Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

İKTİDAR ONUN EĞİLİP ALMA CESARETİNİ GÖSTERENİN OLUR ?

İKTİDAR ONUN EĞİLİP ALMA CESARETİNİ GÖSTERENİN OLUR ?

Hiçbir insan tek başına uzun bir süre yaşayamaz. Başka insanlarla birlik beraberlik içinde ancak hayata karşı mücadelesinde başarılı olabilir. Toplumlaşmanın zorunlu olmasını nedeni bu yüzdendir. Bu konuda Dostoyevski’nin ‘’ herkes herkesten sorumludur ’’ demesinin sebebi bundandır. Hepimiz bizden önce yaşayanların içine doğuyor onların edindikleri kültürleri, dinleri, gelenek ve görenekleri kabul ediyor şekilleniyoruz. Toplumsal yaşam genel olarak böyle cisimleşiyor bu sosyal gerçeklik içinde toplum gelişiyor dönüşüyor ve değişiyor. Bütün bu gelişmelerde en büyük pay fikir adamları ve politikacılarındır. Milyonlarca insanın birlikte yaşaması hiç kolay değil… İşte devletin ve hükümetin varlığı onlara olan ihtiyaç buradan ortaya çıkıyor. Devlet toplumsal yaşamda hakemlik görevini yapıyor, işleri tanzim ediyor, halkın gelirini giderinin hesabını tutuyor v.s…

Farklı farklı devlet yönetim biçimleri var. Ben hakkı- hukuku ve demokrasiyi kendince rehber edinmiş bir devletten söz ediyorum, bir devletin adaletini uyguladığı, eğitimde, sağlıkta, milli gelirin paylaşımında uyguladığı ekonomik politikasında görebiliriz. Mesela edebiyat, sanat ve bilim hem devletin hemde halkın gelişmesinde çok büyük rol oynar. 19.YY. Rus edebiyatında görebiliriz. Dönemin edebiyatçıları hem taşra, hem de kent yaşamındaki geriliği tutuculuğu eleştirmişler. Devleti yönlendirmişler bu konuda Gogol’un yazdığı ‘’ Ölü Canlar ’’ isimli eser bir devrim niteliğindedir. Bu konuda bilgi sahibi olmak isteyenlerin okumalarını tavsiye ederim ( Özelliklede hükümet edenlere) Şair Edip Cansever : ‘’İnsan yaşadığı toprağa benzer, o yerin toprağına suyuna benzer, suyunda yüzen balığa benzer, toprağını iten çiçeğe benzer der…

İnsanın elinde olamayan iki gerçeği var biri doğumu yani doğacağı yeri seçememesi, diğeri de ölümü, ölümünün nerde ve nasıl olacağını bilememesi. Mesela benim Ardahan’da doğmam gibi, tabi ölümümün de nerde nasıl olacağını bilememem gibi. Bence yaşamı ilginç ve gizemli hale getirenlerde bu gibi şeyler ama yine de Ardahan’da doğup, Kura nehrinde yıkandığım buranın soğuk sularını içtiğim için mutluyum. Tek mutsuzluğum yönetenler ve devletin uyguladığı adaletsiz politikalardır… Beni çok bilgili halkı sever, vatansever öğretmenler yetiştirdiler. Böylesine saygıdeğer öğretmenlerim olmasaydı beni çok yanlış ve kötü adamlar kandırır Ülkem hakkında iyi şeyler düşünemez ülkemi sevemezdim, birilerini biat ederdim…

Bu son günde yaşananlar Türkiye halkının güzelliğini kötülükler karşısında direncini, gücünü ülkesine olan sevdasını göstermiştir. 10 gündür insanlar gündüz işlerinde gecede demokrasi nöbetinde beklemektedirler. Dünya’nın hiçbir yerinde böyle insanlar göremezsiniz. Gün boş sözleri etme zamanı değil, gün emperyalizme karşı çıkma zamanıdır. Emperyalizm her zaman kendisiyle işbirliği edebilecek. Halk düşmanları bulur, halkımın bu şerefli duruşu karşısında eğiliyorum.

Benim için en aziz olan şey vatandır. Vatan mevzusunu kavrayabilen zeka vicdan ve merhamettir. Türkiye halkı bu konudaki inceliğini, vicdanını vatan bilincini Türkiye’ye yapılan darbe girişimini yerin dibine sokarak ortaya koymuştur. Bu halka koyun sürüsü, it sürüsü, ahmak, korkak diyenler utanmalılar. Tankların, silahların, uçaksavarların karşısına çıkmak cesaret ister, vatan sevgisi ister, yürek ister. Bu halk bu yürekliliği gösterdi, bu vatan için ölmeyi göre aldı. Bu uğurda ölenleri tüm saygımla selamlıyorum. Onların aziz ruhları önünde eğiliyorum. Bu darbeci caniler akıllarına başlarına almalılar ki bundan sonra bu ülkede en küçük hainliğe müsaade etmeyeceklerdir. Bu ülkenin açlıktan işsizlikten kurtulmasının yolu darbelerle değil demokrasi bilinciyle halkın iktidara gelmesiyle, kendi sorunlarını kendisi halletmesiyle olacaktır. Bu ülkenin bir yurttaşı olarak böyle bir halka birlikte yaşamaktan dolayı çok mutluyum. Ülkemizi canla başla korumalıyız, gideceğimiz başka yer yok. Irakta, Filistin’de, Suriye’de yaşananlar birer canlı örnektir. Ülkemize gelmiş olan 3 Milyon Suriyelinin çektikleri acıları pişmanlıklarını unutmayalım. Dostoyevski iktidar onu eğilip alma cesaretinin olur diyor…

 

 

Bu yazı toplam 925 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi