İsmail Kadı

İsmail Kadı

ÖLÜM NE YANA DÜŞER...!

ÖLÜM NE YANA DÜŞER...!

 

Ağır bir karabasanın içerisindeyiz.

Bu karabasan içinde kısır acı ve anlamsız günlere doğru savruluyoruz.

Öyle bir döngü ki, “durdurun artık dönmesin dünya “ diyesi geliyor insan.

Böyle dönecekse dönmesin artık dünya.

Bu çirkin ama nereye gittiği belirsiz geleceğin içinde olmak acı veriyor.

2016 yılı  hepimiz için çok zor ve sıkıntı bir yıl oldu.

Adana Aladağ’daki bir kız öğrenci yurdunda çıkan yangın sonrası birbirine sarılı halde bulunan kız öğrencilerin cesetleri üst üstte gelen facialar karşısında çaresizliğin resmi oldu.

Bu kaçıncı kaza, kaçıncı maden göçüğü, terör, İşid, iç çatışma, gerilimli günler, tutuklamalar, göz altılar...

Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de sürekli ağızlardan düşürülmeyen “kader” denilen ve aslında insan odaklı hatalardan başka birşey olmayan kısır döngü yanlışlığı.

“Bu da oldu!” diyoruz  ve sonrası hiç birşey olmamış gibi yolumuza devam ediyoruz.

Pek çoğumuz öfkeliyiz.

Bu öğrenci yurdunun bir tarikata mensup olması mevcut iktidar ve onun yarattığı sosyolojinin bir sonucudur.

Birini kapatıp diğerine yol veriyorlar.

Bizi ilgilendiren bu facianın asıl yönü devletin bu tür yurtlarda denetim yapıp yapmadığıdır.

Gebze, Darıca,Dilovası ve Çayırova’da kaç tane buna benzer yurt olduğunu bilmiyoruz.

Sorsak bile doğru verilere ulaşmak imkansız olduğu kanaatini taşıyorum.

Toplum ve devletin keşistiği her noktada vasatın altında “yetersiz” insanlar istihtam ediliyor.

Bu konu sadece yurt müdürü ile sınırlı değil.

Bürokraside, eğitimde, yargıda, mülkiyede hep aynı yetersizlik gözden kaçmıyor.

Her sorunu polisiye tedbirlerle çözmeye çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız.

Aslında bugün karşılaştığımız sıkıntıların temelinde eğitimdeki irtifa kaybı yatıyor.

Artık “birey”olmak gibi çağdaşlaşma ve modernleşme kavramını şimdilik beklemeye aldık!

Yukarıda belirttiğimiz bu sistem yeterli formasyonda insan yetiştirmiyor.

Pek çok kurumda düşük profilli itiraz etmeyen yöneticiler görevlerde çuvallıyor.

Bu durum sürdürülebilir değil.

Onun için ortak akla her zaman olduğundan daha fazla ihtiyaç var.

 

Bakalım bu ortak aklı kullanabilecek süreci yakalabilecekmiyiz...!

Bu yazı toplam 926 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Kadı Arşivi