Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

BİLKAR BİR EDEBİYAT VE SANAT KURUMUDUR

BİLKAR BİR EDEBİYAT VE SANAT KURUMUDUR

 

 

Bilkar Gebze’de edebiyat ve sanat faaliyetlerini yürüten bir sanat kurumu bu faaliyetleri yürüten insanların, genç insanların yaratıcı güçlerini ortaya çıkartmak ve yaşama dinamizm katmak. Sanırım elliye yakın on iki, on üç yaşında çocuk piyano çalmayı öğrendi. Yüze yakın genç saz çalmayı öğrendi. Ayrıca keman çalmayı resim yapmayı öğrenen onlarca genç insana eğitim verildi. Bu sanatsal faaliyetlerin dışında onlarca insan bu kurumda bir araya geldi. Bu insanlar burada tanışıp dost oldular, ülkenin sorunlarını tartıştılar. Her bakımdan Bilkar insanlar için iyi bir çekim merkezi oldu. Bilkar ona yakın atölyeden oluşuyor, bu atölyelerden biri de benimde içinde bulunduğum edebiyat atölyesidir. Kadınlı erkekli 40 kişiydik, haftada bir, ayda dört kitap okuduk tartıştık.

Bütün bu güzel işler Bilkar’ın sayesinde gerçekleşti. Bilindiği gibi edebiyat halkın pratik yaşayışının yazılı hale getirilmesi sanatıdır. Bu anlamda ülkemiz halkında yazılanları, kitapları okuduk ve tartıştık. Ağırlıklı olarak Türk edebiyatından sonra Rus, İngiliz edebiyatını tartıştık, inceledik.

Türkiye hakkında bir iki şey söylemek isterim. Edebiyat atölyesinde bir bunları tartıştık… herkesin gözü birbirinde çoğumuz diğerleri saydığımız insanları göz hapsine almış ötekileştirmişiz. İyi ve güzel şeyleri toplum olarak unutmuşuz. Duyarlılıklarımızı yitirmişiz. Politikacılar Türkiye’yi daha güzel bir yer haline getireceğiz diye kandırıyorlar yıllardır, seçim zamanında böyle söylediler.

Yıllar geçecek onlar yine böyle söyleyecekler. Halkımız bunun hayalini kuracak, bekleyecekler ve o gün Türkiye’yi görmeden ölecekler. Bizim aydınlarımız da onları dinlerler köşe başlarında, kaldırımlarda duru halka bakarlar, ondan sonra oturur masa başında kitap yazarlar, halktan da almalarını beklerler, insanlar almayınca da kızarlar…

 

 Bizim aydınlarımız sokağa çıkmazlar, oysa hayat sokaklarda yaşanıyor, açlık, işsizlik, kötü şeyler sokaklarda. Ne ise biz yine Bilkara dönelim. Biz Bilkar’da kitap okumaya, ülkenin sorunlarını tartışmaya insanlara dayanışma göstermeye devam edeceğiz. 12 Eylül darbesinin yetiştirdiği bir kısım gençlik bize modası geçmiş insanlar gözüyle bakıyorlar. Okuduklarımızı beğenmiyorlar. Bu bir şeyi değiştirmez. Dünya bizim okuduğumuz kitaplarla, bizim fikirlerimizle değişiyor. Hamlet’i, Kamazof Kardeşleri, Dirili’şi, Don Kişot’u okumadan insanlaşabilir miyiz, dünyayı algılayabilir miyiz? İnsanı insana en iyi yaklaştıran şey kitaplardır. Sanat yoksulluktan ve acıdan doğmuştur. Bu acıları dışarı vurmak için kitap yazmışlar, türkü söylemişler, resim yapmışlar. Çok sonraları bunun adına da sanat demişler. Ben kendimi üstadım Dostoyevski’nin o çılgın kitaplarını okuyarak insanlaştırdım.

Bu yazı toplam 1758 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi