Dilek ALP

Dilek ALP

KENT SERİSİ 4: KENT VE TARİH

KENT SERİSİ 4: KENT VE TARİH

Sana büyük şehirlerden bahsedeceğim;
en büyük camiler orda kurulur
en küçük mezarlar orda kazılır
en kara yazılar orda dizilir
yüksek minarelerde sela verilir
civar hanelerde zina edilir
büyük şehirlerde yalan söylenir tosunum
hâlbuki küçük köylerin
mezarlığı bile yoktur.

Büyük şehirlere bağlanma mehmedim
öyle bir şehre yerleş ki
küçük fakat bizim olsun
sokaklarında tanımadığın yüz
ensesine şamar atamayacağın kimse dolaşmasın
her ağacına elin
her karış toprağına terin değsin
ve kuytu evlerden birinde
senden habersiz ölenler olmasın…


Bedri Rahmi Eyüboğlu



Bir kent yaşantısının nasıl şekillendiğini, kent karakterinin nasıl oluştuğunu mesleğim gereği sürekli düşünmek zorundayım. Kentin nereye savrulduğunu, nelere maruz kaldığını, ihtiyaçlarını, hassasiyetlerini ve beklentilerini şekillendirebilecek, gidişatın nereye varacağı öngörüsüne sahip olabilecek kadar uzun süreli yerel yönetimlerde görev alınca, çözüm odaklı düşünmek benim için bir nevi alışkanlık oldu. Dünyaya bir kent sorumlusu gözüyle bakmak çok farklı ve özeldir. İsteyen değil hizmeti sağlayan olmak büyük tatmin sağlar. Yaşadığım, okuduğum, turist olduğum, hatta sadece fotoğrafını gördüğüm her yerli-yabancı kente ait sorumlu hissederim kendimi. Muhakkak söylenecek ya da dertlenecek bir iki cümlem vardır konuyla ilgili. Çok şey bildiğim için değil her detayı önemsediğim için.

Bir kent tarihçisi olan Braudel’e göre, “…Bir kent, ister büyük olsun ister küçük, içindeki evlerin, anıtların, sokakların toplamından çok başka bir şeydir; tıpkı bunun gibi sadece bir ekonomi, ticaret, sanayi merkezi de değildir. Toplumsal ilişkilerin izdüşümü olarak kent; dünyevi olanı kutsal olandan, çalışmayı eğlenceden, kamuya ait olanı özel olandan, erkekleri kadınlardan, aileyi ona yabancı olan her şeyden ayıran sınırların, kendi içinde kesiştiği, aynı zamanda da onun yapısını oluşturduğu bir mekân görünümüyle karşımıza çıkar. Bu niteliği ile de, mükemmel bir şifre anahtarı sağlar.”

Aslında bu uzun cümle tam da anlatmak istediğimi yansıtıyor. Bir kent, içinde yaşayan insanların beklenti düzeyleri ve kente yükledikleri anlamların değerleri ile şekillenir. Yaşadığınız yerden ne bekliyorsunuz, enine boyuna düşündünüz mü bunu? Ya da 10 yıl sonra kentinizi nasıl hayal ediyorsunuz?

Kentler artık farkına varmadan yok oluyor. Yeşile, maviye değil havalı kullanışsız, boş binalara yöneliyoruz. Bilgi ve ulaşılabilirlik arttıkça gelişimin artacağını düşünmekle hataya düşüyoruz belli ki. Gerçek ve
değerli bilginin üzerine yığılan popüler bilgi, asıl değerli bilgiyi örtmeye başladı günümüzde. Kentleri birbirinden ayıran en önemli unsur olması nedeniyle, kent denen olguyu en iyi tanımlayan onun tarihidir, tarihi dokusudur, tarihine ait yazılanlarıdır, tarihi simgeleri ve tarihi yapılarıdır. Çünkü tüm bunlar taşıdığı ağır kök bilgi ile günümüzü ve insanları şekillendirir.

Kentin yerel kolaylaştırıcılarının belki de düştüğü en büyük hata tam bu noktada başlar. Kentlerin birbirine benzemelerinin temel nedeni de budur. Yöneticiler, yönettikleri kente dair tüm bilgilere derinlemesine sahip olmakla işe başlamalı, kentin tarihi gelişiminde neler yaşadığını çok iyi kavramalıdır. Çünkü bu zaman yolculuğu onlara izlemeleri gereken rotayı doğal olarak gösterecektir. Mustafa Kemal Atatürk’ün dahi olarak isimlendirilen öngörüsünün kaynağı da budur, tarihi iyi okuyabilmek ve tekrarı yaşanacak olan gelecek tarihi kontrol altına alabilmek.

