Bahar Sert

Bahar Sert

İçinizden Bir Kadın…

İçinizden Bir Kadın…

Yakınmak, ağlamak yerine dünyayı değiştirmek ellerimizde

Bütün kadınlar gibi ben de her gün hayat telaşesi içindeyim. Ev, yemek, çocuk, yaşamın sırtımıza kadın olarak bindirdiği benzeri sorunlarla uğraşıp dururken bir sabah, ”neden kafamdaki düşünceleri kâğıda dökmüyorum” fikri oluştu. Yazma eylemine girişmek yani.

Kalabalık ve karışık zihnimi biraz rahatlatmak isterken, belki bir yerlerdeki hiç tanımadığım birinin hayatına dokunma düşünmesi beni çok heyecanlandırdı. Klavye ile gözgöze geldiğimde tereddütlerim çoktu, ama bir blok açıp yazdıklarımı yakınlarımla paylaştığımda geri dönüşler acabalarımı azaltıp beni yüreklendirmeye başladı.

Biz kadınlar yaşamın içinde, gerek iş hayatında gerekse evde, oldukça ağır yükler altına sokuyoruz kendimizi. İş yerindeki ve evdeki erkek egemenliği, kadının üzerine yapışmış yemek, temizlik, çocuk bakımı gibi sorumluluklar bazen kendimiz olmayı ya da bir kadın olduğumuzu unutturuyor. Bu noktada bir çıkış aradığımız zamanlar oluyor. Böyle zamanlarda karşımıza çıkan fırsatları avantaja çevirmek elimizde aslında. Sadece küçük bir kararla tüm hayatımız değişebilir.  Biraz kendimize güvenip, gücümüzün farkına varınca gerisi bir şekilde geliyor.

Kendin olmak ya da istediğini yapmak çoğu zaman çevremizde kolay kabul görülen bir şey değil. Kadın olmak figürü, kendin olmanın önünde olduğu için, “ben” demek ve bunu etrafına hazmettirmek çok zor, aynı zamanda yıpratıcı oluyor. Çünkü toplumumuzda hep kadın fedakâr ve ikinci planda olması gerektiğine inandırılmış. Kadın “ben” demeye çalıştıkça, en yakınlarından başlayarak hep bir engel, psikolojik şiddet ve yıldırma oyunlarıyla sindirilmeye çalışılıyor. Son yıllarda kadınlar bu bakış açısını değiştirmek ve daha ön planda olmak istiyor. Susmayan ve kendi düşüncelerini özgürce haykıran bir nesil var artık.

Kendini var etmeye çalışan kadına ne yazık ki destek yok. İlk var olma adımlarını atmaya kalktığında kocasının suratını, tavrını, babasının nasihatini, çevresindeki büyükler korosunun gümbürtüsünü duymayan yoktur. Nedenini de anlamak hiç zor değil. Kendi düzen ve rahatının bozulması, sorumluluklarının artışı,  toplum tarafından kadına biçilen yaftalar yüzünden oluşan tedirginlik. Tabi bazen kadınlarda goy goy yapabiliyor ama onlarınki, kıskançlık, çekememezlik gibi nedenlere dayanıyor yani kadınlarınki biraz daha masumane.

Önümüzdeki hafta 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile başlıyor. Sokaklar, caddeler “Kadınlar vardır” sesleriyle çınlayacak. Kadının toplumdaki durumu, gördüğü şiddet ve kadın cinayetleri bir kez daha hafta boyunca gündeme gelecek. Bu konuşmalar biz kadınların ne kadar derdine deva olacak bilinmez. Ama konuşulanlara, tartışılanlara biz kadınlar ne kadar sahip çıkabilirsek dünya da o kadar değişecek. Yakınmak, ağlamak yerine dünyayı değiştirmek ellerimizde. Ben düşünmeye, yazmaya başladım. Haydi sıra sizde!

Bu yazı toplam 9489 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Bahar Sert Arşivi