Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

BÜYÜK AŞKLAR BİTMEZ Evliliğe ömür biçilmez

BÜYÜK AŞKLAR BİTMEZ Evliliğe ömür biçilmez

 

            Bir arkadaşım var. Çok arkadaşım var aslında ama bu arkadaşım çok ilginç tip bir adamdır yıllarca hayallerle gerçeklik arasında kaldı. Bu yüzden delirdi tımarhaneye patentlidir… Ben ona Freud o,da bana Dostoyevski der. Çok az konuşur ama çok şey söyler… Konuştuğu insanları bir yandan da analiz eder. En zor zamanlarda en karmaşık sorunlara bir çözüm bulur ve insanı rahatlatır onun ikna etme yeteneğine hayranım şeytanı bile ikna edebilir…Sıkıştığım, bunaldığım çözümsüz kaldığım hemen gider onu bulurum. Yardım alırım bir iki gün önce bazı sorunlar yüzünden ona gittim bir parka gittik yolda giderken bak Tuncer bu defa benim senin dostluğuna ihtiyacım var… bir hafta önce eşinden ayrılmış eşini de tanırım bütün filmlerde anne rolünde oynayan sert mizaçlı, isyankar, bilge, vicdanlı ve merhametli kadın Aliye Rona var ya öyle bir kadındır. O…

İnsan ilginç bir mahluk çoğu zaman herkese faydası olurda, kendine olmaz. Benim bu deli dostum gibi çok şey bilir herkese fayda sağlar… kendisine de zarar verir… Büyük acılara, işkencelere, aşağılanmalara, iki yüzlülüklere dayanır. Canım, birtanem sensiz yaşayamam dediği büyük bir aşkla sevdiği eşinin bir küçük lafına dayanamaz… Çürük bir duvar gibi yıkılır. İşte en zor zamanlarda en karmaşık sorunlara çözüm bulamıyor. Anlattı bana suçun çoğu onda…

Kendini değiştiremiyor egoistliğini, ön yargılarını yenemiyor. İnsanlaşamıyor. Ne yalan söyleyeyim ağladım benim hayatımdaki en çok sevdiğim insan. Her anlamda güvenebileceğim dost herkesin derdini açabileceği güvenebileceği böyle yardımını esirgemeyen böyle bir dostu olmalı ama halledeceğiz… ben bu sorunu çözeceğim… her evlilikte böyle tatlı, keyif veren evliliğin tadı, tuzu, rengi ve ahengi olan sorunlar olur önemli olan böyle durumlarda konuşmak yerine duygularımızı duyarlılıklarımızı harekete geçirmemiz gerekir.

 

Vicdanlarımızla hareket etmemiz gerekir. İçimizdeki merhamet ne güne duruyor. Böyle zamanlarda devreye girmese ne işe yarar… bu sorunu çözeceğiz. Bu yazıyı benim o iki dostum mutlaka okuyacaklardır. Eşiyle dövüşen insan, kendisiyle dövüşen insandır. Eşini aşağılayan adam kendini aşağılayan hiçe sayan kendine saygısı olmayan adamdır… Çünkü eşler hem birbirlerinin tamamlayıcıları… hem de birbirlerinin zıddıdırlar. Eşler birbirlerini seçerken aşık olurken genellikle birbirlerine benzeyen taraflarından … yada kendilerinde olmayanları aşık oldukların da bulduklarından dolayı birbirlerini seçerler… şimdi ben bunları sizlere neden anlatıyorum?  Bilin istiyorum… bilinde böyle hallerde egolarınızı, ön yargınızı, kinlerinizi çöpe atın diye… Benim adım Dostoyevski’yse ben bu işin üstesinden gelirim yada o insanlar bana yakıştırdıkları bu Dostoyevski onurunu geri alırlar.     

Bu yazı toplam 841 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi