Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

CAHİLLİK YILAN YUVASI GİBİDİR

CAHİLLİK YILAN YUVASI GİBİDİR

 

Her konu gibi güzellikte göreceli benim için güzellik ve güzel olan hayatın içinde var olan nesnelerin bağlantılarını kurmaktır konuya bir bilim insanının insanlığa yaptığı bir güzellik başlayalım Alper bey bir doktor on yılda Türkiye’de altı bin insana karaciğer nakli yapmış ülkemizin böyle güzel insanlara ihtiyacı var böyle politikacılarımız var mı diye son yetmiş yıla baktım yok politikacılar sadece kendileri için hizmet etmişler ülkemizde istemediğimiz kadar kötü işe yaramaz beceriksiz kara vicdanlı merhametsiz ve zeka yoksunu insan var az olsa da Alper bey gibiler de var bu güzel insanlardan biri de altmış yaşında edebiyata merak saran bir TV kanalında benimle edebiyat tartışmak istiyen varsa gelsin tartışalım

Diyen fahriye abla kadını ikinci sınıf insan sayan aklı kısa saçı uzun diyenler utansınlar insan tuhaf varlık onu biricik yapan zekası hoş görüsü ve insanlığa yaptığı hizmettir fahriye ablama ve Alper beye saygılarımı gönderiyorum ve iyi ki varlar ben tane kara cahile ve magandaya bedeller insanı başka insanlardan ayıran farklı yapan bilgisidir altmış yıllardır nasıl olmuşsa okuma yazması olmayan uyanık bir köylü devlete memur olmuş aziz nesillik bir olay Türkiye’de böyle şeyler oluyor bir söz vardır gizli yapılan şeyler bir gün ortaya çıkar gerçeğin böyle bir huyu vardır neyse bu adam bir sokak da yürürken biri yaşlı biri genç iki kadın yanına yaklaşır elinde ki kağıdı uzatıp okumasını ister takım elbiseli kravatıyla adam

Adam istemeyerek kağıdı eline almış utandığından okumam yazmam yok da diyememiş evirmiş çevirmiş ne olabilir diye akıl yürütmüş kadınların hallerine bakarak bu olsa olsa asker mektubu olur demiş başlamış okumaya adet olmak üzere önce anneme babama selam eder ellerinden öperim sonra eşi için bana selam yok mu diyenlere de selam ederim sana doğru mümkünse biraz para gönderin demiş adam okumayı bitirmiş kadınlar şaşkın şaşkın adamın yüzüne bakıp sen ne ettin kardeş o mektup değil dava dilekçesiydi.

Adam ay bunu önceden söyleseydin bende ona göre okusaydım cahillik böyledir bütün güzellikler çirkinleştirir cahiller kendi hayatlarının bile seçimini kendileri yapamazlar kendileri olamazlar her türlü güzellikten korkarlar her zaman aldatılmaya kullanılmaya yönetilmeye ve yönlendirmeye açıktırlar ülkemizde öyle çok insan var ki oysa hayat bir savaştır okuma yazması olmayanlar bu savaşta hep yenilirler kurtuluş savaşı sonrası Türkiye’nin nüfusu 11 milyondur sadece yüzde ikisi okur yazardır Mustafa Kemal bu insanlarla yedi düvele karşı koydu ve bize bir yurt kurdu Atatürk’ün büyüklüğü ve dahiliği buradan geliyor yoktan var etti bizi yurtsuz bırakmadığı için her gün dua ediyorum

Öykülerini anlatmaya çalıştığım okuma yazma olmayan köylü kadınları ve devlete memur olan adam bana bir dönem bir süreliğine psikolojik tedavi gördüğüm hasta hane de ki tanıştığım hastaları hatırlattılar bu insanlar hasta haneye gelmeden önce muskacılara, tütsücülere gitmiş hastalıklarını çok daha azıtmış sonra hasta haneye gelmiştiler bu ülke de cahillik her konuda çok etkin özellikler ruhsal rahatsızlıklarımız konsun da doktorların dışından kimselerden yardım almayalım bu tür insanlara içimizi açmayalım doktora gitmekten korkuyor sorunlarımızı anlatmaktan utanıyorsak müzik dinleyelim spor yapalım roman öykü okuyalım sosyal faaliyetlere katılalım müzik bu konuda en ideal tedavidir müzik vasıtasıyla yaşamımızı anlamlı hale getirebiliriz hayat güçlünün yanındadır ve bugüne kadar bu kural hiç değişmedi bundan sonrada değişmeyecektir iradenizi gücünüzü yitirdiğiniz zaman yanınızda hiç kimse kalmaz beş milyon nüfusu olan İrlanda da seksen milyonluk Türkiye’den daha çok kütüphane var ve dünyanın en önemli edebiyat eserlerini İrlandalı yazarlar yazmışlardır.   

Bu yazı toplam 4718 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi