Fatoş Özut Kırtay

Fatoş Özut Kırtay

YENGEÇ SEPETİNDEYİZ

YENGEÇ SEPETİNDEYİZ

Kumsalda yürüyen bir adam, avlanan balıkçıya yaklaştığında kova içerisindeki yakalanmış yengeçleri görür.
Kovanın üstü açıktır, kapağı yoktur.
Bu durum onu şaşırtır, çünkü yengeçlerin kaçabileceğini düşünür.
Balıkçıya sorduğunda “Evet, tek bir yengeç olsaydı, kesinlikle kaçardı.
Ancak, pek çok yengeç varsa, biri kaçmaya çalıştığında diğerleri onu yakalar, kaçamayacağından emin olur,  geri kalanlar da aynı kaderi yaşarlar.” yanıtını alır.
Tek yengeç kapaksız kovadan rahatlıkla çıkabilirken sayı arttıkça kaçış imkansızlaşır. Çünkü birbirlerini yukarı itmek yerine, aşağı çekerek engeller."
İnsanların yaşadıkları durumdan mutlu olmadıkları dönemler olabilir. Bu dönemlerde mutluymuş gibi görünüp sizi de o duruma sürüklemek isteyebilirler.

Filipinliler arasında popüler olan bu kavram, ilk olarak aktivist yazar Ninotchka Rosca tarafından kullanılmıştır. “Ben sahip değilsem, sen de olamazsın.”, “Ben başaramıyorsam, sen de başaramazsın.” anlayışını ifade eder.
Bazı insanlar, bencilce davranarak hırslarını ön plana alarak başarmanın yolunun başkalarını geride tutmak olduğunu düşünürler. Kendileri ulaşamıyorsa, sizin de hayalleriniz, hedefleriniz uzak olmalıdır. İstekleri budur. Rekabetçi duygularla, hasetlik ve kıskançlıkla çabalarınızı sabote etmeye çalışırlar.

Yaşamın her alanında bu sendroma rastlayabiliriz. Örneğin, kurumsal hayattaki tam zamanlı işinizden ayrılıp yolunuza girişimci olarak devam etmek istiyorsunuz.
Okulu bırakmayı veya bölümünüzü değiştirmeyi düşünüyorsunuz.
İş çıkışlarında kendinizi geliştirecek kurslara katılmayı planlıyorsunuz.
Kilo vermeyi düşünüyorsunuz. Bunlar daha da arttırılabilir.
Kısaca kendinizi geliştirecek, sizi daha farklı, daha iyi şartlara götürecek eylemler için değişim yapmaya hazırlandığınızda, değişim yapmaya henüz hazır olmayan, korkan kişilerin eleştirilerine maruz kalabilirsiniz.
Kendi başarısızlık korkularıyla, sizin başarılarınıza, gelişim olanaklarınıza ket vurmaya çalışanlar, yeni bir şey denemek istediğinizde baltalamaya, caydırmaya niyetlenenler olabilir. “Ne gerek var?”, ”Boşver.”,”Zaten beceremezsin, hiç uğraşma.”, “Bu saatten sonra meslek değiştirilir mi?” sözlerini duyabilirsiniz.
Bunlar sizi strese soksa da sakin olun.
Eğer kararınızdan eminseniz arkasında durun. Bunları söyleyenlerin büyük bir kısmı yengeç sepeti sendromu yaşıyor olabilir.

Yengeç zihniyetine sahip kişiler, gruplarında diğerlerini aşarak başarılı üyelerin önemini azaltmayı hedeflerler. Onlar başarısızken başkalarının başarısını izlemek yerine, çökmelerini beklerler. Mutlu anlarda bile eleştirecek noktalar bulabilirler, ama eleştiri duymak istemezler. Empati ve merhametten yoksundurlar. Halbuki başkasının mutluluğuna katkı sağlamak, onu paylaşmak en büyük mutluluktur aslında.

İnsan, en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır.
Jim Rohn

En sevdiğim sözlerden biridir kendisi. Çok da doğrudur. Zamanınızın çoğunu birlikte geçirdiğiniz insanlara dikkat edin. Aile üyeleriniz, çalışma arkadaşlarınız, yakınlarınız size yengeç sepeti sendromu yaşatan kişiler olabilirler. Zorunlu nedenlerle ilişkimizi tamamıyla koparmamızın mümkün olmayacağı durumlar varsa da hayatınıza yön verecek olan kişi sizsiniz. Kiminle, ne kadar vakit geçireceğinizi iyi belirleyin. Benzer hedeflerinizin olduğu kişilerle bir aradaysanız, başarınız katlanır.
Durumun farkına varmak gerekiyor. Olumsuz düşüncelerle dolu ortamda kalmak yerine, enerjinizi yardımlaşabileceğiniz, birbirinize ilham verebileceğiniz kişilere yönlendirin.

Bu sendrom herkesin karşılaşabileceği ve kişisel olarak üstesinden gelebileceği bir sendromdur. Başarılı gördüğümüz kişilerin motivasyonlarını düşürmek yerine onlardan ilham alıp, kendi motivasyonumuzu arttırabiliriz.

Yengeçlerin sizi hedeflerinizden ve hayallerinizden uzaklaştırmalarına, üretkenliğinizi azaltmalarına izin vermeyin. Bizim hayatımız, bizim seçimlerimiz. Kovadaysak da çıkmayı başarmak bizim elimizde, yeter ki gerçekten o kovadan çıkmak isteyelim.
Ve uzak duralım yengeçlerden.
Ben öyle yapıyorum...

Bu yazı toplam 3186 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatoş Özut Kırtay Arşivi

NOKTA

03 Nisan 2024 Çarşamba 07:02

SEÇ

27 Mart 2024 Çarşamba 07:00