BİAT KÜLTÜRÜ VE CEMAAT

BİAT KÜLTÜRÜ VE CEMAAT

 

 

 

                               Özellikle son 20 yıldır, eğitimi piyasa ve dine ait kavramlarla tartışıyoruz. Eğitimin piyasaya açılması hali, tamamıyla kamusal bir eğitim alması gereken, çalışanlar açısından, çok yönlü maliyetler oluşturmaya başladı. Özellikle veliler, çocuklarının bilimsel, demokratik ve laik bir eğitim almasını isterlerken, bu kez tamamıyla, piyasacı bir kültür ile yetişen, rekabetçi, bencil, yalnız, yarışmacı ve yabancılaşmış bireyler ortaya çıkmaya başladı. Bu bireylerin aileleri kendi ceplerinden para vermelerine rağmen, eleştirel düşünemeyen, hayal kuramayan, sorgulayamayan, verileni kabul eden, biat eden insanlar oluşmaya başladı. Aslında, din ile birlikte, piyasayı, müfredat bazında birleştirmek isteyenler açısından, başarılı bir durum ortada duruyor. En son Fetullah GÜLEN cemaati içerisinden yetişen, unvanları olan insanların itirafları şunları gösteriyor. Fetullah GÜLEN’in ağzını sildiği peçeteyi yiyen, kestiği tırnakları saklayan, herhangi bir cemaatin baktığı perspektif dışından bakamayan, üretilen bilgileri tekrarlayan, tek boyutlu insanlar yumağı ortaya çıkıyor.

                               Bence bu düşünce biçiminden dolayı, kamuda bu kadar öğütlü olmalarına rağmen, gelişen durumları kavrayamadıkları için, darbe başarısızlıkla sonuçlandı. Aldığı piyasacı, dinsel eğitimle darbe bile yapamayan bir kuşak var ortada. Eğitimin piyasalaşması ve dinselleştirilmesi sadece bizde değil, tüm dünyada eş güdümlü işledi. Şimdi, özellikle kapitalist metropollerde eğitimin dini yanından artık vazgeçiyorlar. Örneğin İngiltere’de evrimle ilgili bilgileri daha alt sınıflara taşımaya başladılar. Müfredatı tamamıyla değiştirdiler.

                               Türkiye’de de artık acilen eğitimi tekrar tartışmalıyız. İlk önce bütün paralı okullar kapatılmalıdır. Bütün öğretmenler kadrolu, iş güvenceli, bir çalışma biçiminin içerisinde olmalılar. Eğitim-öğretim müfredatı, parasız, laik, bilimsel, demokratik bir biçime acilen büründürülmelidir. Özellikle biz devrimci, demokrat öğretmenler darbelerle karşı karşıya kalmak istemiyorsak, velilerle, öğretmenlerle ve öğrencilerle eğitime dair, okullarda müfredatın uygulanması aşamasında, tartışmalı, çağı yakalayan, soru soran, kendini var eden, mutlu, yaratıcı çocuklar yetiştirmeliyiz. Sorgulayan çocuklar, hiçbir cemaatin parçası olmazlar.

 

                                                                                                                                             

 

 

 

Bu yazı toplam 105 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi