Mehmet Faruk Habiboğlu

Mehmet Faruk Habiboğlu

HADİ YA!

HADİ YA!

 

Çoğunun kafasında bir şablon var; ideolojik veya dinsel bir şablon. Seni kalıba sokmak isteyen, istediği gibi görmek dileyen.

 

Ülkücüysen Ahmet Kaya dinleyemezsin!

Devrimciysen Muhsin Bey için üzülemezsin!

Müslümansan bir gayrimüslim ölünce rahmet dileyemezsin!

 

Hadi ya!

Ben insanım insan!

Ben sadece benim!

Sizin kalıplarınıza, şablonlarınıza tüküreyim!

Yüreğin, merhametin, insanlık cevherinin ideolojisi mi olur, dini mi olur?

 

Afrika'da açlıktan, iç savaştan ölen bir çocuğu, bir kadını, bir adamı, bir insanı görünce ta yürekten derim, Allah rahmet eylesin, sebep olanları kahrı perişan etsin!

 

"Beni burada arama anne / Kapıda adımı sorma / Saçlarına yıldız düşmüş / Koparma anne" dizelerini yazan Nevzat Çelik'in ve ona ses olan Ahmet Kaya'nın yüce yürekleri önünde saygıyla eğilirim!

 

Sibirya Sürgünleri'nde milyonlarca masumu kurban eden ideolojinin ben içine edeyim!

 

On yedi yaşında yaşı büyütülüp idam edilen Erdal Eren için elbette göz yaşı dökerim! Ama 12 Eylül cellatlarının kıydığı 17 yaşındaki Bekir Bağ'ı hatırlamayanlara da bin sitem ederim!

 

Tevazu ve sadeliği, adalet ve eşitliği emreden bir dinin mümini olup da şatafat ve saltanatı, zulüm ve hamaseti çılgınca alkışlayanlara ne demeli?

 

Yani bizdense her halini hoş mu görmeli?

 

Ey yüreği mermer, elleri kelepçeli şablon sahipleri!

 

Ben insanım insan! Nerede bir zulüm duysam, nerede bir mazlum görsem, nerede bir haksızlığa rastlasam kabarır kaynar, öfkelenir yüreğim.

Bu yazı toplam 33118 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Faruk Habiboğlu Arşivi