Fatoş Özut Kırtay

Fatoş Özut Kırtay

İNSANIZ! HADİ ORDAN!

İNSANIZ! HADİ ORDAN!

Ey insanlar! Nereye gidiyoruz? Nasıl bu hale geldik? Gün geçmiyor ki, bir cinayet haberi duymadığımız! Görsel-işitsel-yazılı medyayı takip edemiyoruz artık. Korkuyoruz, duyacağımız, okuyacağımız korkun kötülüklerden. Hiç mi iyi haber olmaz, hiç mi? Teröre kurban giden çocuklarımızı görüyoruz hemen hemen her gün... Tecavüz gibi hiçbir yaratığa atfedilemeyen ve atfedilemeyecek iğrenç eylemde, kurban giden kadınlarımızı ve çocuklarımızı okuyoruz. Hayvana tecavüzü, yapılan zulme seyirci kalıyoruz. Özellikle altını çizmek istiyorum, sadece seyrediyoruz... Bir araya gelince ayak üstü vah-tüh ediyoruz. Sosyal paylaşım sitelerinde cengaverce kalemşörlük yapıyoruz. Ülkece kınıyoruz... Birey olarak canımız çok yanıyor sözde... Görevimizi yapmış olmanın verdiği huzur sanırım bunun adı. Sol yanında var olan bireysel çıkarcılıktan arta kalan, son vicdan kırıntıları. Ya da timsah göz yaşları... Rahat uyuyabilmek adına kendimizi avuttuğumuz görev ifa etme yolları... Bu böyle gitmez. Gün gün artan şiddet artık en üst boyuta ulaşmıştır. Önce birey olarak içinde var olduğumuz durumun farkına varmalıyız. Bu bana yapılsaydı ne yapardım? diye düşünmeliyiz. Benim de başıma gelebilir, hayat bu demeliyiz? Dokunmayan yılanın olmadığının farkına varmalıyız? Nerelisin? Gel bendensin toprağım... Hangi partidensin? Gel bu yana, bizdensin... Ne oldu ? Öldürüldü, öldü, Allah rahmet eylesin, üzüldüm... Bugün içinde bulunduğumuz vahşet ortamlarının tek müsebbibi bu düşünce yaklaşım tarzıdır. Nerelisin yoktur! Aynı toprak ve vatan üzerinde farklılıklarımızla yaşayan insanlarız... Hangi parti yoktur! Ülke ve halk huzuru,refahı,mutluluğu için çalışmak zorunluluğu olan yönetim vardır. İktidar, herkesin iktidarıdır. Her bireye ve hatta her canlıya hizmet etmekle sorumludur. Öldü mü? Hemen yardıma koşacaksın, gelenekselliğini hatırlayarak. Cenaze evinde yemek pişmez deyip yemek pişireceksin. Koşacaksın, acısını paylaşmak için. Acıların paylaşınca azaldığını, sevinçlerin çoğaldığını bilerek. Öldürüldü mü? Bu vahşete uğrayana sahip çıkacaksın. Hayvan, bitki, canlı ve hele hele çocuk! Bebeklere tecavüzlerin yaşanmasına şahit oluyoruz, ses çıkarmıyoruz. Bu korkunç eylemi tanımlayacak hiç ama hiç bir alfabe yoktur! Minicik bir masuma yapılan eziyete ses çıkarmıyorsak tecavüzcüyüz biz de! Öldürülen evladın celladıyız! İzlediğimiz, seyrettiğimiz, okuduğumuz bütün olayların sorumlusuyuz! İnsan bilincimizi yitirdiğimizin farkına varmalıyız. Varmazsak, bu bilinçsizlik bir şuursuzluğa dönüşecek. Bu şuursuzlukta bizi, adım adım cinnet ortamına sürüklemektedir. Tsunami doğa olayında oluşan dev anafor gibi, birer birer çekip yutar. Bu anafordan kaçabilmek nasıl imkansızsa, bu duyarsızlığımızın sonuçlarından kaçınmamız ve bize zarar vermemesi muhtemel değildir. İnsanlığımıza sahip çıkalım! Yüreğimize sahip çıkalım! Aklımıza sahip çıkalım! Bencillik, adam sendecilik, çıkarcılık, adam kayırmacalıktan acilen sıyrılmalıyız. Son söz olarak tekrar ediyorum. Yüreğimize, insanlığımıza acilen sahip çıkalım!

Bu yazı toplam 1072 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatoş Özut Kırtay Arşivi

NOKTA

03 Nisan 2024 Çarşamba 07:02

SEÇ

27 Mart 2024 Çarşamba 07:00

MESEL

07 Şubat 2024 Çarşamba 07:05