Aktan Uslu

Aktan Uslu

“Kanser eden” kitap deneyimim: Ciddi iştir

“Kanser eden” kitap deneyimim: Ciddi iştir

2014 yılının mart ayı..

Olcay Karabağ’a ait Çayırova Bölge Haber Gazetesi’nde çalışıyorum.

30 Mart 2014 yerel seçimlerine gün sayılan süreç.

Anadolu Sağlık Merkezi – ASM John Hopkins Hastanesi’nde kanserle mücadele eden ve/veya yenenlerin fotoğraflarının yer aldığı bir fotoğraf sergisi.

Aynı gün aynı saatlerde MHP Çayırova İlçe Teşkilatı’nda da basın toplantısı var. Cumhur İttifakı öncesi süreç. MHP henüz, -bence- “uydumakıllı” olarak yer aldığı ittifak içinde AKP’nin huyunda suyunda değil.

Toplumun diğer kesimlerinde olduğu gibi gazete ve gazeteciyi de aynı ittifakta yer aldığı büyük ortağı gibi; dünya görüşü, duruşu üzerinden ayrıştırmıyor, ötekileştirmiyor.

Dönemin İlçe Başkanı Fatih Kartal tarafından bizzat davetliyim.

Ben ASM’deki sergiyi tercih ettim ve Hatice Elif Boran ile o sergide tanıştım. Kanserle mücadele eden, yenen veya mücadeleyi sürdüren çok sayıda kişiyle de orada tanıştım.

En sürdürülür ilişkim Boran ile oldu.

Birlikte kitap yayınlama hamlesi de o süreçte geldi.

**

Kitaba dair hayli önemli bir mesafe kat ettik.

Gebze ve Küçükyalı da uzun saatler oturup dinlediğimiz hikâyeleri derledik.

Tuzla’da, Kadıköy’de, yine Gebze’de… çok sayıda kişiyle beraber yüzyüze görüştük.

Çünkü sadece Hatice Elif Boran’ın değil başkalarının da o süreçte neler yaşadıklarına yer verip çeşit zenginliği oluşturmak istedik.

Yanlış anlaşıldığımız da oldu.

11 Temmuz 2017.. Kadıköy’de Balon Kafe’deyiz..

Masada şahsım, Küçükyalı’da oturan Hatice Elif Boran ve kızı Ekin ile birlikte Ümraniye’den Nesrin Baysal ve kızı Yaren Alkaç, yeğeni Teoman Arslanoğlu ve arkadaşı Sema Dündar var.

Nesrin Baysal ile toplantı öncesi oluşan bir hukukumuz var. Amacımız Baysal’ın hikâyesine de kitapta yer vermek…

Gebze’den Sibel Dumanlıova… Gelecek Partisi Kocaeli İl Başkanı Serap Çakır’ın kardeşidir. Hikâyesini dinlendi ama mahreç isimle yer almayı kabul etmişti.

Ankara’dan Jale Özcömert ile Tuzla’da görüşüldü… Tuzla eşrafından eczacı Hale Özcömert Coşkun’un kardeşi. Hale Ö.Coşkun bir dönem Tuzla Belediye Meclis Üyeliği yaptı. Halen CHP İstanbul İl yönetim kurulu üyesi ve malum sebepten ötürü, Kaftancıoğlu’nun yerine, kongreye kadar olan süreçte il başkanlığında ismi geçti.

Bu arada gerek Dumanlıova gerek hele ki Jale Özcömert’e haksızlık etmek istemem. Ben Jale Özcömert ile Tuzla’da oturan Çayırova’da eczacılık yapan Özlem Şişli’den sebep tanıştım. Titrine dair bilgiyi sonra edindim ve kanserle mücadele eden yurttaş Jale Özcömert ile görüştüm.

Sibel Dumanlıova; çocukluk arkadaşım Mehmet Dumanlıova’nın eşidir. Ne Serap Çakır ile kardeşliği, ne de Gebzespor’un eski başkanı İlker Çakır’ın baldızı olması.. Hayır, ben kanserle mücadele eden yurttaş Sibel Dumanlıova ile görüştüm.

Kadıköy’de can sıkıcı o toplantıya dönünce..

… Beraberinde getirdiği Sema Dündar herhalde bizi D&R Kitap ve emsal kitapevleri, Can ve emsali gibi yayınevlerinin sahibi falan sandı.

Baysal’ın hikâyesine yer vermemiz halinde, kendisine ne bedel ödeyeceğimizi falan sorguluyor.

Naçizane izah etmeye çalıştık:

Bu kitap kişisel sermaye ile yayınlanacak. Hikâyeler, gönüllülük temelinde dinlenilecek.

Hele ki Türkiye şartlarında maliyetini kurtarırsak şükredeceğiz.

Ola ki kar edecek olursa da yalan yok, Hatice Elif Boran ile bölüşme amacındayız. Ciddi bir emek var ortada.

Halbuki Sevgili Nesrin Baysal’ın sadece kitaba değil kitabın konu itibariyle amacına katkı sunacağına inandığım..

Kanserle mücadele edenlerin veya onların yanında yer alanların şahsında sağlık sistemini gözler önüne seren bir hikâyesi de vardı.

Olmadı, ama gel gör ki sırf o toplantının üzerinden beş yıl geçmiş. Kitap da olmadı.

Kitabı yazmak için günde şu kadar süre ayıracağım dedim, olmadı.

15 gün bir yere gidip kapanacağım. Telefonu da kapatacağım. Tamamlayacağım dedim, olmadı.

Gelişigüzel yazayım. Fazla abartmayım. Nasılsa meslekten sebep geniş çevre de var. Maliyetini de kurtarırım. AKP’li belediyelerden destek alamam ama CHP’den üst düzeyleri araya sokar CHP’li belediyelerden; Kadıköy, Bakırköy, Sarıyer, Kartal, Maltepe, Çorlu, Çerkezköy ne koparırsam kardır… diyen yerlerim ağrıyor!

Hatice Elif Boran..

Müthiş heyecanlı ve istekli.

Kaç defa, “Sonbaharda, ilkbaharda, seneye kesin…” dediğimi ben hatırlamıyorum.

Ama kitap yazmak ciddi bir iştir.

Gazetecilik de öyle.

Şimdilerde gazetecilik ayaklar altında sürünmeyi sürdürüyor.

Çalıştığı yerden ayrılan neredeyse tüm meslektaşlar, gazeteciliklerine şüphesiz saygı duyduklarım, neredeyse tamamının haber sitesi var. Bir veya iki ortaklılar. Çok sayıda site, az sayıda kişiyle çok seslilik, renklilik, özel haber vesaire getirmiyor ne yazık ki. Halbuki birliktelik daha etkili site, daha çok özel haber, ekonomik anlamda bakacak olursanız da daha fazla gelir demek..

Haydi bu bardağın yine dolu yönü..

Meslekle ilgisi olmayan birçok kişi, bu mesleğin ahlak ve etik kurallarına bağlı kalmak kaydıyla, ancak ve ancak geçindireceği gerçeğine rağmen yatırım üzerine yatırım yapıyorlar.

Yahu arz talep dengesi üzerinden bile ihtiyaç yok. Bu neyin nesi..

Yenisin de ne kattın.

Gebze’de gazete gazete geziyorsun. Çay içmeye, sohbete mi geliyorsun. Gazete satın almaya mı?

Gazeteciliğin “g”sini bilmeyenlerce alınan gazeteler bir sermaye grubundan diğerine geçiyor.

Yenileri ardı ardına türüyor.

Gebze’de bir ara Hakan Höbek bile gazete çıkarttı. Merkez Hastanesi’ne dair yolsuzluk iddialarının tavan yaptığı süreçte.

Şimdi Cezmi Çiçek çıkartıyor. Adam İzmit Körfezi’ni kirletmekten birinci derecede zanlı, sabıkalı.

Bir dönem benim de çalıştığım Olcay Karabağ..

Bence AKP, CHP, MHP, Saadet… fark etmez. Birinden biri belediye meclisine sokuversin de yatırımları boşa gitmesin bari!

Örnekleri çoğaltmak mümkün.

Bağlamak gerekirse..

Mesleğimizi bu hale getirenlerin..

Üstelik mesleğe dair sivil toplum örgütlerinde etiket için yöneticilik yapanların fotokopici dükkanlarında bastırdığı “dergi”lerine ilanları sormadan etmeden koyup fatura dayatma ahlaksızlığını dahi sürdürdüğü süreçte..

Bir de kitap işine girdikleri de malum.

Gazeteciliği kirlettiniz yetinmediniz.

Edebiyattan ne istediniz, diyorum.

Mesleğin saha ayağından bedenen çekildiğimde..

Harbiden bir 15 gün de dünyayla tüm iletişim ağlarımı kesip..

Önce o kitabı sonra kısmetse diğerlerini ama kesinlikle göz değmemiş haliyle diyorum.

Kitap yazmak ciddi iştir diyorum.

Sevgili Hatice Elif Boran’ı “kanser ettim” farkındayım ama güçlü kadındır.

Hakikisini alt etti, çakmasını haydi haydi eder alt eder diyorum.

Başka da bi’şi demiyorum.

Bu yazı toplam 1100 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Aktan Uslu Arşivi