DOSTOYEVSKİ
Ölümünün üzerinden iki yüzyıl geçmesine rağmen günümüz dünyasında en iyi roman yazarı olarak kendini kabul ettiriyor eserleri yalnız edebiyat biliminin değil felsefe , psikoloji , teoloji gibi çok farklı disiplinlerde de araştırma konusudur dünya klasik eserlerin içinde en çok okuru olan yazardır Dostoyevski Türkiye’de dünyanın her yerinde olduğu gibi dostoyevskiciler vardır Dostoyevski insanı bir sır olarak kabul etmiş tüm ömrünü ve zamanını bu sırrı çözmek için vermiş sıradan insanla Dostoyevski gibi büyük yaratıcılar arasında dünya kadar büyük farklar var sıradan insan bırakın insanın sır olmasını kendinin bile nasıl biri olduğunu neden var olduğunu ve neye yarayıp yaramadığını bile düşünmez ot gibi yeşerir kurur ve ölür yazar kardeşine tutulduğu toplama kampından yazdığı bir mektupta burada tutsağım ama üzgün değilim moralim de iyi çünkü yaşam her yerde yaşamdır yaşam dediğimiz şey dışımızda değil içimizdedir yanımda yüzlerce insan var bu insanların içinde iyi insan olmak ve hep böyle kalmak istiyorum şimdilik tüm amacım iyi bir insan olarak kalmak felaketler yalnız benim başıma gelmiyor herkesin başına geliyor benim başıma gelen felaketlerin bu kampta daha kötülerini yaşayanlar var sevgili kardeşim önemki olan böyle anlarda düşmemek ve cesaretimizi yitirmemektir yaşam dediğimiz şey de tam da budur Dostoyevski’nin çocukluğu Moskova’da fakir ve kimsesizlere hizmet veren bir hastanenin lojmanında geçer yani ilk tanıdığı insanlar fakirler yoksullar ve kimsesizlerdir daha çocukluğunda yoksulluğun ve kimsesizliğin ne yaman bir şey olduğunu öğrenir yazdığı romanların hepsinde yoksulluğu ve kimsesizliği anlatır babası bu hastanenin doktorudur rütbes binbaşıdır Dostoyevski de babası gibi askeri okula gider ve oradan mühendis olarak çıkar askerliği sevmediği için bir yıl sonra da istifa eder ne olursa bundan sonra olur ve hayatı tamamen değişir petersburgda sosyalist bir grupla tanışır sonra bu grup tutuklanır Dostoyevski de tutuklananlar arasındadır burası uzun bir hikayedir Sibirya’ya sürgün edilir dört yıl orada kaldıktan sonra yeniden petersburga döner ve edebiyatla ilgilenmeye başlar benim bugün isminden söz edeceğim öteki isimli romanını kaleme alır romanlarının en ilgincidir ilginçliği o güne kadar yapılan insanın tanımını Dostoyevski bu romanında farklı bir biçimde anlatır edebiyat tarihinde bu bir ilktir insan göründüğü gibi değildir asıl kişiliğini saklar her insanda birden çok farklı kişilikler vardır der işte Dostoyevski insanların sakladıkları farklı kişiliklerini bu romanda anlatmaya çalışır insanın dış görünüşüyle iç dünyasının çok farklı olduğunu Ruslar ilk defa Dostoyevski’nin romanından öğrenirler öteki isimli bu romanın kahramanı herkesten her şeyden kuşkulanan olaylara devamlı karamsar bakan karabasanları olan hastalıklı rüyalar gören halüsinasyonlu bir kişidir bu kişi aslında yazarın kendisidir Dostoyevski kendinden yola çıkarak insanın farklı farklı boyutlarını anlatmaya çalışmıştır sevgili okurlar Dostoyevskiyi okuyanlar bilirler Dostoyevski tam bir kumarbazdır bu kişiliğini kumarbaz isimli romanında da anlatmıştır kumarbaz olduğu gibi cinayet işlemeye de meyilli bir insandır mantıksız gelse de Napolyon insan öldürebiliyorsa ben de öldürebilirim der ve suç ve ceza isimli eserinde tefeci yaşlı kadını romanının başkahramanı raskolnikova öldürtür sonra büyük bir vicdan acısıyla yanar tutuşur bir süre sonra da gider suçunu itiraf eder roman kahramanlarının hiçbirisi Tolstoyun kahramanları gibi zengin asil ve bürokrat değildirler kendisi gibi roman kahramanları da yoksul kimsesiz yalnız kişilerdir bürokrasiye ulaşmalarını engelleyen gizli bir güç vardır kimi edebiyat eleştirmenleri Dostoyevski’nin romanlarını yoksulları kimsesizleri yalnızları itilmiş kakılmışları koruyan bir huzurevine benzetmektedir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.