“Farkında olmak” ya da” farkındalık “nedir sizce?

Yakın çevrenizde,  ülkenizde ya da dünyada neler oluyor sanırım hepinizin az ya da çok bir fikri vardır.  Peki ya yorum yapabiliyor muyuz?

Farkında olmak kelimesi günümüzde çok popüler bir hal aldı.

“ Kendini keşfedip farkında ol”, “gerçek yaşamı keşfetmenin bilmem kaç kuralı” diye uzayıp giden listeler var…

Nedir gerçekten bu kelimenin anlamı?

  Sözlükte gözünden kaçırmamak, sezmek, anlamak olarak karşılık buluyor.

Özelliklede ülkemizde herkes her şeyi bildiği için farkındalık seviyesi oldukça fazla tabi reelden bahsetmiyorum…

Neyse gelelim konumuza,  size acilen farkında olmamız gereken konulardan söz etmek istiyorum.

Bireyselleşmek konusu bu günlerde  beni rahatsız etmeye başladı.

 Nedeni de belli olmayan bu arzu, geniş ailelerin yerini çekirdek ailelerin alması ile başladı. Sonrasında az üretip çok tüketen toplumumuzun kaçınılmaz sonu kapitalizm kölesi olma yolunda ilerlerken, bayramlarımızı ve belli geleneklerimizi kaybetmemiz ile devam etti.  İnsanlar tatillerini haklı olarak yapmak istediler. Artık büyük bayram sofraları ve yakın ziyaretleri ortadan kayboldu.

 Çekirdek aileler de ebeveynlerin bireysel yaşama isteklerinin sonucunda, aile birliğinin de zedelenmesi ile son nokta konulmuş oldu.

“Ne var bunda, sanırım gelenekçi bir kişisin “dediğinizi duyar gibiyim. Ama bence konu o kadar basit değil.

Bireysellik adı altında kendini kaybedip, hayali bir dünyada depresyon batağında bir sürü insanımız var.

Nerden mi çıkardım, geçen gün Sağlık Bakanlığı açıkladı her 10 kişiden 1’i antidepresan ilaçlar kullanıyormuş.

Sanal âlemin etkisi de var tabi bu konu ile ilgili, kendilerine yarattıkları hayat ile,  gerçek hayat arasındaki uçurum,  depresyona neden oluyor çoğu zaman. Birde pandemi koşulları ve ekonominin halini de eklersek yerinde bir açıklama oluyor.

  Sizce de öyle değil mi?

Pandemi sayesinde özümüze dönelim dedik ama bilanço biraz ağır oldu özellikle de bir konu hakkında “şiddet”.

Her dönem şiddet haberleri ile karşılaşıyorduk ama bu kötü dönemde daha fazla 3. Sayfa haberi okuduk.

Kadınlarımızın % 62 si bu dönemde şiddet görmüş. Bu sayı beni ürküttü.

Bu şiddetin büyük bölümünü psikolojik şiddet oluşturuyormuş.

Biraz sayısal değer vermek gerekirse,” 2020 yılında 253 kadın öldürüldü, 715 kadın ise şiddete maruz kaldı. 2021 yılının ilk 5 ayında ise 95 kadınımızı koruyamadık,  erkek şiddetine kurban verdik.  Ve bu kadınların 10 tanesinin tedbir kararı vardı.”

Farkında mısınız koruyamıyoruz kadınlarımızı çocuklarımızı. Her olumsuz şartta etkilenen kadın ve çocuklar oluyor maalesef.

Farkında değiliz çünkü adalet sistemimiz korumak ve yargılamak konusunda düşündürüyor beni.

 Duymayanınız yoktur, bir kızımız gencecik hayatının baharında, bir gence aşık oluyor ve o gencin kollarında hayallerine ve hayata veda ediyor. Sonra o genç cinayet şüphelisi olarak salınıyor ve başka bir genç kızın da kanına giriyor. 2 can ve 1 cani bu bir örnek sadece…

Maalesef onlarca var bu örnekten.

ARTIK FARKINDA OLMAK LAZIM…

Ailenin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Aile sevgisi ve öz sevgi aşılamak lazım evlatlarımıza. Özellikle de kızlarımıza.  Eğitmek, kendi ayaklarının üzerinde duran  etrafa faydalı bireyler yetiştirmeli.

 Tabi erkek annelerine de çok iş düşüyor. Egosu şişirilmiş erkek olduğu için üstün olduğunu düşünen biri yerine, insan sevgisi ve sevgiyi nasıl göstermesi gerektiğini bilen kişiler olma konusunda eğitmelidirler. Ayrıca şiddet kırıntısı hissettiklerinde bir danışmandan yardım almaları şart.  Ataerkil toplumlarda bu durum zor olsa da, farkında olup toplum hayrına sağlıklı bireyler yetiştirmek gerekir.

Bu halka halka birbirine bağlı bir sarmalın bütünü, ve  bu sarmal toplumun birliğini huzurunu sağlıyor.

Sorunlar çok, ama umutlu olmak gerekli. Hiç bir şey için geç değil. Yeter ki FARKINDA OLALIM.

SEVGİ İLE KALIN…