Cengiz Akgün

Cengiz Akgün

GÜNDEMİN GÖLGESİNDE KAYBOLAN ÜLKE!

GÜNDEMİN GÖLGESİNDE KAYBOLAN ÜLKE!

Türkiye, bir süredir adeta bir girdabın içinde sürükleniyor. Gündem, gerçek sorunların üzerini örten bir sis perdesi gibi kullanılıyor; sürekli bir kaos ve korku iklimi yaratılarak toplum meşgul ediliyor. Bu durum, ülkenin enerjisini kendi içinde tüketmesine yol açarken, yokluk, yoksulluk, işsizlik ve gelir dağılımındaki adaletsizlik gibi kronik sorunlar her geçen gün daha da derinleşiyor. Gençler ise geleceğe dair umutsuzluk ve karamsarlık içinde. Bilindiği gibi ‘ev genci’ diye tanımlanan ve sayıları milyonları bulan bir zümre oluşmuş durumda!

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği "muasır medeniyetler" seviyesine ulaşma hedefi, bu kısır döngü içinde adeta imkânsız bir hayale dönüşüyor. Bir ülkenin ilerlemesi, gerçek sorunlarıyla yüzleşmesi ve bunları çözmek için ortak bir irade sergilemesiyle mümkündür. Oysa Türkiye'de yaratılan bu yapay gündem, toplumu kutuplaştırıyor, enerjiyi boşa harcıyor ve sorunların çözümüne odaklanmayı engelliyor.

Ülkenin gerçek sorunlar göz ardı edildiğinde, en büyük bedeli her zaman ki gibi halk ödüyor. Enflasyonun altında ezilen ücretler, her geçen gün artan hayat pahalılığı, özellikle gençlerin gelecek kaygısı, ülkenin en büyük zenginliği olan insan sermayesini de sürekli eritiyor. Yetenekli ve eğitimli gençler, umutlarını başka coğrafyalarda aramak zorunda kalıyorlar. Bu durum, Türkiye'nin uzun vadeli kalkınma hedefleri için büyük bir tehdit oluşturuyor.

Atatürk'ün "muasır medeniyetler" seviyesi hedefi, sadece ekonomik refahla sınırlı değildi; aynı zamanda bilim, eğitim, adalet ve demokrasi gibi temel değerlerde de ilerlemeyi kapsıyordu. Ancak şu anki tablo, bu değerlerden uzaklaşma sinyalleri veriyor. Toplumun temel dinamikleriyle oynanırken, gerçek ilerleme ve gelişme hedefi giderek uzaklaşıyor.

Türkiye'nin bu kısır döngüden çıkması için acilen gerçek gündemine dönmesi gerekiyor. Siyasetin ve medyanın, toplumu ayrıştırmak yerine birleştirmeye, sorunları halının altına süpürmek yerine çözüm üretmeye odaklanması şart. Aksi takdirde, enerjimizi iç çatışmalarda tüketmeye devam ederken, Atatürk'ün önerdiği ve hedeflediği çağdaş ve gelişmiş Türkiye hedefine ulaşmak yalnızca bir temenniden ibaret kalacak. Unutmayalım ki bir ülkenin gerçek gücü, toplumsal barışından, refahından ve geleceğe dair umudundan gelir.

Şu anda ülkemizde bundan söz etmek olası değil.

Umarım en kısa zamanda demokrasi, hukuk, insan hak ve özgürlükler tam olarak sağlanır, toplumsal barış her anlamda yaşanır ve gelir adaletsizliği son bulur.

Dilek temennilerim bu yönde!

Bu yazı toplam 5054 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Akgün Arşivi