BARBAROS TANTAN

BARBAROS TANTAN

Harcamalarımızın yükü

Harcamalarımızın yükü

  Harcamalar içinde kira ve faturaların payı yoksul için artarken zengin için azalıyor.
   Bugün nüfusun en yoksul yüzde 20’lik kesimi her 3 lirasının birini barınmak için harcıyor ve oran giderek artıyor
   Hanenin harcamaları içinde faturaların payı giderek artıyor. Üzerine bir de kira harcamaları eklenince dar gelirli geniş halk kesimleri, kalan paralarıyla ancak karnını doyurabiliyor.
   Fakat aradan geçen son 17 yılda durum daha da vahim bir hal aldı. Yoksul halk kesimleri gelirlerinin gittikçe daha büyük bir kısmını kira ve faturalara ayırırken, zenginler için kira ve faturaların payı giderek azaldı. Bu durum da resmi verilere yansıdı.
   Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hanehalkı tüketim harcamaları verileri
2002'de yoksulun payı ile zenginin payı neredeyse aynı olduğunu gösteriyor.
O yılda, en yoksul kesim harcamalarının yüzde 27.8’ini konut ve kiraya ayırırken, en zengin kesimde bu oran yüzde 25.2 oluyordu.
   2002’de, en yoksul gruptaki vatandaş kira ve faturalarai 100 liralık harcamanın 27.8 TL, en zengin gruptakiler ise yüzde 25.2 TLsini ayırıyordu.
   Aradan yıllar geçtikçe Türkiye’nin sosyoekonomik yapısı da allak bullak oldu. Toplam harcamalar içinde fatura ve kira harcamalarının payı azaldı. 2018'e gelindiğinde yurttaşlar harcamalarının ortalama yüzde 23.7’sini fatura ve kiraya ayırmaya başladı. Ama, bu refah artışından değil.
   Refah artışı gibi görünen bu durumun detayları incelendiğinde tablo farklılaşıyor. Zira AKP’li yıllar boyunca gelir dağılımı sert şekilde bozuldu. Bu gelişmeyle beraber yoksullar için fatura ve kiranın yükü yüzde 31.4’e fırlarken, zenginler için yük yüzde 20.3’e geriledi.
Neden böyle olduğuna gelince...
   Gelir dağılımındaki bozukluğun ana nedeni vergi ve para politikaları. Ancak buna ek olarak gelişen konut sektörü geniş yoksul kesimlerin ev sahibi olmasına değil, zengin azınlığın ikinci ve daha fazla evini satın almasına neden oldu. Konut sektörünün yaklaşık 12 kat büyüdüğü son 17 yılda ilginç biçimde kirada oturan hane oranı arttı.
   2002’de her 100 hanenin 18,7’si kiracı konumundayken, 2018’de bu oran yüzde 28.7’ye çıkıyor.  Yani, dar gelirli gruplar üst gelir gruplarına her ay kira ödüyor.
6.7 milyon hanenin kirada oturduğu düşünülürse hane başına ortalama kira bedeli de yaklaşık 900 TL oluyor.
   İşte, toplumun önemli kesimi bu yükü taşıyor ve ve daha ne kadar taşıyacak belli değil.
   Ekonomik parametreler, kısa vadede dar ve orta gelirliye nefes aldıracak gibi değil. Çünkü, sermaye ve onun temsilcisi AKP'nin politikaları buna izin vermiyor.
   Buradan çıkışın yolu mutlaka bulunmalı, bulmalıyız. Yoksa, birlikte boğulacağız.

Bu yazı toplam 1974 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
BARBAROS TANTAN Arşivi