BARBAROS TANTAN

BARBAROS TANTAN

Gözaltılar, tutuklamalar

Gözaltılar, tutuklamalar

İktidar, kendi projelerine, siyasal tercihlerine destek vermeyen, eleştiri hakkını kullanıp toplumun baskı altında tutulmasına karşı çıkan, güce tapma yerine aksine gücün yolsuzluklarına işaret eden, çeşitli düzeydeki tertip ve operasyonları kamuoyu ile paylaşıp bilgilendirme görevini yerine getiren yapan gazetecileri derdest etmenin bir yolunu buluyor.
Bu tür gazetecilere gözaltı uygulaması ile gözdağı verilmek isteniyor. Yetmezse tutuklanmaları tercih ediliyor.
Silivri'nin moda haline getirildiği FETÖ operasyonları dönemini bir kenara koyarsak, son döneme bakmak bile bu tezi doğrular.
Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Ferhat Çelik, Hülya Kılınç, Murat Ağırel'in de aralarında yer aldığı tutuklu gazeteci sayısı 84 oldu.
Halen yürütülen yeni bir soruşturma kapsamında ise TELE 1 TV Ankara Temsilcisi İsmail Dükel ile Oda TV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız gözaltına alındı.
Bu yazı size ulaştığında gözaltı süreleri bitmemişti. O yüzden, haklarındaki suçlamanın içeriğini tam olarak bilmiyoruz. Ama, kamuoyuna "askerî casusluk" yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alındıkları yansıdı.
Bir gazeteci, sadece haber yayını ile nasıl askeri casusluk yapmış olabilir ki ?
Bu soruya akılcı yanıt verecek biri mutlaka olmalı. Yoksa, gözaltı gerekçesi, işlemin yapılmaya başladığı andan itibaren 'kadük' olmuştur.
Bu göazltılara en ilginç tepki Hürriyet Gazetesi'nin icazetli yayın yönetmeni, yandaş gazeteci
Ahmet Hakan'dan geldi.
Dünkü köşe yazısında, Müyesser Yıldız ile İsmail Dükel'in evlerinin Terörle Mücadele polisleri tarafından basılıp, gözaltına alınmalarına ilişkin “Askeri casusluk' iddiası, çok ama çok ciddi bir iddia..." ifadesini kullandı. B

Bu ifadeden, farklı iki yorum çıkartılabilir. Birincisi, bu gazetecilerin "askeri casusluk yapacak kapasitede olmadıkları" yorumudur. Diğeri ise "yersiz ve mesnetsiz gerekçeler" olduğudur. 

Bunu en iyi Ahmet Hakan bilir ve 'yüreklere su serpen' yazısındaki gerçek düşüncesini açıklarsa hepimiz bilgi edinip rahatlamış oluruz.
 "Polis ve savcılığın yürüteceği soruşturmaları ve süreci hep bu açıdan takip edeceğim" diyen Hakan'ı tereddütte bırakan soruları da görelim.
Diyor ki;
"Hangi askeri belge, nereden temin edilmiş?
Belgeler hangi düşman kuvvetlere verilmiş?
Hepsinin tek tek ortaya konması ve bütün kuşkuların ortadan kaldırılması gerekir. Askeri casusluk vatana ihanetin en üst noktası. Daha ötesi yok!"
Yani, gazetecilerin askeri casusluk yapmasının milyonda bir de olsa ihtimal dahilinde olduğu anlayışını zımmen kabul ettiğini gizlemeyen Ahmet Hakan, 'hem nalına hem de mıhına' diyerek bir taşla iki kuş vurmayı hedeflemiş.
İyi de, bu yaklaşımı ne mevcut yargı kadrosu, ne gazeteciler topluluğu ve örgütleri, ne de okur yemez.
Dört günlük gözaltı süresinden çıkacak sonucun ardından ne yazacak acaba ?
Şimdiden çok merak ediyorum...

Bu yazı toplam 2123 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
BARBAROS TANTAN Arşivi