IŞIK NEFES VAROLUŞ
Bir sabah uyandık…
Yorgunduk, yoksulduk, ama umutluyduk.
O sabah 29 Ekim 1923’tü.
Bir millet küllerinden yeniden doğdu, kendi kaderini eline aldı.
O gün yalnızca bir devlet kurulmadı; bir ruh uyandı, bir bilinç doğdu.
Adı Cumhuriyet oldu.
Cumhuriyet…
Bir kelimeden fazlasıdır.
O, karanlığa meydan okuyan bir ışığın adıdır.
O, kadının sesinin duyulması, çocuğun eğitimle buluşması, yoksulun hakkını almasıdır.
Bir milletin “Ben varım!” deyişidir.
Bir kadının “Ben eşitim!” diye haykırışıdır.
Bir çocuğun “Benim de geleceğim var!” diye gülüşüdür.
Bizim için Cumhuriyet, sadece tarih kitaplarında anlatılan bir dönem değildir.
Cumhuriyet, bugün nefes aldığımız havadır.
O meşale yanmasaydı, bugün özgürce düşünen, konuşan, yazan insanlar olamazdık.
Atatürk’ün “En büyük eserimdir.” dediği o emanet, aslında hepimizin kalbine kazınan bir vicdandır.
O vicdan; özgürlükle, eşitlikle, adaletle atar.
Bugün bayraklar gökyüzüne yükselirken, bir an durup düşünelim…
Biz bu emanete ne kadar sahip çıkıyoruz?
Kız çocukları hâlâ eğitimden mahrumsa...
Adalet bazen susuyorsa...
İnsan sevgisi yerini öfkeye bırakıyorsa...
Demek ki biz o meşalenin etrafında biraz uzaklaştık.
Ama hâlâ geç değil.
Cumhuriyet’i korumak, onu kutlamaktan çok yaşatmakla mümkündür.
Adil olmakla, sorgulamakla, susmamakla mümkündür.
Her evde, her okulda, her kalpte yaşamalı bu değer.
Çünkü Cumhuriyet, unutanlara küser.
O gün kadınlar karanlıktan çıkıp 'Ben de varım!' dedi.
Erkekler, çocuklar, köylüler, askerler bir araya gelip yeni bir Türkiye yazdı.
O deftere kan, alın teri, inanç ve cesaret karıştı.
Bugün biz o hikâyenin devamıyız.
O yüzden 29 Ekim sadece bir bayram değil, bir hatırlatmadır.
"Unutma" der.
“Bu özgürlük kolay kazanılmadı.” der.
“Bu toprak, emanet.” der.
Cumhuriyet; bir kadının okula gidebilmesidir.
Bir öğretmenin “aydınlık yarınlar” diyebilmesidir.
Bir gencin “ben değiştiririm” diye yola çıkmasıdır.
Ve her şeyden öte, bir milletin birlik içinde dimdik duruşudur.
Bugün o ışığı taşımak bizim görevimiz.
Kadın olarak, anne olarak, insan olarak…
Bir yürek daha aydınlansın diye, bir çocuk daha inansın diye, her gün yeniden doğmalıyız Cumhuriyet’le.
Çünkü Cumhuriyet, geçmişin değil, geleceğin adıdır.
Atatürk’ün bize bıraktığı en kıymetli emanettir.
Ve biz, o emaneti kalbimizde taşıyan bir milletiz.
Yaşasın Cumhuriyet!
Yaşasın özgür, eşit, cesur Türkiye!
Yaşasın bu toprağın ışığı, umudu, kadını, genci, çocuğu!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.