Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

BİR BAŞ YAPIT SEFİLLER

BİR BAŞ YAPIT SEFİLLER

Fransız yazar ve şair Arthur Rimbaud’un annesi Arthur’a Victor Hugo’nun Sefiller isimli romanını okuttuğu için çok sevdiği bir dostuyla tüm ilişkilerini keser. Başka bir dostuna “oğlum bu romanı okuduktan sonra asileşip söz dinlemez oldu, tüm kimlik ve kişiliği değişti evdeki aile huzurumuzu bozdu. Yaptığımız her işi, söylediğimiz her sözü eleştiriyor karşı çıkıyor asi bir çocuk oldu çıktı. Bütün kitaplar okutulmamalı” diye gönül yapar. Hanımefendi oğlunun okuyup devlet katında yüksek gelir getiren bir memur olmasını istemektedir.
Türkiye’de de böyle anne babalar çoktur çocuklarını sakıncalı gördükleri kimselerle konuşmamalarını yine kendilerince sakıncalı buldukları kitapları okumamalarını sakıncalı buldukları ozanları, şairleri dinlememelerini isterler. Çocuklarını daha filizlenmeden kuruturlar. Bu tür ön yargılardan oldum olası nefret ederim. Bu tür düşünceler sağlıksız, tutucu ve çıkarcı düşüncelerdir. Bir insanı hangi mesleği seçip, seçmeyeceğine hangi kitabı okuyacağına, hangi ozanı dinleyeceğine ve hangi fikri benimseyeceğine gördüğü eğitimin aracılığıyla ve sosyal yaşantısıyla kendisinin karar vermesi gerekir.
Arthur annesinin bu tavrı karşısında annesinin yüzüne “göreceksin sokaklarda yatıp kalkacağım kurtlar gibi uluyacağım delirip tımarhanelere düşeceğim o çok sevdiğin devlete de memur olmayacağım” der ve akla hayale gelmeyen şeyler yapar. Zamanı geldiğinde   Arthur dünyanın tanıdığı ve saygı duyduğu bir şair olur. Elbette ki ilk okuduğumuz kitaplar çok önemlidir. İlk okuduğum kitap fakir Baykurt’un Yılanların Öcü ve  Tırpan  isimli kitaplarıdır. Bu kitapları okumam yüzünden epey ezildim, ötekileştirildim, sevilmedim girdiğim işlerden ve okulumdan kovuldum çünkü çoğunluktan farklı düşünüyordum.
İnsanı tanımak çok zordur. Bazı insanlar analarından asi ve isyankar doğarlar onların DNA’larında çıkarcılık, iki yüzlülük boyun eğme ve emir alma emir verme yoktur. Bunlardan biride Arthur’dur ve anasından Deniz Gezmiş gibi devrimci doğmuştu. 
Hiçbir yazarın yapamadığını yaptı Sartre yaptı ve  verilen Nobel ödülünü almadı. Ben sermaye sınıfına ve devleti övmek için yazmıyorum dedi. Bu tür insanların karşısında birde Arthur’un annesi gibi köle ruhlu güce tapan insanlar var bu insanları dünyanın en özgür ülkesine götürün orda kölelik emir almak için adamlar ararlar.
Sefiller romanının baş kahramanı işi evi barkı olmayan bir insandır. Bir gün eşinden ayrılmış kız kardeşinin evine gider, gecenin bir yarısında kardeşinin çocukları ağlamaya başlarlar anneleri bir türlü susturamaz Jan Valjan kardeşine çocukların neden ağladıklarını sorar kardeşinin verdiği cevap çok dramatik acı vericidir “aç oldukları için ağlıyorlar” diyor der. “Üç gündür ağızlarına ekmek girmedi” bu lafı duymak Jan Valjan’a ölümden beter koyar. Çünkü sözün bittiği yerdir böyle bir sahnede Dostoyevski’nin Suç ve Ceza isimli eserinde vardır. Bu romanın baş kahramanı Raskolnikov bir meyhanede Mermeledof isminde memurluktan atılmış biriyle tanışır sohbetin arasında kızı Sonya’nın fahişelik yaptığını söyler burada da kızının fahişelik yaptığını anlatan bir babanın trajedisi vardır. Jan Valtin bize dönemin 18 yy Fransa’sının toplumsal yapısını devletin adaletsizliğini, işsizliği, açlığı anlatır. Raskolnikov 1860 yılların Çarlık Rusya’sının ve Çarlar despotizmini anlatır. Bu tür olaylardan ders çıkarmak lazım diye yazıyorum. Ne ise çocuklar bir yerden yiyecek bulurum diye dışarı çıkar gece her yer kapalıdır, bir fırından ekmek çalarken yakalanır mahkemeye çıkarılır mahkeme 19 yıla mahkum eder. Bir ekmek çalmanın cezanı 19 yıldır varın siz Fransız hukuk sistemini ve kraliyetin ne kadar adaletsiz olduğunu düşünün. İşte bu Sefiller romanını okuyor Arthur bu yüzden asileşir. Bize ayrılan zaman bitti. Bir şey söylemeden edemeyeceğim ben Sefiller romanının okullarda ders olarak okutulmasını istiyorum on yıl içinde bu ülkede bir tane cahil insan kalmaz bu romanı okuyan herkes ilk önce kendisini  sorgular:
“Ben kimim” ?  
“ Neyim” ?
“ Niçin varım” ? 
Ve
“Hayatın anlamı nedir”? diye.          
 

Bu yazı toplam 1498 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi