Gebze, sanayinin kalbi. Ama bir o kadar da denizin kıyısında bir şehir. Ne var ki, bu kentin çocukları denize bakıyor ama denizi tanımıyor. Eskihisar’ın mavi sularına her gün binlerce insan göz atıyor, ama içinden çok azı bir tekneye binip rüzgârla buluşabiliyor.

Oysa deniz, sadece bir manzara değildir. Deniz, disiplin öğretir. Cesaret verir. Paylaşmayı, sabretmeyi, doğayla uyum içinde olmayı öğretir. Ve en önemlisi; çocuklara hayal kurdurur.

Eskihisar, Marmara’nın en güzel koylarından birine sahip. Doğal limanı, tarihi dokusu ve sakin yapısıyla aslında bir yelken okulu için biçilmiş kaftan. Ama biz bu potansiyeli yıllardır fark etmiyoruz. Oysa birkaç yelken, birkaç eğitmen, birkaç gönüllüyle Gebze’nin çocuklarına bambaşka bir dünyanın kapısı aralanabilir.

---

???? Sayın Belediye Başkanına Bir Çağrı

Sayın Gebze Belediye Başkanı’na küçük ama anlamı büyük bir çağrım var:
Eskihisar’a bir Yelken ve Su Sporları Merkezi kazandırmak, sadece gençler için bir spor yatırımı değil; Gebze’nin kimliğini denizle yeniden buluşturacak bir kültür adımı olur.

Gebze’nin çocukları artık sadece fabrikaları değil, ufku da görmeli.
Bir yelkenin ucunda rüzgârı hissetmek, bir çocuğun hayatında yepyeni bir pencere açabilir.

Bu şehirde her şeyin en büyüğü, en hızlısı, en yoğunu yapıldı.
Artık zamanı geldi: Gebze’ye ruhu olan bir proje lazım.
Ve o ruh, belki de Eskihisar’ın mavisinde saklı.

---

Gebze Teknik Üniversitesi, belediye ve özel sektör el ele verse, bu proje sadece bir spor etkinliği değil, aynı zamanda bir toplumsal dönüşüm olur. Çünkü çocuklar rüzgârı hissetmeye başladığında, hayatı da daha derin yaşamayı öğrenir.

Belki o çocuklardan biri geleceğin milli sporcusu olur.
Belki biri deniz biyoloğu, biri deniz mühendisi, biri kaptan olur.
Ama hepsi doğaya daha saygılı, hayata daha umutlu bireyler haline gelir.

Gebze’nin artık sadece üretimle değil, yaşamla da anılması gerekiyor.
Ve o yaşam, belki de ilk kez bir yelkenin altında rüzgârla başlar.