Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

BİR EKMEĞİN HİKAYESİ

BİR EKMEĞİN HİKAYESİ

 

 Sözünü edeceğim konu Sivaslı Haydar dayının evinde geçti bir iş için gitmiştim Haydar dayı’ya beni salona alırken sessiz sessiz yürüyordu. Evde hasta falan varsa odaya gitmeyelim dedim’’yok yok hasta falan yok hanımlar var salonda bugün kitap okuma günleri. İyi bir yere geldik diye sevinmeye başladım… biz salona girince okuma düzeni bozuldu… sohbet etmeye başladık. O gün okudukları roman Victor Hugo’nun Sefiller isimli romanı ev hanımlarından oluşan yedi kişilik bir grup her ay bir kitap okuyup tartışıyorlarmış.. muhteşem bir güzellik edebiyatla ilgili okumalar ve sohbetler en tatlı ve en yararlı sohbetlerdir böylesi sohbetler insanı geliştirir, besler ve olgunlaştırır…

Çünkü edebiyat birleştiricidir edebiyatla ideolojik bakamayız, bakmamalıyız Hugo’nun bu romanı edebiyatın temel taşlarındandır ve bir ekmeğin hüzünlü öyküsüdür.

 

Romanın baş kahramanı Jeon Valson isminde işsiz güçsüz birisidir. Bir gün kız kardeşine misafir olur kız kardeşinin yedi küçük bebeği vardır ve eşi kendisini terk etmişdir gecenin bır saatinde çocuklar ağlamaya başlarlar açtılar günlerdir başka nasıl olabilir ki zaten Jean Valson yatağında yatamaz kimsede yatamaz zaten dışarıda bir fırın aramaktadır. Bir fırın bulur ama ekmek alacak parası yoktur… eve geri dönüşünde yoktur iki arada bir derede kalmıştır bir ekmek çalmaya karar verir. Açlık böyledir insana her şey yaptırır. Ve bir ekmek çalar patron görür ve peşine düşer burası uzun koca bir roman yakalanır mahkemelik olur beş yıla mahkum olur… bir ekmek çalmanın  bugün Türkiye’de cezası ne kadardır bilmiyorum fakat bu olayın geçtiği fransa’da o günlerde bir ekmek çalmanın cezası beş yıldır.

 

Bence bu olayda Jeon Valson hiç kusurlu değildir kusurlu ve adaletsiz olan Fransız sistemi ve adaletidir.(1860) Hugo’da zaten bu romanında o dönemin adaletsizliğini anlatmaktadır… yazarların şairlerin bilim adamlarının görevleri budur dünyaya mal olmuş Hugo Dostoyeveski, Tolstoy  gibi büyük yazarlar halklarının yanlarında durmuşlar zaman zaman, yerine göre haklarına önderlik etmişler ve yol göstermişlerdir onları büyük yapan bu duruşlarıdır.Yazar, çizer, ressam, ozan olmak kolay değildir kolay olsaydı herkes sanatçı olurdu.

 

 

Sanatçı yaratmasını dik durmasını ve hayal kurmasının bilen insandır dünyaya dışa seyahat etme düşünü ilk defa yules Verne kurgulamıştır. Nasa bu düşsel kurgudan yola çıkarak aya yolculuk gerçekleştirmiştir. Zamanın ileri gelenleri, yöneticileri vernenin  deli uçuk kaçık biri olduğunu düşünmüşler sanatın edebiyatın edebiyatcısının değerini bilen ülkeler bütcelerinden en büyük kültüre ayırmaktadırlar bu tür ülkelerin dünyada ki yerlerini hepimiz biliyoruz nu anlamda Türkiye’nin yerinide biliyoruz en az bütce kültüre ayrılır çünkü Türkiye de demem o ki okuyalım yazalım ve düşünelim edebiyat insana özellikle roman okumak insana hayal kurmayı,güzel konuşmayı,düşlemeyi,sorgulamayı öğrenir.Çok merak ediyorum türk insanı niye okumuyor,okumayı neden sevmiyor ,okumayı sevmediği gibi okuyanı tartışanı,eleştiri yapanı da sevmiyor ..yazarı şairi ozanı sevmiyor şimdi sözünü ettiğim bu romanı kaç işçi kaç köylü ve kaç öğretmen okumuştur bu yıl üniversite bitiren kaç öğrenci kafkanın dönüşüm yada tolstoyun  savaş ve barış isimli eserini okumuştur.Okumuyoruz,halkı idare eden insanlar okumuyor yine çok merak ediyorum bu yıl kaymakamlığa valiliğe her hangi bir kurumun müdürlüğüne taini çıkan kaç kişi Dostaveyski’nin susç ve ceza isimli eserini okumuştur.Sevginin temel kaynağı okumaktan gelir.Okumasak birbirimizi nasıl sevebileceğiz,oysa insanların başkalarından en çok bekledikleri en kıymetli duygu sevgidir…İnsan olabilme duygusudur…İki gün önce 7-8 yaşında bir dilencilik yapan kız çocuğuyla konuştum.Utandığından elleriyle yüzünü kapadı ve bana bakmadı,dilenmekten utanıyordu onunla birlikte ağladım.dert çok derman yok…

Bu yazı toplam 2430 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi