Tuncer Altunbulak

Tuncer Altunbulak

BEN BİR DİLENCİYİM

BEN BİR DİLENCİYİM

Sokaklardaki dilencilere kızıyor,ortamı çirkinleştirdiklerini düşünüyor. Dilencisiz bir ülke olmasını istiyorsanız; ülkenin ki hepimizin istediği de budur dilencisiz bir ülke istememizle olmaz  bunun için akıl yürütmemiz ve mücadele vermemiz gerekir. Bütün bunlardan dilencilik nasıl bir şeydir? niçin yapılır?sorusunu sormamız lazım kendimize ve cevabını da bulmamız lazım, bulduğumuz cevaplarda bizi tatmin etmiyorsa o zaman olayın rengi değişir. Eski büksü şeyler giyip sokaklara çıkıp birkaç dilencilik yapabiliriz bu durum bizi küçültmez,utandırmaz aksine çok daha büyütür, olgunlaştırır ve kişilik kazandırır. Böyle yaparak dilencilik yapanların nasıl hangi şartlarda ve neden dilencilik yaptıklarını derinlemesine anlamış oluruz. Asıl önemli olanı toplumun dilencilere nasıl baktığını neden onlara para verdiğini anlamış da oluruz bence asıl anlamamız gerekeninde bu olması gerekir yani burada kendi kendimizle karşılaşmış ve tanışmış olmuş oluruz. Bu olayın puf noktası da burasıdır bu defa dönüp kendimize biz kimiz dememiz gerek. Dilenci olmak hiç zor değil biraz yetenek, biraz hoşgörü. Filmlerde ve tiyatrolarda tarihi kişilikleri oynayanlar oynadıkları kimseler değiller ki bir fabrikatörü, bir köy ağasını, bir işçiyi oynayabilirsiniz ama bir dilenciyi oynamak çok zordur her baba yiğidin harcı değil. Atmakla olmaz gerçek dilenci gibi olacaksınız çünkü karda, yağmurda, rüzgarda sokakta olacaksınız ve her türlü insanla karşılaşacaksınız. Sizi aşağılayanlar olacak, dövmeye kalkışanlar olacak, şimdi benim aklıma gelmeyen daha anormal kötü şeylerde olabilir. Çok riskli bir iş. Hala varlıklı çok nazik ve güzel bir kadınsanız oynayacağınız bu oyun size çok daha büyüleyici bir güzellik ve olgunluk katar hayatınızı dünya görünüşünüzü değiştirir.Tam terside olabilir çünkü her şeyin bir bedeli vardır şimdi asıl soruya benim bu yazıyı niçin yazdığıma gelelim; en başta bu ülkede yaşayan insanların birbirini iyi anlamaları için yazıyorum yani birini sevmiyorsanız ilk önce kendinizi onun yerine koymalısınız onun olduğu yerden kendinizi görmelisiniz işte o zaman kötülüğü gördüğümüz bir çok şey kendiliğinden güzelliğe dönüşecektir… Şimdi sıra geldi dilenci olmaya sizler istemiyorsanız bu görevi  ben yapayım sizler beni izleyin ben gönüllü bir dilenciyim şu anda,düşünüyor ve neler yapacağımın hayalini kuruyorum şuanda sokaklardayım ve dileniyorum,vallaha kim olduğumu hiç önemsemiyorum dilenci kişiliğime alıştım bile.Dilenci olmayı çok da istiyordum çünkü hiç kimseye hoş görünme gibi bir kaygım olmayacak.Şuan toplumsal kurallara uyma gibi bir derdim de yok,en azından özgürüm şuan,yıllardan beri çektiğim sıkıntıdan ve stresten arınmış durumdayım zaten bir de bende lüks yaşama hastalığı yoktu,sokaklar benim için villalardan,köşklerden çok daha önemlidir şuan eğlendirici bir durum yaşıyorum.Şimdi istesem bu geceyi gider bir park da geçirebilirim yada sokaklardan geçen birini çevirir ona ağlayabilir,gülebilirim.Şarkı söylerim,türkü söylerim istersem deliririm de benim hayat anlayışım bu ben hayatı turistik bir gezi gibi değil uzun bir yolculuk olarak düşünürüm.Kendimi de içine katarım ve her anı değerlendiririm insanlara dokunur selam verir,selamlarını alırım,hayat öykülerini dinlerim elimden geldiği kadar ekonomik değerlerini paylaşırım.Severim,kendimi sevdiririm benim için her şey de kazanmak değil her şey de kaybetmektir.Önemli olan insanlardan istediğim tek şey bir dilenci olarak benden iğrenmesinler,sakınıp kaçmasınlar,benimle göz göze gelmekten korkmasınlar.Eğer beni ve tüm dilencileri bu dilencilikten kurtarmak istiyorlarsa bunun için mücadele versinler.

 

Bu yazı toplam 1245 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tuncer Altunbulak Arşivi