Kolay bilgiye ulaşım nedeniyle kent kolaylaştırıcılarının diğer kentlerde yapılanları birebir örnek alması yerine, kendi kentlerine, kendi değerlerine, kendi kültürel kodlarına dönerek, korumacılık ruhu ile bir bakış açısı geliştirmesi artık şarttır. Kent değerlerine sahip çıkılan bir yapılanma, insanların yaşadıkları yerin ruhuna ait hissetmesini, sağlam mahalle kültürünü, korumacılığı, kent gelişiminde ses çıkarabilme hakkını sunar. Ülkemizin her bir köşesi kendine has güzelliklere sahip olması yönüyle, hâlihazırda doğal bir hazinedir. Sadece var olanı gerçeğine uygun korumamız bile verilecek en büyük hizmettir. Siyasi rekabet, kentin siluetinin bozulmasına izin vermeden el birliği ile yapılan korumacılık rotasında ilerlemelidir. Çoğu zaman sadece muhafaza etmek de gelişimdir. “Kültürel Miras” kelimesinin çok havalı ve popüler olması değil, eylemlerde kente aktarılması asıl olandır.

Değerli bir bölgede yaşıyoruz. İmparatorluklara başkentlik yapmış, göç yollarıyla şekillenmiş, her konuda ilklere şahitlik etmiş, doğal güzellikleri ile büyüleyici, toprağın zenginliği tescilli, denizinin verimliliği tartışmasız, iklimi muazzam elverişli olan, fakat geçmişte akıl sır ermeyen yollar izlenerek sanayiye teslim edilmiş bir bölge... Yanlış bakış açısı, yanlış kararlar, yanlış uygulamalar, değerlerin farkında olmayan, olsa da ses çıkarmayan ya da ciddiye alacak bilgiye sahip olmayan kişilerin yönlendirdiği bir bölge.

Gelelim bizlere, bölgenin tarihi dokusunun öneminden dem vurdum, bölgemizin sadece bu yönüyle bile ne denli zengin olduğunu aşağıdaki liste ile hatırlatmak istedim. Çok sevdiğim hocam Sayın Volkan Şenel’den eksiklerimi tamamlamasını rica ettim, benim gözden kaçırdığım eklemelerle hemen geri döndü ve 53 adet tarihi yapıyı sizlerle paylaşıma hazırladık. Lütfen listeyi gözden geçirin, kaç tanesini hikâyelerini bilerek ziyaret ettiniz? Bu size, kentinize ve yakın çevrenize ne kadar dikkatli ve duyarlı olduğunuzu gösterecektir.


Kocaeli’de ki Önemli Tarihi Yapılar;

Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
İzmit Eski Defterdarlık Binası (Cizvit Koleji)
Atatürk ve Redif Müzesi
Tarihi Kapanca Sokak Evleri
Fevziye Camii
Orhan Camii
Kazıklı Kervansaray
Yazlık Ilıcası
Saraylı Köyü
Bahçecik Amerikan Koleji
Akmeşe Köyü, Tarihi Değirmen
Süleyman Paşa Hamamı
Nüzhetiye Köyü
Ereğli Evleri
Darıca Evleri
Tavşancıl Evleri
Kara Mürsel Alp Anıt Mezarı
Karamürsel Tarihi Belediye Binası
Konca Roma Mezarı
Bahçecik Siperleri
Servetiye Köprüsü
Astakoz Antik Kenti
İzmit Çuha Fabrikası
İzmit Feshanesi
İzmit Saat Kulesi

Değirmendere Yalı Evleri
Tarihi Tren Garı
Kaiser II. Wilhelm Köşkü
Selim Sırrı Paşa Konağı
Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi
İzmit Pertev Mehmed Paşa Külliyesi
Eskihisar Kalesi
İzmit Kasr-ı Hümayunu (Saray Müzesi)
Hereke Halı Ve İpekli Dokuma Fabrikası
Osman Hamdi Bey Müzesi
Saatçi Ali Efendi Konağı
Paşadağ Kalesi
Kösem Sultan Köprüsü
Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü
Kartacalı Hannibal Mezarı
İzmit Antik Tiyatrosu
Paşasuyu Kemerleri
İzmit Nekropolü
İzmit Tümülüsleri
Derince Tarihi Gar Binası
Hereke Kalesi
Kutluca Roma Köprüsü
Demirciler Konağı
Malkoçoğlu Türbesi
Akça Koca Anıt Mezarı
Darıca Kalesi
Darıca İskoli Mektebi
Çayırova Akse Camii 


Özellikle adres ve bilgi vermek istemedim belki merakınızı uyandırabilir ve kendiniz araştırabilirsiniz düşüncesi ile. Lütfen yaşadığınız yeri tanıyın, anlatın, paylaşın, büyüklerinizin kent hikâyelerini geleceğe aktarın. Unutmayın bizler, geleceğin şahitleriyiz…

Bu yazı toplam 5925 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Dilek ALP Arşivi