaklaşımları...

Dolayısıyla hastalar, müşteri ...

Çocuklarla iletişimde ,  çocuk olduğunu unutup, sert üsluplarla

uyarıda bulundukları söylendi.

Saatlerce muayene sırası beklemek ise bunların cabası...

Yukarıda da belirttiğim gibi, Ali Baba Çiftliği misali, isteyen

istediği gibi at oynatıyor.

Bu arada, yüzde iki yüz olarak alınan kâr oranını unutuyordum.

Ayrıca, şu internetten ve telefonla randevu al(ama)ma çilesi de illallah ettiriyor.

Arıyorsun , karşına çıkan telesekreter en az beş dakika bekletiyor.

Sonrasında hep aynı cümleler;

"Maalesef falanca tarihe kadar doluluk görünüyor.Şu tarihte tekrar arayınız."

Arıyorsun yok kardeşim, ne mümkün.

Emme basma tulumba gibi aynı kelamları duyup duruyorsun.

Mrhs denilen uygulama ile randevu almak da mümkün değil.

Ne hikmetse sürekli olarak dolu gösteriyor.

Sağlık için çözüm ararken, ruh sağlığını ciddi bozuyor bu sistem.

Kanser olursun stresten!

Sağlıkta devrim mi vardı?

Öyle söyleniyordu bir ara sanki...

Amannnnn! Boş verin...

Atın bir Zanax  , umurumuzda olmasın.

Bu yazı toplam 6942 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatoş Özut Kırtay Arşivi

NOKTA

03 Nisan 2024 Çarşamba 07:02

SEÇ

27 Mart 2024 Çarşamba 07:00