BARBAROS TANTAN

BARBAROS TANTAN

Ne istiyoruz ?

Ne istiyoruz ?

Yerel seçime 11 gün kaldı. O nedenle, başlıktaki ifadeyi herkesin kendine bir kez sorması, vereceği bireysel yanıtı doğrulayan tercih yapması gerekir.

Yaşadığımız kentler, plansızlık yüzünden yaşanmaz hale gelmişse, bugüne kadar görev yapan tüm yerel yöneticilerin sorumluluklarını yerine getirmediği ortadadır.

Elbette, ‘şu isim doğru işler yapmıştır, şu isimler ise yanlış işler yapmıştır’’ denilebilir. Ve bu düşünceler üzerinden tartışma da yürütülebilir. Ama, insan yaşamını kolaylaştıracak işler yapması gerekenlerin seçimi anlamına gelen yerel seçimler öncesi böylesi gerginlik yaratıcı yaklaşımlar ve toplumu kutuplaştırıcı adımlar atmak kimseye yarar sağlamaz.

Dönelim, başlığımıza…

Gelecekte daha iyi bir kentte yaşamak istiyorsak, bu konuda bilimsel çalışmalar yapan kurumların uyarı ve önerilerini dikkate almak zorundayız. Özellikle de, yerelde ‘ben yöneteceğim’ iddiasında olanlar bu konuda çok iyi düşünmelidir.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Kocaeli İl Koordinasyon Kurulu (İKK), bu konuda merkezi olarak hazırlanan ve sonunda Kocaeli için önerilerin de yer aldığı raporu geçtiğimiz günlerde kamuoyu ile paylaştı. Aday olanların ve de herkesin önemsemesi gereken ayrıntıların yer aldığı o rapor hayati önem taşıdığı için bu sütunların konusu oluyor.

Ülke genelinde ne istiyoruz sorusuna verilen ilk yanıt başlığında ‘Özerk-Demokratik-Etkin Yerel Yönetim İstiyoruz’ diyor. Bu başlığın altını ‘’Özerk-demokratik ve etkin bir yerel yönetim için yerinden yönetim anlayışı vazgeçilmez önemdedir’’ ifadesiyle dolduruyor. Ve bu başlığı, ‘’Halkçı, Toplumcu, Katılımcı Yerel Yönetimlerde Kentin Sakini Değil, Sahibi Olmak İstiyoruz’’ cümlesiyle sonlandırıyor.

Hemen ardından;

‘’Etkin Kentsel Hizmet Üretimi, Kamu Yararı Odaklı Kent Planlaması, İnsanlık Onuruna Yaraşır Sağlıklı Bir Çevrede Yaşamak, Nitelikli, Erişilebilir ve Herkes İçin Sağlık, Sağlıklı, Erişilebilir ve Güvenli Gıda Hakkımızı, Güvenli ve Sağlıklı Barınma Hakkı İçin Kentsel Dönüşüm, Güvenli Yaşam Hakkımızı, Kent İçi Ulaşım Sorunlarının Çözülmesini, Kentlerde Enerji Verimliliği Esasına Dayalı Enerji Yönetimi, Doğal ve Kültürel Mirasın ve Kent Kimliğinin Korunmasını, Kadınların, Çocukların, Engellilerin, Yaşlı ve Yoksunların Toplumsal Yaşama Tam ve Eşit Yurttaşlar Olarak Katılımı İçin Engelsiz Kent Ortamları, Şeffaf ve Denetime Açık Yerel Yönetimler, Kent Suçlarından Arındırılmış Kentler ve Nitelikli Hizmet Üreten Yerel Yerel Yönetimler İstiyoruz’’ başlıkları öne çıkıyor.

Kocaeli’ne gelince…

İKK raporu, Merkezi değerlendirmeleri tamamlayacak şekilde bitiriliyor. Ve, önermeler şöyle sıralanıyor.

2 milyona yaklaşan nüfusu, nüfus yoğunluğu, 14 Organize Sanayi Bölgesi, 2 Serbest Bölgesi, 5 Teknokenti, 2 üniversitesi ve 250’den fazlası yabancı sermayeli olmak üzere yaklaşık 3 bin civarında önemli sanayi yatırımı bulunan, Türkiye imalat sanayinde yüzde 13 pay sahibi olan Kocaeli, artık kirleten ve sağlıksızlaştıran sanayiye doymuştur. Sanayisindeki niteliğin, emlak rantına dönüşmeyecek biçimde, bacasız, çevreyle-insanla barışık, ileri teknolojileri kullanan bir yapılanma ile değişmesi gerekmektedir.

Bir zamanların Astakos, Bithnya, Nikomedya isimleriyle tarihsel bilinirliği ve özellikleri olan Kocaeli artık insanların sadece çalışmak amacıyla yerleştiği bir karmaşa kent olarak tanınmaktadır.

Kocaeli’nin kültürel sürdürülebilirliği iyiden iyiye yitirilmektedir. Kentin doğal, kültürel ve tarihi turizm potansiyelinin halka sonuna kadar açık ve ücretsiz olması sağlanmalıdır. Kentin mevcut kültürel etkinliklerinin (festivaller, sanatsal sempozyumlar vb.) sürdürülebilirliği sağlanmalı, gerekli tanıtımlar yapılmalıdır.

Kentsel Dönüşüm altında rantın, yaratılan yeni sermaye gruplarına pay edildiğini, kentsel yenilenmenin sadece konut üretimine dayandığının örneklerine ilimizde de tanık olmaktayız.

Afet riskli alanlar ile tarihi çevreler de kentimize ve ülkemize kazandırılmalıdır. Kentli kıyılarını, ormanını, doğasını özgürce kullanabilmelidir.

Toplumun sosyo-kültürel gelişimi, yani “Kentli olmak” ya da “kentlileşmek” ise söz konusu bile değildir. Kamusal alanlar, ortak kullanım alanları olarak ise sadece AVM’ler algılanmaktadır.

Yerel Yönetimler kendi yetki alanlarında bulunan menkul ya da gayrimenkullerde, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasını hedeflemeli ve buna dair öz yatırımlarını yapmalıdır.

(Sürecek)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazı toplam 2337 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
BARBAROS TANTAN Arşivi