Halil Yeni

Halil Yeni

Yüzme Bilmeyen Madenci İçin…

Yüzme Bilmeyen Madenci İçin…

 

Eziktik, ezikliğimizin altında kaldık ezildik. İşsizdik. Çocuklarımızın ve kadınımızın karnı doysun diye madene inmeye ve patronları zengin etmek için ölüme razı edildik. Çünkü başı önde, uygun adım yürüyordu çaresizlik. Sonunu bile bile, aklımızı yiye yiye yürüyordu. Üzerimize geliyordu hep yoksulluk ve yoksunluk… Hayatımızı eze eze kendine yer açıyordu.

 

Düşünüyordu işçi, elde kazma evde çocuk. Düşünüyordu elde kürek evde eş. Ve Anne, baba… Akılda ay sonu, akılda fatura. Akılda Pazar parası, akılda ev kirası… Düşünüyordu karında açlık, üç aydır alamıyordu maaşını…

 

Çorbanın suyunu bol katıyordu eş. Her şeyin en ucuzunu alıyordu. Elinde parçalanmış bir defter, yüzünde utangaçlığıyla borç yazdırıyordu hep. Ağzına gelen her isteğini yutkunuyordu. İstemiyordu ailesinin mutluluğundan öte bir şey. Yaması boldu. Ve soğanı. Patatesi birazda. Azıcık unla da yetiniyordu.  

 

Gözü doluyordu da belli etmiyordu eşini her sabah madene uğurlamalarında. Çünkü ölüm pusudaydı, telaşla bakıyordu kocasının ardına…

 

Her akşam gecikmelerinde düşünüyordu eş, bugün onu bir daha göre bilecek miyim? Yine hep birlikte sofraya oturacak mıyız, bu gecede sarılıp uyuyacak mıyız diye…  Düşünceler kemiriyordu yüreğini ve o biliyordu bir gün o kötü haberin mutlaka geleceğini.

 

Ne vakit boş geçen derslerinde öğretmenleri serbest resim çalışması yapın dese o abisinin baba mesleğinden utanmasının aksine babasını madende çizip ona sevgisini gösteriyordu. Eli yüzü pırıl-pırıl bir baba… Giyindiği tertemiz elbiseleriyle, yürüyordu madene… Madenin önünden dereler akıyor, güneş parıl-parıl parlıyordu. Ve derenin ağzında ki bahçeli evde annesi, kardeşiyle, anneanne ve dedesiyle onu bekliyordu. Çünkü sıra arkadaşının babasının neden veli toplantılarına hiç gelmediğini sorup öğrendiği günden beri aklına kazılmıştı ‘’ya babam da madende ölürse’’ derdi.

 

 

Patron sevdalısı devletin ve işçi düşmanı patronun ihmalleri sonrası o madene su bastı. Bu üçüncü su baskınıydı. Diğer iki baskın ölümle sonuçlanmamış, bu yüzden cebine girecek paradan başka hiçbir şeyi düşünmeyen insan artığı patron hiçbir önlem almamıştı. Ve 18 arkadaşıyla birlikte o işçiden daha haber alınamadı. Baba ağladı. Anne fakir, anne acılı, anne yüzündeki yorgunluk çizgileriyle bastı feryadı. "Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı...

Bu yazı toplam 2165 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Yeni Arşivi