Cengiz Akgün

Cengiz Akgün

KOCAELİ VE DEPREM GERÇEĞİ

KOCAELİ VE DEPREM GERÇEĞİ

Kocaeli... Marmara'nın incisi, sanayinin kalbi. Ancak bu görkemli coğrafya, ne yazık ki en acı gerçeklerimizden biriyle, yani birinci derece deprem bölgesi olması gerçeğiyle yüz yüze. Bu gerçeğin bedelini ise 17 Ağustos 1999'da, yaşadığımız o korkunç sabaha karşı, hep birlikte ödedik. Büyüklüğü 7.4 olarak ölçülen o depremde, merkez üssü Gölcük olan bu felaket, yalnızca 45 saniye sürdü ama ardında on binlerce can kaybı ve devasa bir yıkım bıraktı.

Peki, bizi uykumuzda yakalayan, bir anda şehirlerimizi harabeye çeviren bu doğa olayı deprem nedir, nasıl oluşur?

Basitçe ifade etmek gerekirse, deprem yer kabuğu içindeki kırılmalar (fay hatları) nedeniyle aniden ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak yeryüzünü sarsması olayıdır.

Ülkemizdeki depremlerin çoğu, tıpkı 17 Ağustos'taki gibi, Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF) gibi tektonik fay hatları üzerindeki hareketlerden kaynaklanır.

17 Ağustos 1999 depremi bize çok acı dersler verdi. Yıkımın bu denli büyük olmasında, sadece depremin büyüklüğü değil, aynı zamanda zemin sıvılaşması, düşük beton kalitesi, eksik veya düz çelik kullanımı gibi mühendislik hataları ve yetersiz denetimler de büyük rol oynadı. Depreme karşı dayanıksız zeminler üzerindeki yapılar en büyük zararı görürken, sağlam zeminli bölgeler görece daha az etkilendi.

Bugün Kocaeli'de ve tüm Marmara'da yaşamak, bu acı dersi asla unutmamak ve sorumluluğumuzun farkında olmak demektir. Depremi durduramayız, ancak onun etkilerini en aza indirebiliriz.

Deprem riski yüksek bölgelerde kentsel dönüşümün hızlandırılması, yeni yapıların deprem yönetmeliklerine %100 uygun inşa edilmesi ve mevcut yapıların depreme dayanıklılığının bilimsel yöntemlerle sürekli analiz edilmesi şarttır.

En az sağlam binalar kadar önemli olan, bilinçli bir toplum yetiştirmektir. Deprem öncesi, anı ve sonrası yapılması gerekenleri bilmek, aile afet planlarını hazırlamak ve tatbikatlarla bu bilinci canlı tutmak hayati önem taşır. Deprem çantası hazırlığından, "Çök-Kapan-Tutun" hareketine kadar her vatandaşın bu kültürü benimsemesi gerekiyor.

Unutmayalım ki, deprem öldürmez; ihmal ve kötü yapılar öldürür. Kocaeli, deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenen bir şehir olmalıdır. Bu, geçmişin mirasına sahip çıkmak ve geleceğe güvenle bakmak için tek yoldur.

Bugün ayrıca 12 Kasım 1999’da büyüklüğü 7,2 ve merkez üssü Düzce olan depreminde yıldönümü.

Açıklamalara göre, ölü sayısı 845, yaralı sayısı 4.948, depremde hasar gören ve derhâl yıkılması gereken bina sayısı 3.395, yıkık ya da ağır hasarlı ev sayısı 12.939, iş yeri sayısı ise 2.450'ti.

Bu yazı toplam 2333 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Akgün Arşivi