Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

GERÇEK YÜZÜMÜZÜ BULMALIYIZ

GERÇEK YÜZÜMÜZÜ BULMALIYIZ

Bir devlette tanıştığım Ali beni çok etkiledi ruh ikizim gibi kendisini anlatırken beni anlatıyor gibiydi hayal görür gibiydi önce annem beni anlatıyor sandım çocukluğu okul hayatı gençliği iş hayatı evliliği benim yaşadıklarıma öyle benziyordu ki nerdeyse en sevdiğim renk siyah yemek kuru fasulye en sevdiğim çiçek gül diyecekti. Benim gibi sevgi görmemiş başı okşanmamış Tolstoy anne karnına isimli romanında bütün zenginlerin hayatları birbirine benzer yoksulların farklıdır derler ya aramızda ki en belirgin fark o genç ben yaşlıyım yaşlandıkça yumuşadım kadınlaştım tüm kibirlikten egoistlikten kurtuldum benim aksime yaşlılık her sözün altında bir kötülük arıyor en hafif rüzgar tipi gibi poyraz gibi geliyor her şeyi büyütüyor vs vs

Yaşamın içinde var olanlardan en çok değişime uğrayan canlı insan saniyesi saniyesine uymaz fizikli olarak aynı olsa da ruhu değişiyor neşeli sen ruhu birden gidiyor sıkıntılı hastalıklı bir ruh geliyor içler acısı bir durum benim başıma geldiği için biliyorum ne yaparsak yapalım bu tarafımızı değiştiremeyiz o zaman gelmesin geldiği zaman devrimiz hayatın bu tür acılarına zorluğuna ve tuhaflığına rağmen yine de hayatı yaşanılır ve eğlenceli buluyorum sineye çekiyorum Ali’yle bütün bunları konuştuk o da benim gibi yoksul ve mutsuz bir ailenin ilk çocuğu babası Ali çok küçükken evi terk etmiş annesi eşine olan kızgınlığını çocuklardan çıkarmaya çalışmış Ali resmen ruh hastası konuşmuyor gülmüyor

Titreyen ellerini durmadan gizledi benden bu ülkede Ali gibi kırk yaşında olup yüz yaşında ki gibi hastalıklı milyonlarca insan var iktidara gelen bütün hükümetler bu halka ağustos ayında hayatı kısa çevirdiler bu ülkenin ceza evleri hiç boşalmadı hasta haneleri hastasız kalmadı yasaklar hiç kalmadı bu halk hiç zenginlemedi insanlarımızın istedikleri her şey dikenli tellerle çevrelendi yetmiş yıllık bu gidişat karşı çıkanlar cezalandırıldılar

Bir kısım insan siyasi yazmadığımdan yakınıyorlar oysa ben her yazımda halkımın sorunlarını dile getirdim tren garlarında otobüsten mi alanlarında köprü başlarında ailelerin yardımcı olabilmek için selpak mendil su satan sokaklarda karda kışta ayakkabı boyacılığı yapan üstleri başları yırtık elleri yüzleri kirli karınları aç çocukları yazdım sokaklarda yatan kalkan yersiz yurtsuzları çocukları tarafından dışarı atılmış yaşlı insanların hayat hikayelerini anlattım siz siyaseti nasıl değerlendiriyorsunuz sevgili dostlar bence ülkemizin en temel sorunları bunlardır evi barkı olmayan işi olmayan karnı aç olan insanlar demokrasi falan tanımazlar demokrasi tek olanlar içindir

Hak hukuk ve eşitlik isteyen konuda samimi olan bu yüce duygular için mücadele verenlere değil sözüm ama hak hukuk diyen bağırıp çağıran kendilerinin yaptıkları haksızlıkları yüzlerine söylediğimiz zaman onların neslinde de kötü oluyoruz demokrat olmak özgürlük istemek sorumluluk gerektirir önemli bulduğunuz şey için mücadele vermek istemiyorsanız sadece istiyorsunuz kimse size böyle bir hak vermez açlık var haksızlık var deyin mücadeleye sıra geldi mi kaçın gizlenin işte bu olmaz çünkü bu iki yüzlülüktür bu gün ülkemizin önemli sorunlarının çözüme kavuşmamasında bu tür insanların iki yüzlülüğü var sizler bir kadının doğumu sırasında ki çektiği acıları bilir misiniz? Biliyorsanız bu konu hakkında konuşun bilmiyorsanız konuşmayın ben hem annemin hem eşimin doğumlarında hem yanlarında oldum onların acılarını biliyorum bu konuları bunun için yazıyorum işte Ali kardeşimi bu yüzden anlatıyorum keşke onunla hiç tanışmasaydım kadavraya benzer bir vücudu sapsarı hastalıklı bir yüzü verem belirtileri taşıyan bir ruhu vardı bu hayata bir şeyi çok iyi öğrendim o da insanın gerçek yüzüdür insanın gerçek yüzü haksızlığa karşı çıkan yüzüdür ne yazık ki kimimiz bu güzel insan yüzümüzü yitirmiş durumdayız bundan dolayı ülkemize emperyalistler baskı yapıyorlar onlara karşı çıkıp isyan edemiyoruz bu gerçek yüzümüze kavuşmak zorundayız bizleri bu yola bilim götürecek okuyacağız araştıracağız ve bu gerçekliğimizi bulacağız yoksa yok olacağız maf olacağız              

Bu yazı toplam 5636 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi