Halil Yeni

Halil Yeni

Şarkılarla Geçtin Aramızdan

Şarkılarla Geçtin Aramızdan

 

Çoğumuz onu ‘’Dido Nana’’ şarkısıyla tanıdı. Çernobil nükleer felaketi yüzünden kaybettiğimiz, bilinen son kişiydi belki de Kazım Koyuncu… 2004′ ün sonlarında Koyuncu’ya akciğer kanseri teşhisi konulmuş ve sanatçı tedavi görmeye başlamıştı. Fakat yapılan tüm müdahaleler olumlu sonuç vermedi. Kazım Koyuncu 25 Haziran 2005 yılında henüz 33 yaşındayken, hayatını kaybetti.

 

Herkesin Kazım Koyuncu’nun nasıl biri olduğuna dair yorumu vardı. O kendini: “Ben bir müzisyenim, ondan sonra Karadenizliyim; ama hepsinin ötesinde ben bir devrimciyim’’ diye tanıtıyordu.

 

‘Karadeniz sahil yolu’ hakkında vermiş olduğu bir röportajında devlet yöneticilerine seslenerek: “Siz kimsiniz ya, binlerce yılda oluşan bir şeyi siz hangi kafayla, hangi vicdanla tutup da yok edebiliyorsunuz? Sizin kısa vadede kazanacağınız birkaç milyon doların karşılığı, milyonlarca insanın geleceği ve bütün dünyanın ortak mirası olan oradaki doğa, oradaki deniz, oradaki fırtına deresi, oradaki Artvin’in dereleri’’ diyerek isyanını dışa vuruyor, “Bütün bunlara karşı çıkmak için ne filozof olmak lazım ne sanatçı. Hiçbir şey olmaya gerek yok. Sadece gören bir çift göze sahip olmak… Korkmamak lazım” diyerek boyun eğmemeye çağırıyordu insanları.

 

Çernobil nükleer felaketinden sonra, kanser tehlikesine karşı dönemin Endüstri ve Ticaret Bakanı H. Cahit Aral televizyonlar karşısında çay içerken o tepkisini yıllar sonra şu şekilde veriyordu : ‘’Anadolu’da benim bildiğim kadar yöneticiler, hayata bir şey katmışlar mıdır? Yani güzel bir şey yapmışlar mıdır? İsteyerek ama, isteyerek emek sarf ederek. Ben böyle bir şey görmüyorum. Bir Çernobil oldu. Şimdi hatırlamıyorum bir bakan çıktı ve çay içti, efendim bir şey olmaz diye. Bu bir zekâ sorunu değil, zekâ sorunu var da bu, bizleri salak yerine koymak en büyük salaklıktır. Ama bunlarınki sadece salaklıkla ölçülmez. Bunlar çok kötü niyetli insanlar. Geçen yıl suç duyurusunda bulunduk fakat olmadı. Bu kadar basit mi? Niye bu ülke bu kadar ucuz yönetiliyor? Niye bu kadar geri zekâlılar tarafından yönetilebiliyor? Sen ceza görmüyorsan ben söylüyorum buradan: Geri zekâlı. O çayı içen bir geri zekâlıdır. Valla başka türden, bunu dava açsalar ispatlayamazlar. Ya diyecek ki ‘Ben geri zekâlıyım kabul ediyorum. Bu yüzden suç bende değil geri zekâlı olduğum için… Ya da çok zekiyim ama ben kötü niyetliyim, o yüzden yapmışım işte…’’’

 

Trabzon Dernekler Birliği’nce organize edilen “Çernobil’in Etkileri ve Hasta Hakları’’ konulu sempozyuma hasta olduğu halde katılmış ve konuşmasında: “Türkiye’de hiç radyasyon olmasa da sistemin kendisi yeter zaten. Türkiye’de bir sistem sorunu var. Beni radyasyon değil Türkiye’deki sistem kanser etti” diyerek asıl sorunu gözler önüne sermişti.

 

Yurtdışında ki doktorların raporlarına bakıp: “Siz bu kişinin hastalığına rağmen onlarca konser verdiğini söylüyorsunuz; fakat bu hastanın şu an yaşaması bile mucize.” demesine karşın yine: ‘’Ha kanser ha konser” diyerek, 27 Haziran 2005 günü “Hey Gidi Karadeniz” etkinliğinde sahne almak istese de, sağlık durumunun kötüye gitmesi nedeniyle katılamayacağını bildirmiş, aynı gün yattığı hastaneden ölüm haberi gelmişti.

 

Ölmeden önce yakınlarına “Karadeniz dev bir dalgadır ve ben Hopa’ya gitmek istiyorum” demişti. Yakınları onu 2005 yılının Haziran ayında, omuzlarında, özlemini çektiği yaylalara, büyüdüğü dağlara, Hopa’ ya götürdü.

Bu yazı toplam 3481 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Yeni Arşivi