Fatoş Özut Kırtay

Fatoş Özut Kırtay

YİNE HASTANEDE BİR GÜN

YİNE HASTANEDE BİR GÜN

Neler oluyor bu doktorlara?
Hastanelere...
Gitmeyen bir, giden bin pişman. 
Hatta canını kurtardığına dua eder hale geliyorlar. 
Son zamanlarda sürekli şikayet alıyoruz. 
Vatandaş hastaneye gitmekten korkuyor, canımızdan oluruz diye.
Bir vatandaşımız yazdı, olduğu gibi aktarıyorum. 

"Randevu saatinde hastanedeydim . 
Üç hasta birden aldı doktor bey .
Dışarıda ki sıra sistemi çalışmıyordu. 
Sırayla üçümūzü de muayene  etti . 
Benim burun ameliyatı olmam gerekiyordu. 
2019 'un 3. ayında  Darıca Farabi' de muayene oldum ve  kanımda bir problem çıktı. 
Oradaki doktor G.....   K......Bey bu problem yüzünden   beni  ameliyat edemedi . 
Bana bu sorunu gidermek için kan ilacı verdi.
1 ay kan ilacı  kullandıktan sonra, doktor    G .K.Bey kendisinden  randevu almamı söyledi. 
İlaç bittikten sonra sürekli aramama rağmen,  
doktor  G. K Bey'den bir türlü randevu alamadım. 
3 ay geçtikten sonra doktor  G. K'dan randevu alamayınca,  doktor  T. Bey'den randevu aldim . 
Doktor T. Bey ameliyat olmam gerektiğini söyledi. Ve işin en komik yanı da burada başladı. 
Trajikomik demek daha doğru olur aslında. 
Daha sonrasında ben Darıca Farabi Hastanesi'nde  de muayene olduğumu söyledim. Doktor T. Bey bunun üzerine bana şöyle söyledi; "devletin imkanlarını 2 ayda bir kullanamazsın." 
Ben de kendisine bu devletin bir vatandaşı olduğumu  ve  her ay vergi  verdiğimi söyledim. Yorum yapmadan  sustu . 
Ardından doktor T. Bey'in yanındaki bayana 15 günden önce randevu alamıyorum dedim . Burnumdan hiç nefes alamadığımı,  her iki doktorun da acilen ameliyat olmam gerektiğini söylediğini belirttim.
Bu şekilde  sekretere bilgi verirken,  gayet uygun bi dilde anlatırken, Doktor T. Bey anlam veremediğim bir ses tonuyla bana " sesini yükseltme" dedi ve sekretere dönerek;
"ilaç yaz buna, ameliyat etmiyorum" dedi. 
Bunun üzerine  hastanenin  şikayet bölümüne giderek ,durumu anlattım. 
Onlar da  durumu yazmamı söylediler, yazdım.
Adliyeye de  gittim ama tehdit olmadığı için  bir suç unsuru bulunmadığını belirttiler. 
Şimdi konuyu sizin vicdanınıza bırakıyorum. 
Ben bu ülkenin, vergi veren bir vatandaşı olarak hastaneye gidemeyecek miyim?
Devletin imkânlarını 2 ayda bir kullanamamak ne demek?
İnsan keyfi olarak mı hastalanır ?
Bir ayda on kere de hastalanabilir.
Bir doktor bu üslupta nasıl konuşabilir? Doktorlar , namus ve şereflerinin üzerine hipokrat yemini etmiyorlar mı?
O yemini niçin ediyorlar?
Doktorluk mesleğinin gereği , hastayı iyileştirmek değil midir?
Ben bir vatandaş olarak,  hakkımı helâl etmiyorum  ve hakkımın gereğinin yerine getirilmesini istiyorum. 
Fatih Devlet Hastanesi doktoru T..... Bey'den şikayetçiyim!"

Yukarıda yazan olay, keşke olmasaydı ama  maalesef  gerçek.
Hatta bana ulaşan şikayetlerin en hafiflerinden bir tanesi. 
Neler var neler...
Sırayla hepsini yayınlayacağız inşallah .
Bizlerin görevi  sizlerin sesi olmak.
Doktorların bu durumda hemen savunmaya geçtiklerini duyar gibiyim.
'Ama günde kaç hastaya bakıyorum biliyor musunuz?
Dakika başına bir hasta muayene ediyoruz çoğu zaman. 
Bu yoğunlukta yoruluyoruz ve sinirlerimiz geriliyor .
Doktorların da bir insan olduğunu unutuyorsunuz!
Hep bizi suçluyorsunuz, sorun bizde değil sağlık sisteminde."
Bunların hepsine amenna. 
Ama bunların acısını vatandaşa verdiğin hizmetten çıkaramazsın doktor kardeşim!
Canım sıkkın, yorgunum , yoğunluktan ne  yaptığımı bilmiyorum '' diyemezsin,dememelisin.
Hele sevgisiz isen asla yapma bu mesleği, bırak!
Sayın devlet yetkilileri ,  yeterli sayıda doktor ve hastane personeli  olmadığı için yaşanıyor bunlar.
Sorun kaynaklarından biri de bu. 
Sayın yöneticiler, idareciler sizleri görevinizi yapmaya çağırıyorum. 
Personelinizle,hastanenizle ilgilenin.
Herkes işini layıkıyla, liyakatle ,gönlüyle yapmalı.
Aksi olduğu için yaşanıyor bu durumlar.
Güzel şeyler yazalım artık. 
Güzel günler görelim...

U-mutla kalın efendim

Bu yazı toplam 3248 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatoş Özut Kırtay Arşivi

NOKTA

03 Nisan 2024 Çarşamba 07:02

SEÇ

27 Mart 2024 Çarşamba 07:00