Fatoş Özut Kırtay

Fatoş Özut Kırtay

İYİ BAYRAMLAR 

İYİ BAYRAMLAR 

Merhaba sevgili okur.

Nasılsınız?

Umarım iyisinizdir yahut iyi olmayı tercih edenlerdensinizdir.

Umarım, bu hızla akıp giden zaman içinde an'da olmayı seçenlerdensinizdir.

Umarım şu yaşanan  çok  farklı iki buçuk ayda, farkındalığınızla çoğalmışsınızdır. 

Ben şanslı X kuşağındanım  ve eminim siz okurlarımın çoğu da  X  jenerasyonusunuz

 

Bizler  sahip olduğumuz çok az şeyle, çok mutlu olabilen şanslı  çocuklardık. 

Sanal chat odalarında değil , kütüphanelerde veya evlerimizin sokağında buluşurduk. 

Annemizin pazardan aldığı bayramlık  kırmızı pabuçlarımıza sarılarak  uyurken,  en güzel rüyaları görürdük. 

Bayram sabahının en erken saatinde uyanır, özenle giyerdik bayramlık giysilerimizi. 

Öyle bugünkü gibi geç saatlere kadar uyuyamazdık. 

En geç saat 9'da  elimizde poşet ile hazır ve nazır olurduk.

'Aman evladım daha erken,sabahın köründe rahatsız etmeyin kimseyi' diyen annelerimizi kandırır, fırlardık sokağa. 

Kimse rahatsız olmazdı ki...

Ayşe Teyze,Mehmet Amca,Hacı nine çoktan uyanıp, mahallenin çocuklarını beklerlerdi zaten.

Akşamdan sözleştiğimiz köşe başında , bütün sokağın çocukları buluşurduk. Mahallede kapı kapı gezer, komşu teyze ve komşu amcaların bizlere hazırladıkları şeker,çikolata  ve harçlıkları toplardık.

Bir sürü şekerimiz, çikolatamız ve hatırı sayılır miktarda paramız olurdu.

Yorulunca toplanma noktasında bir araya gelip, hepsini tek tek sayardık. 

Ah ne mutlu çocuklar imişiz biz!

Şimdiki çocuklar, 'hangi kapının ardında sapık, hangi kapının ardında katil var' korkusundan, böyle bir adetin varlığından habersiz büyüyor...

En güzel oyuncaklara, teknolojik araçlara, odalara sahipler.

Ama çocuklukları yok hiçbirinin. 

Sokakları, acıkınca camdan salça ekmek veren komşu teyzeleri yok.

Nerde o eski  insanlar?

Bakkallar bayram harçlığını harcamamız için bayram günüde de açıktı. 

Kapı kapı dolaşabilirdik. Herkesin bayramını kutlardık. 

Bizim için,   hangi dünya görüşünde olunduğunun hiç önemi yoktu.

Kimin hangi partiyi tuttuğunu ya da partinin ne olduğunu  bilmezdik...

İki sınıf insan var onlar için. Küçükler ve büyükler. 

Bu ayrımlar yok çocuklarımızın kafasında ve onlarda büyüyünce “Ah o eski bayramlar” diyecekler.

Çünkü kendileri istemese de toplum önceki yaşanmışlıkları sebebiyle onları sınıflandıracak.

Gūya unutturmama çabalarımız  devam ediyor. 

Kapı komşumuzun kim olduğunu bilmiyoruz.

Zengini fakiri yoktu bizim çocukluğumuzun. Ayırt etmeniz çok güçtü. 

Çünkü önemsemezdik.

Oynamak için bi gazoz kapağı, hatta yoldaki bi taş hepimize yeterde artardı. 

Aynı kuru ekmeği yer doyardık. Olan olanı paylaşmadığı sürece kendisi içinde bi anlamı yoktu. 

Kimseyle beraber oynamadığınız bir topun ne kıymeti vardı?

Arkadaşlarımıza  gösteremeyeceğiniz

bir oyuncağın değeri yoktu.

Paylaşıldıkça değerli olurdu. 

Kendisini biri överken utanan, konuşurken karşısındakini kıracağından korkan,öfkesinde bile nezaketi elden bırakmayan,yaptığı iyiliğin ortaya çıkmasından rahatsız olan, ilişkilerini menfaate göre yaşamayan o güzel insanları özledim.

 

Konuşan bilgisayarlarla arkadaşlığı hayal ederdik. 

Konuşan telefonlarımız var şimdi.

Sıcak ekmek ucunun verdiği hazzı vermiyor artık hiçbir adı havalı yiyecek. 

Pancake, chai tea latte falan hikaye yani...

Küçük şeylerden mutlu olurduk..

Şimdi ise bizi hiçbirşeyin şaşırtamadığı bu dünyada küçük sevinçleri es geçiyoruz. 

Çekmeyen wifi 'yi dert etmekten ve akıllı telefonlara poz vermekten, içten gülümsemeleri kaçırdığımız şu günlerde, gelin  karpuzun rengi pembe, kabuğu ince, tadı fevkalade çıkınca bile bayram edelim.

Bayram bize bahane...

Küçük şeyleri biriktirip, kocaman yapmak bizim.

Hastalar sağlıklarına kavuşsun.

Umut ve huzur hep yanıbaşımızda olsun.

Bizi düşündürmeyecek kadar paramız olsun. 

Alın terimiz karşılığını bulsun.

Hayatımız müjdeler ve mucizeler ile dolsun.

Sağlıklı, mutlu,huzurlu bayramlar hepimize...

Bu yazı toplam 3916 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatoş Özut Kırtay Arşivi

NOKTA

03 Nisan 2024 Çarşamba 07:02

SEÇ

27 Mart 2024 Çarşamba 07:00