Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

EMMA MI GEORGE SAND Mİ?

EMMA MI GEORGE SAND Mİ?

Birisi romancı flaubert’in birisi dünyaca ünlü roman kahramanı Emma Bovary diğeri 19.yy da Avrupa’da aşklarıyla ve devrimciliğiyle ünlenen romantizmin ana kraliçesi özgürlük savunucusu özgürlükçü kadınların örnek aldığı ve yolundan yürüdüğü ünlü yazar George sanddir Emma taşralı cahil bir köylü kadınıdır geldiği kente uyum sağlayamadığı gibi okuduğu duygusal romanların etkisinde kalarak doktor eşini aldatır ve sonunda intihar eder George sand Emmanın aksine pozitif düşünen mücadeleci bir kadındır bu iki farklı kişiliğe sahip kadınları anlatmamın sebebi dünyanın geri kalmış ülkelerinde özellikle de Türkiye’de özgürlükleri için mücadele veren kadınlar örnek alsın diyedir zaman değiştikçe özgürlük mücadelelerinin biçimleri de değişiyor ama baskı zulüm asla değişmiyor George sand kadınlar erkeklerle eşit olsun aşağılanmasınlar seks aracı ve reklam aracı olarak görülmesinler erkekler tarafından tecavüze maruz kalmasınlar diye mücadele vermiş 1848 sanayi devrimi sırasında önemli görevler alarak tüm dünyaya ismimi duyurmuştur radikal fikirleriyle de ün salmıştır dönemin faşist Fransız rejimine karşı Fransız kadınlarını etkilemiş ve sisteme karşı büyük mücadeleler vermişler yani Emma gibi edilgenlik yapıp faşizme teslim olmamışlar bu tür konuları anlatmaktan asla geri durmayacağım çünkü yaşadığım ülkemi ve halkımı çok seviyorum altı tane torunum iki kızım üç kız kardeşim var onların bu ülkede başlarına kadınların başına gelen belalar gibi belalar gelmesini istemiyorum sonra başta narin olmak üzere bugüne kadar tecavüzcüler tarafından küçük kız çocuklarına tecavüz edildiğinden utanç duyuyorum bu konular yüzünden özellikle erkek olmaktan utanıyorum sevgili okurlar yıllar önce bir sosyologun kitabından bir kısım erkeklerin hayvanlarla girdikleri cinsel ilişkilerini okumuştum utanç verici bu rezillikler inanın eğitim sistemimizden kaynaklanıyor bu tür şeylerden utanmamak elde değil ülkemizde her yıl binlerce kadın öldürülüyor yüzlerce binlerce kız çocukları tecavüze uğruyor hâla biz kalkıp orada burada şeytan arıyoruz deccal de şeytan da ifrit de insan Narin kızımızın ruhu bizi lanetliyor haklı olarak biz erkeklere Allah belanızı versin Allah benim hakkımı sizlerden sorsun dişleriniz dökülsün vücutlarınız erisin diyor sevgili dostlar işte bu yüzden bu ülkenin kadınları başka ülkenin kadınları başka ülkelerin kadınlarına göre yüzbinlere kez mücadele vermeleri gerekiyor yani kendilerine örnek olarak Emmayı değil George sandı almaları gerekiyor elbetteki biliyorum yarı feodal ülkelerde bu tür mücadeleleri vermek hiç kolay değil cahilleştirilmiş insanlara bu konuları anlatmak da kolay değil cahilin kafası ortaçağda kalmış insanlaşmayı kafası almıyor işin kolayını seçiyorlar önemli konulara karşı ilgisizler bakın ünlü filozof Diogones kendisine sorunlarını taşıyan bir grup insan onlara sorunlarını anlatırken filozofu dinlemek yerine kendi kendileriyle konuşmaya başlıyorlar bu duruma sinirlenen filozof birden kuş gibi ötmeye başlıyor şaşıranlara da hiç şaşırmayın maskaralıklara ciddi işlerden çok daha önem veriyorsunuz bizim sorunlarımıza ve bizim insanlarımızın bakışlarına ne kadar benziyor şimdi sizlere tüylerinizi ürpertecek bu kadarı da olmaz dedirtecek on iki yaşındaki Reyhan kızın hazin öyküsünü anlatmaya çalışacağım Reyhan bir kasabada iki yıl boyunca cinsel istismara maruz kalıyor failler arasında hiçkimsenin aklına gelmeyen insanların olması konuyu daha da ilginçleştiriyor tam iki yıl boyunca bu ufak çocuğa tecavüz ediliyor sonunda Reyhan bu olayı çevrenin ve toplumum baskısına dayanamayarak Emma gibi intihar ediyor narinin başına gelenlere ne kadar benziyor reyhanın yaşadığı kasabada ds herkesin bu işten haberi vardır fakat kimse korktuğu için anlatmıyor yani şu üç bilinen oyunu oynuyorlar görmedik duymadık bilmiyoruz aynı oyunu narinin öldürüldüğü diyarbakırın o köyündekiler de oynadılar görmedik duymadık bilmiyoruz dediler küçücük bir köy orası ben bilirim ben de bir köylüyüm herkes herkesin ne yaptığını kimin kiminle ne film çevirdiğini bilir oradaki sorun korku o köyün bu işin içinde de olan beyden korkuyorlar ülkemizdeki işlenen cinayetlerin görgü tanıkları konuşmadıkça bu cinayetler devam edecektir Türkiye’nin her yerinde görenler duyanlar görmedim duymadım bilmiyorum diyeceklerdir reyhanın başına gelenler 4 yıl sonra Diyarbakır’da narinin başına geliyor sen bu olayı nereden biliyorsun diyorsanız dijital platformların birinde dört yıl önce şahsiyet isimli bir dizide yayınlanmış reyhanın öyküsü başrolünde Haluk bilginer oynamış ayrıca bilginere bu dizi dolayısıyla Emmy ödülü verilmiş reyhanı pazarlayan bu adama gelince kasabanın yardımıyla okuyan bir adamdır ileri yıllarda nüfuslu bir adam haline gelmiştir

Bu yazı toplam 1986 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi