Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

KÖYÜM BENİ ÇAĞIRIYOR

KÖYÜM BENİ ÇAĞIRIYOR

 

Gebze’ye kar yağmadı, bu aylar kış aylarıdır. Karın tipinin seslerini, rüzgar getiriyor. Yakında buralarda yağar on yıl önceydi sanırım bir gün kar sabahtan yağmaya başlamıştı. Gece artmış ertesi sabaha bir metreden fazla yağmıştı. Küçük bebekleri olanlar Gebze’de de doğal gazlarını yakmışlardır. Her şey gibi doğalgazda Türkiye’de çok pahalı son on yılda ülkede hayat çok zorlaştı. Ücretler yerinde sayarken halkın kullandığı temel maddelere arka arkaya insafsızca zamlar yapılmaktadır. Ekonomi ülkede ki komşuluk, dostluk ilişkilerini bitirdi.

Ne ise sizleri böyle sinir bozucu şeylerle sıkmak istemiyorum dün gece gördüğüm bir rüyamı paylaşmak istiyorum. Rüyam da köyüm beni çağırıyordu dağları, yaylaları, dereleri, resmen gel gel diyordular. Hayatımda ilk defa böyle bir şey oluyor. Çocuklarımla da paylaştım küçük kızım ironi yaparak. Baba yine senin romantikliğin depreşmiş. Böyle bir rüyada ilk defa duyuyorum köyüm insan mı? Olmuş kızım ironi yapıyor şehirler, kasabalar canlıdırlar. insanalar gibidir. Köyüm ister de gitmem mi gitme kararı aldım birkaç gün sonra trenle gideceğim tren yolculuğunun bana iyi geleceğini düşünüyorum.

Hem yolculuk yapacağım bir kısmı bile olmuş olsa ülkemin şehirlerini kasabalarını ve köylerini göreceğim uzun bir yolculuk olacak yarım kalmış kitaplarımı okuyacağım. Az şey mi? Bunlar hem tren yolculuğunu da çok özledim eskiden Gebze haydar paşa hattı vardı. Hükümet bunu bile halka çok gördü onca treni haydar paşada ölüme cünübe hapis etti. Halk olarak ne yazık ki ülkemizin böyle değerli varlıklarına sahip çıkamıyoruz bu yüzden hükümet edenler ülkenin çok değerli bir çok fabrikası yabancılara kiraya verdi değerli tarım alanlarını karıma kapattı ülkede çiftçiliği ve tarımı öldürdü kimseden çıt çıkmıyor aç kalacaklar.

Belki de bu yüzden çağırıyor köyüm beni bilinmez, belki de ölüm çağırıyor ölümde olsa gideceğim hayat insanın benliğini aradığı bir yolculuktur. Bu yolculukta kendimi özümü insanlığı. Güzellikleri arayacağım Allah inşallah bana biraz ve kendimi bulmamda yol gösterir bu sözlerimi annem duysa güler rahmetli hep oğul sen bu kafayla nasıl yaşayacaksın derdi babam itiraz eder ne var bunun kafasında işten kaytarmak için delilliğe vuruyor derdi ama annemin bana koyduğu bütün teşhisler doğru çıktı. Deli diyordu gerçekten tımarhaneleri boyladım sevgili anneciğim.

Anne ve babaların sözlerini dinlemek onları sevmek saygı göstermek insanın hayatına huzur katar güzellik katar. Annem çok saygı değer kadındı herkesin annesi böyledir mutlaka dağda bin bir çiçek var ama gül başkadır. Dünyada milyonlarca insan var ama dost başkadır. Yüzlerce gün var ama doğduğumuz gün çok başkadır. Derler ya annem benim için hem o gül hem o arzu edilen dost hem de o beni doğurduğu gün kadar kıymetlidir. Analara kıymayın efendiler derken şair annelerin ne kadar saygı duyar olduğunu anlatıyor. Geçen yıl ülkemizde tam üç yüz kadın öldürülmüş o kadınları öldürenlere insan demiyorum onlar bu ülkenin lanetlileridirler. Ben boşuna delirmedim boşuna tımarhanelere düşmedim boşuna verem olmadım. Yıllardır söylemek isteyipte mahalle baskısından devlet korkusundan söyleyemedim. Bazen tam söylemeye kendimi hazırladım söyleyeceklerimi dilimin ucuna getirdim söyleyemedim içime attım yani bu anlamda ben kendi gardiyanım oldum kendi ellerime kelepçe ayaklarıma pranga vurdum. Konuşamadığım dertlerimin bir kısmı cahilliğimden dolayı söyleyemedim nasıl söyleyeceğimi bilemedim kimini ayıptır korkusundan kimisini şimdi sırası değil düşüncesinden. Söyleyemedim daha çok yazacaktım ya haftaya.                                                                                                                                                                                                                                    

Bu yazı toplam 1602 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi