Dilek ALP

Dilek ALP

EVLADINIZA YAPTIĞINIZ YATIRIM SİZİ “İNSAN” YAPACAKTIR…

EVLADINIZA YAPTIĞINIZ YATIRIM SİZİ “İNSAN” YAPACAKTIR…

“Düşünmek ve söylemek çok kolay, fakat yaşamak, hele başarı ile sonuçlandırmak çok zordur.”

Albert Einstein

*


Kelimeleri toparlamak ne kadar zor bugün. Fark ettim ki insanoğlu acı ile tıkanırken, aynı benzer duyguyu yoğun mutlulukta da yaşıyor. Verdiğimiz tepkiler birbirine senkronize sanki. Gülerken aniden ağlayabiliyor, ağlarken gülebilme yeteneğine sahip olabiliyoruz.

Bu hafta biraz özel olacak, siz okuyucularımı eşsiz sevincime ortak edeceğim kısa bir yazı ile. Kalbim dolup taşıyor, kelimelerle oynayan ben, mutluluktan cümle kurmakta zorlanıyorum.

Kısa bir süre önce oğlumun Başkent Üniversitesi’nden mezuniyet töreni için Ankara’da ailemin yanına geldim. Oğlum, birincilik derecesi ile mezun olacağı için büyük heyecan duyuyor olmama rağmen yine de sakin ve mütevazı gözükmeye çalışıyordum içim kıpır kıpır olmasına rağmen.

1 Temmuz 2021, Perşembe sabahı saat 07:30 da başlayan hazırlıklarla birlikte, Pandemi sebebi ile tam güvenliğin sağlandığı tören şık organizasyonu ile göz dolduruyordu. Her şey disiplinli tıkır tıkır işliyordu ki birincilik dereceleri açıklanmaya başlayıp öğrenciler ismen sahneye davet edilmeye başladığı anda kontrolsüz bir şekilde göz pınarlarımdan yaşlar süzülmeye başladı. Gün boyu da durduramadım. Oğlumun adını duymak hiç bu kadar güçlü hissettirmemişti bana. Ne kadar çok ihtiyacım varmış bu duyguya meğer. Sevinç ana başlığının altında derinlerde ki o kadar farklı duygularım açığa çıktı ki, bir taraftan Başkent Üniversite Rektörü Prof.Dr. Ali Haberal’ın öğrencilerine hitaben yaptığı konuşmayı dinlerken bir taraftan yetiştirdiğimiz, üzerine bildiğimiz tüm değerleri yüklediğimiz evladımızı uzaktan izledim. Yaş ve tecrübe olarak iki-üç katı yaşa sahip yetişkinlerin çoğunda rastlamadığım vakur duruşuna dikkat kesildim. Onun hayatını nasıl zenginleştirdiğimizi düşündüm. Aslında hayatta başardığımız/başaramadığımız her detayın onların hayatında nasıl belirleyici olduğunu düşündüm.

Başkent Üniversitesi Kurucusu ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın tüm dinleyenlere hitabı ise yüreğime umut depoladı. Öğrencilerin gözlerindeki ışıltılardan gözlerim kamaştı. Yaşadığımız topraklara saygıdan bahsederken, yaşadığımız saygısızlıkları tek tek hatırladım. Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın Başkent Üniversitesi’nin dünyada UNESCO kürsüsüne sahip saygın üniversiteler arasında yer aldığı bilgisi ise beni inanılmaz mutlu etti. Ne kadar ince ve şık bir detay diye aklımdan geçirdim.

Kanal B Haber Müdürü Metin Kayıhan’ın Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini okuduğu dakikalar ise hepimizin nefeslerimizi tuttuğu andı. Tok sesi ile dinleyicileri büyüledi. Verdiği bilinçli vurgular yoğun alkış molalarına sebep oldu. 10. Yıl Marşımız ile duygularımız taştı. Gurur, kıvanç, onur, cesaret, umut duygularımız birbirine karıştı kenetlendi, mayalandı adeta.  

Tüm yatırımlarımızı evlatlarımıza yapmanın ne doğru bir karar olduğunu bir kez daha bugün teyit ettim. Eğer çocuk sahibi olmak gibi bir sorumluluğa girecekse insanlık, her şeyi bırakıp bu işe kafa yormalı, gözünden sakınmalı evlatlarını diye hayıflandım. Ebeveynlerin bile birer tehlike unsuru olduğu bu kirlenmiş dünyada ne büyük sorumluluk düşünün…

Bugün içinde bulunduğum aşkın duyguların tarifi mümkün değil. Hem muazzam bir süper ego ruhu yaratırken, benim çocuğum dediğiniz bir canlı sizin ayaklarınızı yerden kesebiliyor. Çocuğunuzla gurur duyarken bir bakıyorsunuz kendinize de haklı pay çıkarıyorsunuz. Başarmış olmak ve bunu hücrelerinize sahip bir başka canlıda hayata geçirmek, hiç tanımadığınız kişilerden, samimiyetine inanmak istediğiniz övgü dolu cümleler duymak en karlı yatırımın evlatlarımıza yapılan yatırım olduğu gerçeğini ortaya döküyor.

Bugün anladım ki ne sünnet, ne kına, ne nişan, ne düğün, hiçbir kutlama bugün yaşadığım duyguya denk gelemeyecek yoğunlukta… Doğumlarından sonra ebeveynlerin kendilerine verdikleri en büyük hediyeyi aldım bugün. Hala göz pınarlarım dolu, hala sevincim çağlamaya hazır, hala bu topraklara verdiğim en büyük hizmet olarak görüyorum evlat yetiştirmeyi ve onun mutluluğu için vazgeçtiğim her şeyden, ödediğim ağır bedellerden hala hiç pişman değilim. Bu gece dünyanın en mutlu kadını olarak uyuyacak yarın sabah dev bir gülümseme ile yeniden format atılmış hayata başlayacağım.

Bu yazı toplam 6053 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Dilek ALP Arşivi