Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

ATA ERKİL TOPLUMDA KADININ YERİ

ATA ERKİL TOPLUMDA KADININ YERİ

 

Kalp hastası bir hanımdır, Leyla Hanım…

Komşuları Leyla Hanım’ın eşinin bir tren kazasında ölenlerin isim listesinde isminin olduğunu komşuları gazete haberinde görürler.

Ölüm haberini çok temkinli vermeleri gerekiyor.

Kız kardeşi uygun bir dille anlatır. Leyla Hanım’ın bu habere tepkisi, diğer kadınlar gibi olmuyor.

Kendini diğer kadınlar gibi yerden yere atmıyor, saçını başını yolmuyor, başını figan edip duvarlara vurmuyor, ağlayıp sızlamıyor.

Odasına kapanıyor, kimsenin kendisini rahatsız etmesini istemiyor.

Rahat bir koltuğa oturuyor ve ruhunun derinliklerine kadar bu  ölüm haberini yaşıyor.

Pencereden yağan yağmuru, bahçedeki ağaçları, havada kat kat olmuş kara bulutları seyrediyor.

Hiçbir şey düşünemiyordu, gözleri dalıp, dalıp gidiyordu.

Mantığı durmuştu.

İçinden gizliden gizliye “artık özgürüm, artık özgürüm” demek istiyordu ama bu cümleleri her söylemeye çalıştığında boğazına düğümlenen ağlamaklı hıçkırıkları  bozuyordu.

İçinden birçok ses “Sen neler söylemeye çalışıyorsun böyle?” diyordu.

Üç, dört saat sonra yas havasından sıyrıldı.

Eşinin hayatını zehirlediğini biliyordu.

Eşi, Leyla Hanım’ı sık sık dövüyor, hakaretler ediyordu.

Sık, sık, O’na; “Saman altından su yürütüyorsun, beni öldürmek için sinsice planlar yapıyorsun, sen çok şirret bir kadınsın!” gibi aşağılayıcı laflar ediyordu.

Leyla Hanım, O’nu sevmiyordu, mecbur kaldığı için seviyormuş gibi yapıyordu.

İstemediği halde O’na verilmişti.

Akşama yakın Leyla Hanım, tam dışarı çıkıyordu ki, o an çok kötü bir şey oldu, kapının önüne yığıldı.

Yanına gidip baktıklarında ölmüştü.

Eşi ölmemişti ve onu kapısının önünde bekliyordu.

İsmi bir yanlışlık neticesinde gazetede çıkmıştı. Asıl olanlar bundan sonra oldu.

Ev halkı ve yakın komşuları kadının birden bire neden öldüğü konusunda çok farklı varsayımlar iler sürdüler. Her kafadan bir ses çıktı, akla hayale gelmeyecek şeyler söylediler.

Bir kısım insanlar Leyla Hanım’ın eşinin ölmediğine üzüldüğü için aniden kalp krizi geçirip öldüğünü düşündü.

Bir kısım insan da eşini birdenbire karşısında görünce heyecanlandığını, sevincinden öldü dediler.

Ben şahsen Leyla Hanım’ın eşinin ölmediğine çok üzüldüğü için öldüğüne inanıyorum.

Sevgisi, güveni olmayan, zoraki yapılan bir evlilikten başka güzel sonuçlar çıkmaz.

Bu öykü, ibretlik bir öyküdür. Eşini döven, aşağılayan, ona güvenmeyen zorla biriyle evlenmeye kalkışan kadınlara “şeytan” diyen üç, dört kadınla evlilik yapan erkeklere ibret olsun.

Bu yazıyı okuyan herkes kendi kendiyle şöyle bir yüzleşsin.

Evlilik hayatını bir gözden geçirsin vs. vs. diye yazdım.

Kimse Leyla Hanım’ın ölümünü başka yollara taşımasın.

Ata erkil erkek egemen ve demokrasinin insan haklarının kadınla erkeğin eşit olmadığı toplumlarda böyle dramlar yaşanmaktadır.

 

 

Bu yazı toplam 941 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi