Keşke şimdi yazacaklarımı yazmak zorunda olmasaydım.

Keşke halka hizmet için seçilenler, gerçekten halka hizmet için seçildiğinin farkında olsaydı.

Keşke, iftihar edebilseydik yönetimimizle.

Keşke gurur duyabilseydik seçimlerimizle.

Keşke…

Ama hayat keşkelerle ile ilerlemiyor.

Gerçekler, ne yazık ki karşımızda duruyor.

Geçen hafta da belirtmiştim.

Amacımız bağcı dövmek değil.

Huzur, barış, güven, adalet, refah içinde yaşamak için gerekenlerin yapılması.

Gayemiz budur .

Gebze’de bir bina yıkıldı.

Yetkililer, bunun metro inşaatından değil, evin zemininden kaynaklandığını söylüyor.

Umarız bu doğrudur!

Ama gerçek şu ki; tedbiri elden bırakmamak, gözümüzü açmak ve önlem almak her zaman yetkili mercilerin sorumluluğudur.

Çayırova ve Darıca’daki birkaç güzergâhtaki evlerin kolonlarında da çatlaklar oluştuğu, içinde oturanlar tarafından belirtildi.

Bazı evler tahliye edildi.

Yenikent Mahallesi sakinleri de tedirgin.

Burada bulunan emlâk konutları yirmi beş senelik ya da daha fazla belki de.

Bize ulaşan vatandaşlar, her bir alanın detaylı şekilde incelenmesini, zemin etüdü kontrolü talep ediyorlar.

Göz ardı edilmemeli.

Her ihbar değerlendirilmeli.

İnsan hayatı, ihmale gelmez.

Bunlar yeterince kaygı verici iken, Dilovası’nda yaşanan bir patlama hepimizi derinden sarstı. Ruhsatsız, merdiven altı parfüm üretiminde yaşanan bu felakette, 2 kadını ve 4 genç kızı bizden aldı.

Kim sorumlu?

Kim hesap verecek?

Sessizlik, ihmali örtemez.

Sessizlik, hayatların göz göre göre kaybedilmesine izin verir.

Duyarsızlık en ağır bedeli insanlara ödetir.

Her bir insanın canı gerçek değerdir.

Hepsi insan içindir.

İnsan yoksa hiçbirinin anlamı yok.

İnsan hayatı, hiçbir raporla, hiçbir bürokratik açıklamayla değiştirilemez.

İnsan, en yüksek değerdir.

Ve bu değer korunmak zorundadır.

Bugün sorulması gerekenler sorulmaz, yapılması gerekenler yapılmaz ise yarın daha büyük acıları konuşuruz.

Bugün atılacak adımlar, yarının acılarını engelleyecek tek güçtür.

Gözlerimizi kapatamayız, vicdanımızı susturamayız, sessiz kalamayız.

Çünkü her ihmal, bir canın bedelini ağır ödetir.

Halkın güvenliği, hiçbir bahaneye teslim edilemez. Halka hizmet için seçilmiş herkes, bunun bilincinde olmalı ve gereken önlemleri acilen almalıdır.

Somut adımlar atılmalı, ihmaller fark edilmeli.

Keşkelerle değil, gerçek çözümlere dair kurulmalı cümleler.

İnsan hayatı, hiçbir siyasi çıkarın, hiçbir geçici rahatlığın önünde gelmez.

Bizler, sadece kendimiz için değil, toplum için, çocuklarımız için, gelecek için uyanık olmalıyız. Çünkü insan yoksa, hiçbir şeyin anlamı yok.

Keşke…

Ama gerçekler ortada.

Ve bu gerçekler, artık sadece konuşulacak değil, üzerine gidilecek ve çözülecek bir sorumluluk olarak karşımızda duruyor.

Güneş balçıkla sıvanamaz.

Mızrak da çuvala sığmaz.

U-mutlu kalın.