Dün, Dünya Basın Özgürlüğü Günü idi. Kim kutladı, nasıl kutladı bilemiyorum. En azından kendi adıma kutlama yapmadığımı tahmin edeceğiniz üzere bir kez daha ilan ediyorum.
   Çünkü, bireyleri ve halkı özgür olmayan toplumların basını da özgür olamaz, değildir.
   Ülkemizdeki basının ne kadar özgür olup olmadığına kabaca bakarsak, ortaya çıkan rakamlar ürkütücü. 
   Ülkemizde, halen 91 gazeteci, sadece gazetecilik yaptığı için tutuklu ve cezaevinde. Bu neden oluyor biliyorsunuzdur herhalde. Onlar, iktidarın istediği formatta gazeteci olmayıp halkın haber alma hakkına saygı duymak koşuluyla araştırmacı gazetecilik yaparak, gerçekleri yayımlamak yüzünden tutuklu ve özgürlükten yoksun kalan meslekdaşlarımız.
   Öyleyse, neyin özgürlüğüymüş ?
   Bu soruya ikna edici yanıt bulunmaması halinde Dünya Basın Özgürlüğü Günü diye bir terim üzerinden kutlama mesajları yayımlamak ve o mesajlarda timsah gözyaşı dökmek de neyin nesi ?
   Gazetecilerin öngördüğü ve özlemini duyduğu mesleki atmosferde, ülke toplumu haberin özgürce dolaşabildiği bir hale gelmiş olmalıdır.
   Bunun yanı sıra, ülke barışının da sağlanabilmesi adına cezaevinde tutuklu bulunan gazetecilerin bir an önce serbest bırakılması gerekir.
   Corona virüs salgınıyla mücadele ederken halkın haber alma kanallarını açık tutmak için özveriyle çalışan gazeteciler, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü yeni sıkıntılar ve güçlüklerle karşılıyor ne yazık ki.
Salgın sürecinde özellikle sahada görev yapan muhabir, kameraman ve foto muhabirlerinin yaşadığı zorluklar anlatmakla bitirilemez. Sahada çalışanlar, bulaşıcı salgından korunmak için ne medya patronlarından ne de devletten yeterli destek görmüyor. 
   Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü bulunan meslektaşlarımız da corona virüsü karşısında korumasız bir durumda bulunuyor.
   Gelin de, böyle bir durum karşısında "basın özgürlüğü günü" kutlayın.
   Gelin de, gazetecilere basın özgürlüğünden övgüyle bahseden sözler edin.
   Gelin de, gazetecilerin toplumun aynası olduğunu anlatmayı deneyin.
   Gelin de, gazetecilerin toplum adına kamusal görevler yaptığını söyleyin.
   Tabi ki inanan birilerini bulabilirseniz...
   Düşünce ve ifade, araştırma ve yayınlama, haber alıp yayma özgürlüğünün güvence altına alındığı günlerde de buluşmak dileğiyle.