Bir hafta yoktum
Çocukları alıp,kafa tatili yaptım.
Zamanı durdurdum yani.
Gam,tasa,keder kalmadı.
Mutlu,mesut geçti sayılı günler.
Döndüm.
Gündemde ne var diye sağa sola sordum,araştırdım.
İşte bir haftalık raporum...
Adam öldürmek için çıkmıyorlar denilen PKK,Suriye'ye tüy ay pardon bayrak dikmiş.
Bu konu hakkında aydınlatmak için basın toplantısı yapacaklarmış.
Yoksulların babası Başbakanımız, medyaya, zat-i şahanelerine yaraşır padişah sofrası kurdurarak
iftar vermiş.
Alım gücü gün geçtikçe artan zengin ülkemizde petrole zam gelmiş,5 lira olmuş.
Hayırlı olsun...
Baş örtülü bir bacımız(!), Barolar heyetinden üç kişi tarafından,tren seyahatında linç edilmeye kalkışılmış.
Ancak linç edenlerden Sabri Çepik o an olay yerinde fiziken bulunmadığından, olay inceleme ekibi
bu linç işini çözemeyip,yüksek merciilere danışmışlar.
Hemen bir kılıf bulunmuş,ismen olması yeterli denmiş.
Kadını Allah korumuş.
Ya fiziken de orada bulunsaydı,hali nice olurdu?
Ha bu arada önemli bir ayrıntıyı atladım.
Linç edilmeye çalışılan zavallı,biçare kadın Kalkınma Bakanı yardımcısının muhterem zevcesiymiş!
Dünya küçük,tesadüf işte.
Sen koskoca Baro Başkanlığı Heyeti üyesi ol,kadına el kaldır,o kadın kim çıksın?
ADALETin sopası yok diyeceğim ama!
Adalet Kalkınma Partisi var...
Son duyduğum ve okuduğum haber ise beni ciddi eğlendirdi.
TürkiyeRadyoTelevizyon'de,Ramazan Sevinci adlı programda, derin ilmi bilgisi olan
tasavvufi düşünürlerimizden biri (adına gerek yok,ünlü ya bilirsiniz elbet.Şunun şurasında
kaç tasavvufi düşünüre sahibiz ki?) bir konuşmuş,pir konuşmuş...
Sevgi merkezli,edep okulu Tasavvuf ilmi hizmet erinin sözleri;
"Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır. Böyle karınla sokakta gezilmez.
Her şeyden önce estetik değildir. 7-8 aydan sonra anne adayı biraz hava almak için beyinin otomobiline biner, biraz dolaşır. Sonra akşamüstü çıkarlar... Şimdi ise maşallah, kanatlısı kanatsızı televizyonlarda uçuşuyor.
Ayıptır ayıp. Bunun adı realizm değildir. Bunun adı terbiyesizliktir.”
Söylemlerinin ışığından çıktığım sonuca göre,bölünerek üreyenlerden olması muhtemel tasavvufi düşünürümüzün
bu veciz sözlerine karşılık, koskoca program sunucusu "Allah razı olsun" cevabını vermiş.
İşte bu sözlerden sonra ortalık toz duman.
Televizyonlarda,gazetelerde bu derin anlamlı sözler yer alıyor.
Ağzını açan,bu konuyla ilgili konuşuyor.
-Duydun mu?
-Neyi?
-Hani tasavvufi düşünen var ya?
-Kim?Ha neyse eee ne olmuş?
-Şöyle de böyle de...
Dahası var...
Bu düşünenimizi protesto etmek için eylem hazırlamışlar.
Yahu kusura bakmasınlar da hiç akıl yok bunu yapanlarda.
Eylemi hazırlayan arkadaşlara sesleniyorum.
Ne dediğini bilmeyen bir adamı ne kadar büyüttünüz!
Saçmalamış ve sizler de ciddiye alıp eylem yapıyorsunuz,yok artık!
Sessiz kalmayın elbette ama bu adama değil,TRT gibi bir devlet kurumunun aymazlığına...
Devletin malı deniz zihniyetine sahip olan bu muhteremlere cevap vererek,niçin keriz durumuna düşürüyorsunuz kendinizi?
Önüne geleni,araştırmadan etmeden programa çıkarmalarını eleştirin.
Türkiye Radyo Televizyonu'nu dingonun ahırı haline dönüştürmelerini eleştirin.
Reklamın iyisi kötüsü yoktur,bu adamın tanıtımını yapmayı bırakın kardeşim!
Bu haftalık durum raporu arzettiğim gibidir.
Eksikliklerim için ve sürç-i kalem ettiysem affola efendim..
Bu yazı toplam 1069 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.